sem ( I ) -mmi isim, eskimiş Arapça semm Zehir. sem (II) isim, eskimiş Arapça sem¤ İşitme. SEM , -mmi a. (ar. s...
sem ( I ) -mmi
isim, eskimiş Arapça semm
Zehir.
sem (II)
isim, eskimiş Arapça sem¤
İşitme.
SEM, -mmi a. (ar. semm). Esk.
1. Zehir, ağı: "Çeşmimden akan sirişk-i pür-sem" (A. H. Tarhan).
2. Semm-i helahil, semm-i katil, öldürücü zehir.
*Ed. Sem-i babili (babil zehiri), divan şiirinde şarap, (içkinin hem öldürmüş olduğu, hem de yaşam verdiği yolundaki yakıştırmadan lanan bir benzetmedir.)
*Esk. kim. Semm-ûl-far, sıçanotu, fare zehiri.
*isi. Tanrı'ın işitme sıfatı. (Tanrı'ın başlan- gıçsız ve sonsuz sıfatlarındandır. Kuran' ın birçok ayetinde geçer. İslam inancına nazaran, Tanrı en gizli saklı sesleri, bilhassa açık ve gizli saklı yakarma ve zikirleri duyar.)
SEM a. (fr. sdme). Dilbil.
1. Sözlüksel bir birimin anlamına bileşen olarak katılan en ufak anlamlı birim. (Eşanl. İM, ANLAMSAL ÖZELLİK) [Bk. ansikl. böl.]
2. Sem çözümlemesi, kendisini oluşturan semleri göz önünde tutarak bir sözlüksel birimin anlamsal bileşimini ortaya koymayı amaçlayan çözümleme.
*ANSİKL. Ifade düzlemiyle (gösteren) içerik düzlemi (gösterilen) içinde bir eş- biçimlilik bulunmuş olduğu ilkesinden yola çıkan yapısal anlambilim, sözlüksel birimlerin gösterilenini en ufak öğelerine, semlere ya da anlamsal özelliklere ayrıştırmaya çalıştı. Bu öğeler, paradigma ekseninde ardışık karşılaştırmalara dayanan bir çözümlemeyle elde edilir. Terimlerin tümü bir mikrosistem oluşturur. Mesela akrabalığa ilişkin sözcük dağarcığında, birimler üç boyuta nazaran karşıtlaşır: belli bir bireye (ben) nazaran “kuşakâ€, “cinsiyetâ€, “soyâ€; baba K+1 (birinci dereceden yukarı dönem), + E (adam), S1 (dolaysız soy ilişkisi) imleriyle nitelendirilirken, adam kardeş K+O, +E+S2'ye (yakın soy) çözümlenir Sözlüksel birimin en ufak bileşenleri, avrupa kökenli sem çözümlemesi ya da amerikan kökenli bileşen çözümlemesi çerçevesinde yer alınmasına nazaran, sem demeti ya da bileşen formülü denilen ve sıra düzeni göstermeyen bir tüm oluşturur.
1. Zehir, ağı: "Çeşmimden akan sirişk-i pür-sem" (A. H. Tarhan).
2. Semm-i helahil, semm-i katil, öldürücü zehir.
*Ed. Sem-i babili (babil zehiri), divan şiirinde şarap, (içkinin hem öldürmüş olduğu, hem de yaşam verdiği yolundaki yakıştırmadan lanan bir benzetmedir.)
*Esk. kim. Semm-ûl-far, sıçanotu, fare zehiri.
*isi. Tanrı'ın işitme sıfatı. (Tanrı'ın başlan- gıçsız ve sonsuz sıfatlarındandır. Kuran' ın birçok ayetinde geçer. İslam inancına nazaran, Tanrı en gizli saklı sesleri, bilhassa açık ve gizli saklı yakarma ve zikirleri duyar.)
SEM a. (fr. sdme). Dilbil.
1. Sözlüksel bir birimin anlamına bileşen olarak katılan en ufak anlamlı birim. (Eşanl. İM, ANLAMSAL ÖZELLİK) [Bk. ansikl. böl.]
2. Sem çözümlemesi, kendisini oluşturan semleri göz önünde tutarak bir sözlüksel birimin anlamsal bileşimini ortaya koymayı amaçlayan çözümleme.
*ANSİKL. Ifade düzlemiyle (gösteren) içerik düzlemi (gösterilen) içinde bir eş- biçimlilik bulunmuş olduğu ilkesinden yola çıkan yapısal anlambilim, sözlüksel birimlerin gösterilenini en ufak öğelerine, semlere ya da anlamsal özelliklere ayrıştırmaya çalıştı. Bu öğeler, paradigma ekseninde ardışık karşılaştırmalara dayanan bir çözümlemeyle elde edilir. Terimlerin tümü bir mikrosistem oluşturur. Mesela akrabalığa ilişkin sözcük dağarcığında, birimler üç boyuta nazaran karşıtlaşır: belli bir bireye (ben) nazaran “kuşakâ€, “cinsiyetâ€, “soyâ€; baba K+1 (birinci dereceden yukarı dönem), + E (adam), S1 (dolaysız soy ilişkisi) imleriyle nitelendirilirken, adam kardeş K+O, +E+S2'ye (yakın soy) çözümlenir Sözlüksel birimin en ufak bileşenleri, avrupa kökenli sem çözümlemesi ya da amerikan kökenli bileşen çözümlemesi çerçevesinde yer alınmasına nazaran, sem demeti ya da bileşen formülü denilen ve sıra düzeni göstermeyen bir tüm oluşturur.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR