gezici ödat Arapça seyyÂ¥r 1 . Belli bir yeri olmayan, gezici, seyyah: "Gezici satıcı."- . 2 . Kolay taşınabilen, ...
gezici
ödat Arapça seyyÂ¥r
1 . Belli bir yeri olmayan, gezici, seyyah:
2 . Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, portatif:
"Zira muharebeden beri gezici karyolamı asla bırakmadım."- Y. K. Karaosmanoğlu.
Gezici Tayyar
Nasr bin Gezici El-Leysi
SEYYAR sıf. (ar. seyr'den gezici).
1. Etkinliğini ya da mesleğini bir yerden bir yere gidip, belli aralıklarla aynı yere döne rek sürdüren kimse ya da örgütlenmiş bir topluluk için kullanılır; gezici: Gezici satıcı. Gezici kütüphane. Gezici hastane.
2. Kolayca istenen yere taşınabilecek halde yapılmış şey için kullanılır; portatif, açılır kapanır: Gezici karyola.
3. Gezici satıcı, değişik yerlerde satış yaparı, yerleşik bir satış yeri bulunmayan, sattıklarını alıcıların bulunmuş olduğu yere götürerek satışa sunan kimse.
*Ask. Gezici mutfak, silahlı kuvvetlerde çeşitli amaçlarla (tatbikat, muharebe, intikal) hareket halinde bulunan birliklerin sıcak yiyecek gereksinimini karşılamak için kullanılan taşınabilir mutfak.
*Ask. tar. Gezici kule, kuşatma esnasında kale duvarlarına yanaştırılarak kullanılan, içerisi silahlı personelle dolu harp aracı.
*Aydınlt. Gezici lamba, bir sapı olan ve uzun, yumuşak bir kabloyla bir prize bağ lanan taşınabilir aydınlatma düzeneği.
*Esk. giy. Fesin tepesine dikilen püskülün hareketli durumu. (Tepeden geçme olan fes püskülü, belli bir yerde durma yıp başın hareketine nazaran yer değiştirdiğinden, püskülün bu durumuna gezici denirdi.)
*Tic Gezici satıcı, belirli bir işyeri olma yan, dolaşarak çeşitli yerlerde satış meydana getiren kimse (Gezici satıcılar, yasalara nazaran esnaf sayılmaktadır. Diğeri esnaflar benzer biçimde, gezici satıcıların da "ticareti sermayesi ile beraber bedensel çalışmalarına dayanır" ve "gelirleri tacir niteliğini kazanmalarına yetmeyecek kadar sınırlıdırâ€. Gezici satıcıları denetleme görevi belediye zabıtalarına verilmiştir.) || Gezici satış, durağan(durgun) bir yeri olma yan ve evlerde ya da sokaklarda alan kişi bulmaya çalışan satıcıların yapmış olduğu satış.
*Tic. huk. Gezici tüccar memuru, bir tüccarın, işletme merkezinin dışındaki işlemleri yapmak için yetki vererek görevlendirdiği şahıs. (Gezici tüccar memuru, bir tür ticari vekildir. İşletme adına sattığı malın bedelini almak, alıntı ve süre vermek yetkisi vardır. Bu yetkinin sınırlanması iyi niyet sahibi üçüncü kişilere karşı geçerli değildir [Borçlar k. md. 454].)
1. Etkinliğini ya da mesleğini bir yerden bir yere gidip, belli aralıklarla aynı yere döne rek sürdüren kimse ya da örgütlenmiş bir topluluk için kullanılır; gezici: Gezici satıcı. Gezici kütüphane. Gezici hastane.
2. Kolayca istenen yere taşınabilecek halde yapılmış şey için kullanılır; portatif, açılır kapanır: Gezici karyola.
3. Gezici satıcı, değişik yerlerde satış yaparı, yerleşik bir satış yeri bulunmayan, sattıklarını alıcıların bulunmuş olduğu yere götürerek satışa sunan kimse.
*Ask. Gezici mutfak, silahlı kuvvetlerde çeşitli amaçlarla (tatbikat, muharebe, intikal) hareket halinde bulunan birliklerin sıcak yiyecek gereksinimini karşılamak için kullanılan taşınabilir mutfak.
*Ask. tar. Gezici kule, kuşatma esnasında kale duvarlarına yanaştırılarak kullanılan, içerisi silahlı personelle dolu harp aracı.
*Aydınlt. Gezici lamba, bir sapı olan ve uzun, yumuşak bir kabloyla bir prize bağ lanan taşınabilir aydınlatma düzeneği.
*Esk. giy. Fesin tepesine dikilen püskülün hareketli durumu. (Tepeden geçme olan fes püskülü, belli bir yerde durma yıp başın hareketine nazaran yer değiştirdiğinden, püskülün bu durumuna gezici denirdi.)
*Tic Gezici satıcı, belirli bir işyeri olma yan, dolaşarak çeşitli yerlerde satış meydana getiren kimse (Gezici satıcılar, yasalara nazaran esnaf sayılmaktadır. Diğeri esnaflar benzer biçimde, gezici satıcıların da "ticareti sermayesi ile beraber bedensel çalışmalarına dayanır" ve "gelirleri tacir niteliğini kazanmalarına yetmeyecek kadar sınırlıdırâ€. Gezici satıcıları denetleme görevi belediye zabıtalarına verilmiştir.) || Gezici satış, durağan(durgun) bir yeri olma yan ve evlerde ya da sokaklarda alan kişi bulmaya çalışan satıcıların yapmış olduğu satış.
*Tic. huk. Gezici tüccar memuru, bir tüccarın, işletme merkezinin dışındaki işlemleri yapmak için yetki vererek görevlendirdiği şahıs. (Gezici tüccar memuru, bir tür ticari vekildir. İşletme adına sattığı malın bedelini almak, alıntı ve süre vermek yetkisi vardır. Bu yetkinin sınırlanması iyi niyet sahibi üçüncü kişilere karşı geçerli değildir [Borçlar k. md. 454].)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR