Çeçenlerin büyük askeri dehası ve kahramanı olan Şeyh Şamil ve yaşamı ile ilgili olarak bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Şeyh Şamil kimd...
Çeçenlerin büyük askeri dehası ve kahramanı olan Şeyh Şamil ve yaşamı ile ilgili olarak bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Şeyh Şamil kimdir?
XVIII. yüzyılda yurdu için gösterdiği kahramanlıklarla Rusya’yı senelerce uğraştırmış olan Kafkasyalı bir din adamıdır. Dağıstan’ın ufak bir köyünde hayata merhaba dedi. Anası, babası çevrenin tanınmış, soydan kişileriydiler Şâmil, öğrenimine medreselerde başladı, Dengehan Mehmet Bey diye anılan babasından da, daha çok ufak yaşlarda yurtseverlik duyguları almıştı.
Şeyh Şâmil teşkilâtlandırdığı ufak kuvvetlerle, yurdunu düşman işgalinden kurtarmak çarelerini aramaya başladı. İlk zamanlar onun direnmesine pek ehemmiyet vermeyen Çarlık Rusyası, bu genç hocanın kısa zamanda büyük tehlikeler yarattığını görerek, üzerine toplu tüfekli birlikler yolladı. Enerjisini yurt sevgisinden, bağımsızlık aşkından alan bu çok ufak toplulukla Rus tümenlerinin çarpışmaları senelerce sürdü. Şey Şâmil’in yürüttüğü bu Dağıstan Bağımsızlık Savaşı, durmaksızın 25 yıl kadar bir vakit kaplar. Rus kuvvetleri boyuna yenilgiye uğruyor, püskürtülüyordu. Osmanlılarla meydana getirilen Kırım Savaşı’ndan sonrasında, bu cepheden de çekilen kuvvetler Şeyh Şâmil’e karşı gönderildi.
Bu şekilde, dört yanı düşmanla çevrilen Şeyh Şâmil’in şartları güçleşmişti. Buna karşın o, daha senelerce, maddi olan her imkanını tüketinceye kadar, bu çok üstün kuvvetlere karşı koydu. En sonunda bu hakikaten nispetsiz cenk 1859’da son buldu, Şeyh Şâmil Ruslar’a tutsak düştü.
Şeyh Şâmil, yenilgisinden sonrasında, Petersburg’a gönderildi. Orada Ruslar onu, kahramanlığından dolayı, bir tutsak şeklinde değildir, hatırlı bir konuk şeklinde tuttular. Anlatılanlara gore, Çar II. Aleksandr onun şerefine verdiği bir ziyafette: «Sizi soframızın misafiri görmekle büyük bir onur duymaktayım,» demiş, bunun üstüne Şeyh Şâmil’in: «Ah, efendim, aslolan ben sizi soframda konuk etseydim büyük bir onur duyardım» yanıtını vermiş. O vakit, Çar, kendi kendine: «Büyük adam, büyük adam!» diye söylenerek ona hayranlığını belirtmiş.
Şeyh Şâmil, tutsak olarak, bir süre Rusya’da Kaluga’da kaldı, sonrasında Medine’ye gitmesine müsaade edildi. Şeyh Şâmil, Medine’ye gitmek suretiyle, İstanbul’dan geçerken, gerek devlet adamları, gerek halk tarafınca engin saygı gösterileriyle karşılandı.
Şeyh Şâmil Mekke’de ölmüştür. Türkiye’ye yerleşen oğulları ile torunlarından kıymetli devlet, ilim, iş adamları yetişmişti.
YORUMLAR