SEPİLEME a. 1. Deriyi sepilemek eylemi. 2. Kılları yolunmuş deriyi, sepilenmiş ten haline getirmek için uygulanan işlemlerin tümü. (...
SEPİLEME a.
1. Deriyi sepilemek eylemi.
2. Kılları yolunmuş deriyi, sepilenmiş ten haline getirmek için uygulanan işlemlerin tümü. (Eşanl. TABAKLAMA.) [Bk. ansikl. böl.]
3. Tekrardan sepileme, evvel sepilenmiş bir deriye, özelliklerini değiştirebilmek için yeni bir sepileme işlemi uygulamak.
*ANSİKL. Nemli halde yumuşak olan memeli hayvan derileri, kurutulunca boynuzsu bir sertlik kazanarak kullanılamayacak duruma gelir. Tarihöncesi dönemlerden başlayarak insanoğlu yiyecek için öldürdükleri hayvanların derileriyle de ilgilenmişlerdir; ten işlemekte kullanıldığı sanılan bir takım aletlerin bulunması bu düşünceyi doğrulamaktadır. Bu derilerin dumana tutularak ya da yağlı maddelerle işlendikleri sanılır. Sözkonusu yöntemler günümüzde de ilkel topluluklar tarafınca hâlâ uygulanır. Ama eski uygarlıklar (Flitit, Babil, Asur ve Mısır) bitkisel ve şaplı sepilemeyi biliyorlardı; Yunanlılar ve Romalılar da bu sepileme yöntemlerini uyguladılar. Plinius, şimal ülkelerinden akdeniz ülkelerine yayılan, iç yağıyla meydana getirilen sepilemeden de (güderileme) söz eder. XIX. yy.'ın sonuna kadar sepileme sistemleri,metotları Romalılar'ın uyguladıkları yöntemlerden belirgin bir farklılık göstermedi; ten imalatı, belirgin sırları olan bir el zanaatı olarak kaldı. Gerçek gelişme, endüstri çağının başlaması, sepilemeye kimyanın girmesi ve bir takım işlemlerin mekanikleşmesiyle sağlandı. Kestane ağacı taneninin bulunması (1845) ve bu ağaçtan hulasa hazırlanması (1867), arkasından kebraço hülasasının yapılarak (1878) sül- fitlenmesi (1897) sonucunda, sepilemeyi büyük seviyede çabuklaştıran maddeler elde edildi. Bununla birlikte mekanik dolaplama makinelerinin kullanılmasıyla da süratli sepileme sistemleri,metotları gelişti (1892). 1858'e doğru krom tuzlarının sepileme özelliklerinin bulunması ve 1890'dan başlayarak sanayiye uygulanmasıyla mühim gelişmeler elde edildi. Bu şekilde eldivencilikte kullanılan deriler haricinde tüm diğeri derilere bitkisel ya da şaplı sepileme yerine kromla sepileme uygulanmaya başlandı. Bir süre sonra, yapay tanenlerin bulunması ve bu tanenlerle meydana getirilen sepileme yardımıyla bitkisel sepileme daha hızlandı; öte taraftan, formolün sepileyici hususi durumunun ortaya çıkarılmasıyla eldivencilikte kullanılan yıkanabilir derilerin yapımı sağlandı. Sepileme için bir sürü aldehitin kullanılması sözkonusu oldu. Başta glutaroldehit olmak suretiyle bir sürü organik bileşim denendi. Mineral tuzlardan, krom tuzlarından başka, demir ve zirkonyum tuzlarının da sepileme için kullanılması öngörüldü. Yalnız zirkonyum tuzları endüstri alanıpda kullanıldı.
*Sepileme sistemleri,metotları. Her tür sepilemeden ilkin tüm deriler bir hazırlama işleminden geçirilir. Buna "ırmak çalışması†denir ve meydana getirilen işlemler tüm sepileme türleri için neredeyse aynıdır. Bu işlem esnasında, deriler suda ıslatılır, kılların gevşemesi için kirece yatırılır, yolma ve et- leme işlemlerinden sonrasında kireçler giderilir Tüm bu işlemlerden sonrasında altderi, şu demek oluyor ki kullanılacak kısım kalır. Bitkisel sepileme daha çok büyükbaş hayvan derisine, bilhassa pabuç için tabanlık kösele yapımında kullanılan derilere uygulanır. Geçen yüzyılın sonuna kadar, söz konusu sepileme öğütülmüş meşe kabuğuyla yapılırdı; elde edilmiş madde tabii haliyle ya da soğuk suya yatırıldıktan sonrasında kullanılırdı.' Böylelikle elde edilmiş sepi şerbetinde tanen oranı az olduğundan, sepileme işlemi çok yavaş gerçekleşir. Yavaş sepileme denen söz konusu, tanen oranı gittikçe artırılarak üç aşamada uygulanır: ilksepileme", önsepi-ieme, havuz aşaması. Son aşamada deriler, silindir şeklinde ağaç teknelerde ya da yere gömülü havuzlarda tanen tabakaları arasına istif edilir ve burada 9-12 ay süreyle bırakılır. Süratli sepilemede, meşe kabuğundan başka sepileyici maddeler, bilhassa derişik hulasalar halinde kebraço ya da kestane ağacı kullanılır. Bu durumdaki ten, bir aylık somlamadan sonrasında “dolapâ€ta ek bir sepileme işlemi görür. Kromla sepileme yöntemi daha çok dana, düve ve oğlak derileri şeklinde pabuç yüzü olarak kullanılan minik derilere (vidala, glase) ya da koyun derisine (elbiselik) uygulanır. Bu yöntemle deriler, bir sepi dolabında bazik krom sülfat eriyikleriyle saat içinde sepilenir. Daha eski bir yöntem olan şapla sepileme eldivencilikte kullanılan derilere uygulanır. Yağlarla sepileme ya da güderi sepisi eldivencilikte, kıncılıkta, ortopedide ve ev işlerinde kullanılan (kurulama) derileri işlemede uygulanır.
Sepilemeden sonrasında elde edilmiş ham derilere “kaba deri†denir Bu tür durumlar hemen hemen kullanılacağı işe uygun görünüş ve özellikleri kazanmış değildir Bu özellikler, gerektiğinde uygulanan boyama ve yağlama işlemleriyle yalnızca mekanik olarak meydana getirilen işlemleri içeren tamamlama çalışmalarının uygulanmasıyla kazandırılır. ( DERİ.)
1. Deriyi sepilemek eylemi.
2. Kılları yolunmuş deriyi, sepilenmiş ten haline getirmek için uygulanan işlemlerin tümü. (Eşanl. TABAKLAMA.) [Bk. ansikl. böl.]
3. Tekrardan sepileme, evvel sepilenmiş bir deriye, özelliklerini değiştirebilmek için yeni bir sepileme işlemi uygulamak.
*ANSİKL. Nemli halde yumuşak olan memeli hayvan derileri, kurutulunca boynuzsu bir sertlik kazanarak kullanılamayacak duruma gelir. Tarihöncesi dönemlerden başlayarak insanoğlu yiyecek için öldürdükleri hayvanların derileriyle de ilgilenmişlerdir; ten işlemekte kullanıldığı sanılan bir takım aletlerin bulunması bu düşünceyi doğrulamaktadır. Bu derilerin dumana tutularak ya da yağlı maddelerle işlendikleri sanılır. Sözkonusu yöntemler günümüzde de ilkel topluluklar tarafınca hâlâ uygulanır. Ama eski uygarlıklar (Flitit, Babil, Asur ve Mısır) bitkisel ve şaplı sepilemeyi biliyorlardı; Yunanlılar ve Romalılar da bu sepileme yöntemlerini uyguladılar. Plinius, şimal ülkelerinden akdeniz ülkelerine yayılan, iç yağıyla meydana getirilen sepilemeden de (güderileme) söz eder. XIX. yy.'ın sonuna kadar sepileme sistemleri,metotları Romalılar'ın uyguladıkları yöntemlerden belirgin bir farklılık göstermedi; ten imalatı, belirgin sırları olan bir el zanaatı olarak kaldı. Gerçek gelişme, endüstri çağının başlaması, sepilemeye kimyanın girmesi ve bir takım işlemlerin mekanikleşmesiyle sağlandı. Kestane ağacı taneninin bulunması (1845) ve bu ağaçtan hulasa hazırlanması (1867), arkasından kebraço hülasasının yapılarak (1878) sül- fitlenmesi (1897) sonucunda, sepilemeyi büyük seviyede çabuklaştıran maddeler elde edildi. Bununla birlikte mekanik dolaplama makinelerinin kullanılmasıyla da süratli sepileme sistemleri,metotları gelişti (1892). 1858'e doğru krom tuzlarının sepileme özelliklerinin bulunması ve 1890'dan başlayarak sanayiye uygulanmasıyla mühim gelişmeler elde edildi. Bu şekilde eldivencilikte kullanılan deriler haricinde tüm diğeri derilere bitkisel ya da şaplı sepileme yerine kromla sepileme uygulanmaya başlandı. Bir süre sonra, yapay tanenlerin bulunması ve bu tanenlerle meydana getirilen sepileme yardımıyla bitkisel sepileme daha hızlandı; öte taraftan, formolün sepileyici hususi durumunun ortaya çıkarılmasıyla eldivencilikte kullanılan yıkanabilir derilerin yapımı sağlandı. Sepileme için bir sürü aldehitin kullanılması sözkonusu oldu. Başta glutaroldehit olmak suretiyle bir sürü organik bileşim denendi. Mineral tuzlardan, krom tuzlarından başka, demir ve zirkonyum tuzlarının da sepileme için kullanılması öngörüldü. Yalnız zirkonyum tuzları endüstri alanıpda kullanıldı.
*Sepileme sistemleri,metotları. Her tür sepilemeden ilkin tüm deriler bir hazırlama işleminden geçirilir. Buna "ırmak çalışması†denir ve meydana getirilen işlemler tüm sepileme türleri için neredeyse aynıdır. Bu işlem esnasında, deriler suda ıslatılır, kılların gevşemesi için kirece yatırılır, yolma ve et- leme işlemlerinden sonrasında kireçler giderilir Tüm bu işlemlerden sonrasında altderi, şu demek oluyor ki kullanılacak kısım kalır. Bitkisel sepileme daha çok büyükbaş hayvan derisine, bilhassa pabuç için tabanlık kösele yapımında kullanılan derilere uygulanır. Geçen yüzyılın sonuna kadar, söz konusu sepileme öğütülmüş meşe kabuğuyla yapılırdı; elde edilmiş madde tabii haliyle ya da soğuk suya yatırıldıktan sonrasında kullanılırdı.' Böylelikle elde edilmiş sepi şerbetinde tanen oranı az olduğundan, sepileme işlemi çok yavaş gerçekleşir. Yavaş sepileme denen söz konusu, tanen oranı gittikçe artırılarak üç aşamada uygulanır: ilksepileme", önsepi-ieme, havuz aşaması. Son aşamada deriler, silindir şeklinde ağaç teknelerde ya da yere gömülü havuzlarda tanen tabakaları arasına istif edilir ve burada 9-12 ay süreyle bırakılır. Süratli sepilemede, meşe kabuğundan başka sepileyici maddeler, bilhassa derişik hulasalar halinde kebraço ya da kestane ağacı kullanılır. Bu durumdaki ten, bir aylık somlamadan sonrasında “dolapâ€ta ek bir sepileme işlemi görür. Kromla sepileme yöntemi daha çok dana, düve ve oğlak derileri şeklinde pabuç yüzü olarak kullanılan minik derilere (vidala, glase) ya da koyun derisine (elbiselik) uygulanır. Bu yöntemle deriler, bir sepi dolabında bazik krom sülfat eriyikleriyle saat içinde sepilenir. Daha eski bir yöntem olan şapla sepileme eldivencilikte kullanılan derilere uygulanır. Yağlarla sepileme ya da güderi sepisi eldivencilikte, kıncılıkta, ortopedide ve ev işlerinde kullanılan (kurulama) derileri işlemede uygulanır.
Sepilemeden sonrasında elde edilmiş ham derilere “kaba deri†denir Bu tür durumlar hemen hemen kullanılacağı işe uygun görünüş ve özellikleri kazanmış değildir Bu özellikler, gerektiğinde uygulanan boyama ve yağlama işlemleriyle yalnızca mekanik olarak meydana getirilen işlemleri içeren tamamlama çalışmalarının uygulanmasıyla kazandırılır. ( DERİ.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR