SERİNLİK a. 1. Birazcık soğuk, ısı derecesi düşük olan ya da hafifçe soğuk izlenimi uyandıran bir şeyin durumu: Güz akşamlarının se...
SERİNLİK a.
1. Birazcık soğuk, ısı derecesi düşük olan ya da hafifçe soğuk izlenimi uyandıran bir şeyin durumu: Güz akşamlarının serinliği. Yontma taştan yapılmış bir evin serinliği.
2. Serin hava: Güneş batınca ortalığa bir serinlik çöktü.
3. (Bir yere) serinlik vermek, sıcaklığını azaltarak serin bir duruma getirmek. || (Bir kimsenin yüreğine, içine) serinlik vermek, acısını, sıkıntısını azaltarak onu ferahlatmak, avundurmak.
1. Birazcık soğuk, ısı derecesi düşük olan ya da hafifçe soğuk izlenimi uyandıran bir şeyin durumu: Güz akşamlarının serinliği. Yontma taştan yapılmış bir evin serinliği.
2. Serin hava: Güneş batınca ortalığa bir serinlik çöktü.
3. (Bir yere) serinlik vermek, sıcaklığını azaltarak serin bir duruma getirmek. || (Bir kimsenin yüreğine, içine) serinlik vermek, acısını, sıkıntısını azaltarak onu ferahlatmak, avundurmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR