SERV a. (fars. serv). Esk. 1. Servi: "Ne serve bakmadadır şimdi gözlerim ne güle" (Y. K. Beyatlı). 2. Sebilinin boyu. 3. ...
SERV a. (fars. serv). Esk.
1. Servi: "Ne serve bakmadadır şimdi gözlerim ne güle" (Y. K. Beyatlı).
2. Sebilinin boyu.
3. Serv-kad, servi boylu: "Serv-kadlerle tekellümde lebâleb yaran" (Nedim, XVIII. yy.). || Serv-i çemen, salına salına, edayla yürüyen sevgili: "Bağda gördüğümüz serv-i çeman ama bu" (Nedim, XVIII. yy.).l| Serv-i hıraman, nazlı nazlı, sallanan servi; salınarak yürüyen sevgili: ",Kangı gülşengül-büni, serv-ihıramanınca var/ Kangı gül-bün üzre gönce lil-i handSnın- ca var" (Fuzuli, XVI. yy). || Serv-i naz, dalları yana sarkmış servi; uzun boylu sevgili. || Servi revan, yürüyen servi; uzun boylu, endamlı sevgili: "Azm-i bağ eylemiş ol serv-i revan ey güller" (Fuzuli, XVI. yy.). II Senr-i sehi, düzgün şekilde büyümüş iki daldan ibaret olan servi; güzelin boyu. || Serv-i ser-efraz, yüksek servi. || Servi-i simin, gümüş servi, ay ışığının denizdeki ters: "...ömrünün gidişinden mehtabın initafıyle serv-i siminler içinde kalmış bir nehrin gözerinim seyreder şeklinde, lezzet buluyor..." (Ebüzziya Tevfik).
Serva padrona (La) [Hizmetçi kızdan hanımefendi], G. B. Pergolesl'nin intermezzosu (Napoli 1733). Yapıt, aynı bestecinin İl Prigionier superbo adlı “opera şeriatına perdearası işlevi görmek için bestelenmişti. 1746'da Paris'te ayrı olarak temsil edildi ve gerek bestesinin, gerek kişilerinin yalınlığıyla büyük bir İlgi görmüş oldu.
1. Servi: "Ne serve bakmadadır şimdi gözlerim ne güle" (Y. K. Beyatlı).
2. Sebilinin boyu.
3. Serv-kad, servi boylu: "Serv-kadlerle tekellümde lebâleb yaran" (Nedim, XVIII. yy.). || Serv-i çemen, salına salına, edayla yürüyen sevgili: "Bağda gördüğümüz serv-i çeman ama bu" (Nedim, XVIII. yy.).l| Serv-i hıraman, nazlı nazlı, sallanan servi; salınarak yürüyen sevgili: ",Kangı gülşengül-büni, serv-ihıramanınca var/ Kangı gül-bün üzre gönce lil-i handSnın- ca var" (Fuzuli, XVI. yy). || Serv-i naz, dalları yana sarkmış servi; uzun boylu sevgili. || Servi revan, yürüyen servi; uzun boylu, endamlı sevgili: "Azm-i bağ eylemiş ol serv-i revan ey güller" (Fuzuli, XVI. yy.). II Senr-i sehi, düzgün şekilde büyümüş iki daldan ibaret olan servi; güzelin boyu. || Serv-i ser-efraz, yüksek servi. || Servi-i simin, gümüş servi, ay ışığının denizdeki ters: "...ömrünün gidişinden mehtabın initafıyle serv-i siminler içinde kalmış bir nehrin gözerinim seyreder şeklinde, lezzet buluyor..." (Ebüzziya Tevfik).
Serva padrona (La) [Hizmetçi kızdan hanımefendi], G. B. Pergolesl'nin intermezzosu (Napoli 1733). Yapıt, aynı bestecinin İl Prigionier superbo adlı “opera şeriatına perdearası işlevi görmek için bestelenmişti. 1746'da Paris'te ayrı olarak temsil edildi ve gerek bestesinin, gerek kişilerinin yalınlığıyla büyük bir İlgi görmüş oldu.
Kaynak: Büyük Larousse
Mukaddes Bölgeler - Serv Mağarası
YORUMLAR