SERAZAT sıf. (fars. ser ve azad'dan ser -azad). Esk. 1. Hür, bağımsız, başına emir: "Ben yaradılışımın meyelânına uygun hü...
SERAZAT sıf. (fars. ser ve azad'dan ser -azad). Esk.
1. Hür, bağımsız, başına emir: "Ben yaradılışımın meyelânına uygun hür serSzat, hudutsuz bir ufka muhtaçtım'' (Neyzen Tevfik).
2. Dertsiz, gamsız: “Dünyayı dûnu bahşederek dünyaevîlere Dlvânı Cem de rind-i ser-âzâd olun dedi" (Y. K. Beyatlı).
1. Hür, bağımsız, başına emir: "Ben yaradılışımın meyelânına uygun hür serSzat, hudutsuz bir ufka muhtaçtım'' (Neyzen Tevfik).
2. Dertsiz, gamsız: “Dünyayı dûnu bahşederek dünyaevîlere Dlvânı Cem de rind-i ser-âzâd olun dedi" (Y. K. Beyatlı).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR