SEYELAN a. (ar. seyelân). Esk. 1. Akma, akış, akıntı: "Saniha kalbinde şeye- lan eden zehri hissetmekle birlikte onun vücûduna ...
SEYELAN a. (ar. seyelân). Esk.
1. Akma, akış, akıntı: "Saniha kalbinde şeye- lan eden zehri hissetmekle birlikte onun vücûduna imkân vermemek istiyordu" (H. Z. Uşaklıgil).
2. Seyelan-ı doğal, naturel akış: "... ağzından rakamlar birseyelan-ı doğal ile akıyordu..." (H. Z. Uşaklıgil).
*Esk. coğ. Sellenme.
*Esk. fiz. Akı.
*Esk. tıp. Seyelan-ı dem, kan akması. || Seyelan-ı dümu, gözyaşı akıntısı. || Şeye- lan-ı ebyaz, seyelan-ı meni, meni akıntısı. || Seyelan-ı enf, burun akıntısı. || Seyelan-ı leben, sütün memeden kendiliğinden akması. || Seyelan-ı üzn, kulak akıntısı.
1. Akma, akış, akıntı: "Saniha kalbinde şeye- lan eden zehri hissetmekle birlikte onun vücûduna imkân vermemek istiyordu" (H. Z. Uşaklıgil).
2. Seyelan-ı doğal, naturel akış: "... ağzından rakamlar birseyelan-ı doğal ile akıyordu..." (H. Z. Uşaklıgil).
*Esk. coğ. Sellenme.
*Esk. fiz. Akı.
*Esk. tıp. Seyelan-ı dem, kan akması. || Seyelan-ı dümu, gözyaşı akıntısı. || Şeye- lan-ı ebyaz, seyelan-ı meni, meni akıntısı. || Seyelan-ı enf, burun akıntısı. || Seyelan-ı leben, sütün memeden kendiliğinden akması. || Seyelan-ı üzn, kulak akıntısı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR