Side - Antalya

Side'ye Bir Bakış Bir zamanlar deniz kıyısındaki şehir günümüzde geçmişin kalıntılarla dolu fısıltısı. Bir zamanlar tüm Akden...


Side'ye Bir Bakış

Side - Antalya

Bir zamanlar deniz kıyısındaki şehir günümüzde geçmişin kalıntılarla dolu fısıltısı. Bir zamanlar tüm Akdenizin en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Side, Kilikyalı korsanların kurduğu köle ticaretine ev sahipliği yapmaktaydı. Büyük Aleksander Sideyi İsadan önce 333 yılında müthiş güzelliği ve uygun konumundan dolayı işgal etmiştir.



Sidenin ekonomik refahı Roma İmparatorluğu ile iyi ilişkilerde bulunularak İsadan önce 2. Yüzyılda başlamış ve 3. Yüzyıla kadar sürmüştür. Bu refah içinde geçen yıllardan dolayı birçok kalıntı bu zamana aittir. Zengin tüccarlar anıt, gladyatör kavgaları gibi olaylara para ödemişlerdir. Ancak Tarsus Dağlarından gelen dağlılar, arap hücumları, bağnaz hristiyanlar ve depremlerden dolayı Sidenin çöküşü başlamıştır. 10. Yüzyıla kadar Side tamamen terkedilmiştir fakat 12. Yüzyılda yeniden bu sefer Yahudiler tarafından yerleşim görmüştür. Bundan sonra Side bir kez daha tekrar terkedilmiştir.
Side geçmişin hatıralırı ile dolu bir şehirdir. İyi korunmuş duvarları ile Büyük Kalıntılar, Mote ve Büyük Kapı görülmesi gereken yerler arasındadır. Burada ayrıca Roma stilinde inşa edilmiş bir tiyatro kompleksinin kocaman kalıntıları görülebilir. Ayrıca sokakların kenarlarında Mermer heykeller dizilidir. Görülmesi gereken bir başka yerde eski banyolorun bulunduğu Agoradır. Burası eski Roma Müzesi olarak restore edilmştir ve sakkofaj ve heykeller barındırır. Burada ayrıca Dionysos Tapınağı, Roma Bazilikası, umumi banyo, restore edilmiş fiskiye , üç tapınaklar, su boruları ve bir Nemf bulunmaktadır.

Side geçmişte duran, eski dünya turu sunan fakat geleceğin rahatlığını unutmayan bir şehirdir. Side dünyanin hazin gerçeklerini çağların romans ve büyüsü ile birlikte ortaya koyan şehirdir.


Side'nin Tarihi ve Tarihçesi

Side - Antalya

Antalya'ya 75 km. Manavgat'a 7 km. uzaklıkta olan Side, yaklaşık 400 m. eni ve 1 km. uzunluğu olan bir yarımada şeklindedir. "Side" adı Anadolu dilinde "Nar" anlamına gelmektedir. Bu özellik ve bilgede bulunan bazı yazıtlardan elde edilen bilgiler Side tarihinin Hititlere kadar uzandığını göstermektedir. Fakat Anadolunun en eski yerleşim birimlerinden biri olan Side'nin İ.Ö.VII yy'dan önce kurulduğu da söylenmektedir. Anadolu tarihleri içerisinde Side, diğer Pamphylia kentleriyle aynı aşamaları geçirmiştir. Yunanlılar İ.Ö. VII yy. göçler sırasında Side'ye gelmişlerdir. Eldeki yazıtlara göre İ.Ö. III yy' a değin de kente özgü bir dil konuşmuşlardır. Hala tam olarak çözülemeyen bu dil Hint-Avrupa dillerindendir.
Side İ.Ö. VI yy'ın ilk yarısında Lidyalıların, İ.Ö. 547-546'da da Persler'in egemenliğine girmiştir. Pers yönetiminde gelişen kent. İ.Ö. 334' de İskender'e teslim olunmuştur.İskender'in ölümünden sonra Antigonos'un (323-304). Ptolemaioslar'ın (301-215). İ.Ö. 215'ten sonrada Suriye Krallığı' nın denetimi altına girmiştir. İ.Ö. II yy. da Ptolemaioslar'ın güçlü savaş ve ticaret filoları sayesinde en parlak dönemini yaşayan kent, bu sürede imar edilip bir bilim ve kültür merkezi haline getirilmiştir. İ.Ö. 188'de Apameia Barışı ile Bergama Krallığı'na bırakılan Side, Doğu Pamfilya bölgesiyle birlikte bağımsızlığını korumuş, büyük ticaret donanmasıyla refaha ve zenginliğe kavuşmuştur. İ.Ö. 78'den sonra Roma egemenliğinde bulunan kent, İ.S. II. Ve III. yy'larda bölgenin ticaret merkezi oldu. Özellikle köle ticaretinin sağladığı zengin ve parlak bir dönem yaşandı. II. yy boyunca bir bilim ve kültür merkeziydi. Suriye krallarından VII. Antiokhos, tahta geçmeden önce burada eğitim gördü. Kral olduğu zaman ( İ.Ö. 138 ) ''Sidetes'' adını aldı. Bu devre kadar başta Athena ve Apollon olmak üzere Afrodit, Ares, Asklepios, Hegeia, Kharitler, Demeter, Dionisos, Hermes gibi birço tanrıya inanıp tapan Side'liler İ.S. 4.yy'da hıristiyanlaşmaya başlamışlardır.
Side, İ.S. V. yy'da Pamfilya Metropolisi ( Piskoposluk Merkezi ) olunca, 5. ve 6. yy'da en parlak devrini yaşamıştır. Bu gelişim VII. IX. yy'lar arasında Arap akınları ile son bulmuştur. Kazılar sırasında büyük bir yangın ve çok sayıda deprem izlerine rastlanmıştır. Arap istilası, doğal afetler kentin terk edilmesine yol açmıştır. XII.yy'da Arap coğrafya cısı İdrisi burayı ölü bir kent olarak göstermekte ve ''Yanmış Antalya''olarak tanımlamaktadır. İdrisi'ye göre 1150'ye doğru kent halkı Side'den göç etmiş, XII.yy'da Side tümüyle boşaltılmıştır. 13.yy'da Selçuklular'ın 14.yy'da ise Hamitoğulları ve Tekelioğulları'nın egemenliği altına giren Side'de bu devirlerde yerleşim olmamıştır. 15. yy'da kesin olarak Türk topraklarına katılmıştır. Ancak ne Osmanlılar nede Selçuklular Side'de oturmadıklarından, yarımada üzerinde Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserlere rastlanmaz. 1895 yılında, yarımadanın uç kısmına bir köy kurularak Girit Adası'ndan gelen göçmenler buraya yerleştirilmişlerdir. Bugünkü köyün çekirdeğini oluşturan küçük köy zamanla tüm yarımadayı kaplamıştır.antik yapılarıyla kendine özgü mimarisiyle, köy evlerinin bir arada bulunması sonradan "Selimiye" adını alan Side'nin turizme açılmasında büyük rol oynamıştır. Side tarihin derin izlerini taşıyan bir kenttir.

SİDE'DEKİ TARİHİ ESERLER:

KENT SURLARI BüYüK KENT KAPISI

DOĞU KAPISI

SU KEMERLERİ

BüYüK ANITSAL ÇEŞME

KOLONNEL CADDE

EVLER

AGORA

ANITSAL KüTüPHANE VE DEVLET AGORASI

PİSKOPOS SARAYI VE BAZİLİKASI

VESPASIANUS ÇEŞMESİ

üÇ HAVUZLU ÇEŞME

TİYATRO

MEN TAPINAĞI

BAKüS TAPINAĞI

BüYüK LİMAN HAMAMI

LİMAN HAMAMI

APOLLON TAPINAĞI

ATHENA TAPINAĞI

SİDE LİMANI

SİDE MüZESİ

Roma döneminde inşa edilen hamam kompleksi üzerine, son yıllarda yapılan küçük restorasyonlarla Side Müzesi kurulmuştur. Müze'ye doğu yönünde bir kapıyla girilir. Daha sonra tabanı taşlarla kaplı ve hamamın ikinci tepidariumu olduğu anlaşılan bir avludan geçilerek büyük bir bahçeye çıkılmaktadır. Bu avlunun etrafında ve bahçenin içinde Side'de yapılan kazılarda bulunan lahitler, sütunlar, büstler, torsolar, yazıtlar, heykeller, heykel kaideleri, sütun başlıkları, frizler, rölyefler ve steller görülmektedir. Müze bahçesi aslında Roma Hamamı'nın jimnastik salonu ve palaestrasının avlularıdır. Tabanı mermer parçaları ile kaplı olan bu avluların içindeki en önemli eser, avlunun kuzey duvarında görülen denizler tanrısı Poseido‘nun mitolojik öykülerinin yer aldığı friz serisidir. Burada tanrı ve tanrıçaların doğayla olan ilişkileri tasvir edilmektedir.
Side Müzesi 2. yüzyıldan kalma bir Roma Banyo Tesisinin içinde bulunmaktadır. Buranın ziyaret edilmesi kesinlikle değer çünkü burada Heykeller, Tanrılar, Lahitler ve yazı tahtaları gibi birçok iyi korunmuş nesneler sergilenmektedir.
Side Müzesini gezenler sadece sergilenenleri görmekle yetinmeyip binayıda dikkatle incelemelidirler. Roma zamanından kalma Termal 1960lı yıllarda ihtişamlı bir şekilde restore edilmiştir. Bugünkü müze girişinden eskiden kıyafet değişme odasına (Apodyterium) ulaşılmaktaydı. Bunun yanında eski Romalılar zamanında tatlı bir sıcaklığa sahip olan banyo bulunmaktaydı. Eski sıcak (Caldarium) ve soğuk (Frigidarium) banyolarda günümüzde sergi odaları olarak kullanılmaktadırlar. Bugünkü Müzenin zemini Mozaik ile süslüdür. Burasınında eskiden muhtemelen bir banyo olduğu düşünülmektedir.
Günümüzde avluda büyük parçalar mesela Sütunlar, heykeller ve Lahitler sergilenmektedir. İçerideki en önemli sergi parçaları Hırsızların Tanrısı Hermes'in bir resmi ve ayrıca zafer Tanrıçası Nike ve Herakles'in heykelleridir.
Termaller bir süre mezar olarakda kullanılmıştır. Bu zamana ait birinin tüm dişlerinin bulunduğu iki adet iyi korunmuş iskelet bulunmaktadır. Müzede sergilenen kapsamlı süslenmiş üç adet Lahit de görülmeye değerdir.
Side Müzesi hergün açıktır, şehrin merkezinde bulunur ve ulaşımı kolaydır. Araba parkıda bulunur.

Side Müzesi, Salonları ve Eroslu Lahit


Side - Antalya


Devres ailesinin maddi katkılarıyla restore edilen İ.S.V. yüzyıldan kalma, Roma Hamamında, Side'de bulunan eserlerin teşhir edilerek ziyarete açılmasıyla başlar.
Bu hamam; Side içinde, Agora'nın karşısında bulunduğundan agora hamamı olarak geçer. Yapı beş bölümden oluşur. Restorasyon sırasında bunlardan üç tanesinin üzerleri kapatılarak (beşik tonoz ile) Müzenin sergi salonları elde edilmiştir. Hamamın diğer bölümleri ile bitişiğinde müzenin bahçesini oluşturan Palhistra'da açık sergileme vardır. Müzede sergilenen yapıtlar: 1947-1967 yılları arasında Side'de yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılan eserlerdir. Ord.Prof.Dr.Arif Müfid MANSEL başkanlığında yapılan bu kazı araştırmalarından sonra Side kazılarına 1998 yılına kadar ara verilmiş.
Çalışmalar daha çok tiyatro ve tapınaklarda onarım ve restorasyona yönelik her yıl küçük çapta olmuştur. Ama 1999 yılı başından itibaren Tiyatroda, Liman Hamamında, Side'nin girişindeki Mezar Anıtında, Sütunlu caddenin kuzeyinde daha çok onarım ve restorasyona yönelik kurtarma kazıları yapıldı. Çevre düzenlemesiyle birlikte Mezar anıtının onarımı bitirildi. Diğerleri devam ediyor.
Müze'de Helenestik, Roma ve Bizans dönemlerine ait heykeller, kabartmalar, lahitler yanında pişmiş toprak, cam ve bronz buluntular da sergilenmektedir. Eserlerimizin büyük bir kısmı da depolarımızda saklanmakta, yeterli teşhir salonu olmadığından, sergilenememektedir. Ayrıca 8000 civarında sikke depolarımızdadır. Side Müzesi önce memurluk, 1978 yılından bu yana da Müdürlük olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

I No'lu Salon
Hamamın ilk giriş kısmı (soyunma salonu) tonozu yıkılmış üzeri açıktır. En önemli eseri zafer tanrıçası Nike'dir. Diğerleri yunanca ve Greekçe yazıtlar ile mermerden bir oyun masası bulunmaktadır.

II No'lu Salon
Soğuk Salon (Frigidarium) dur. l nolu salon (Apoditerium), II nolu salon (Frigidarium) soyunma ve giyinme bölümleridir. Yıkılan tonozları restore edilemediğinden açık teşhir vardır. Sergilenen eserler sağ tarafta Side doğu kapısında bulunarak buraya getirilmiş silah kabartmalı taş levhalardır.
Bunlar, Helenistik devirde doğululara karşı kazanılan bir zaferden sonra yapılarak, kapının üzerine, zafer nişanesi olarak konulmuş olup, harpte kazanılan ganimetleri sembolize etmektedir. İşçiliklerinin itinasız gibi görünmesi, yaklaşık 15 m. Yükseklikte durmaları ve perspektif göz önüne alınarak yapılmalarından dolayıdır. Salonunun ortasında yer alan siyah bazalt taştan yuvarlak, köşeli kaideli, dışı lotus çiçek kabartmalarıyla süslü eser vazo şeklinde bir mezardır. Kapağı da kayıptır. Ticari yollaGüney Anadolu'dan gelmiştir. Geç Hitit devrine ait başka salonun orta kısmındaki sırada mermerden, silindirik kabartmalı iki adet mai kurban sunağı, nişlerde mermer torsolar; kubbeli soğuk su havuzunun içinde ise güneş saati yer almaktadır. Aslında üzeri tonoz kemer ile örtülü olan bu açık salon doğuda hamamın sıcak salonları, batıda paleistra, doğu köşesindeki bir kapıyla da külhanla buluşmaktadır.

II No'lu Salon (Yuvarlak Salon)
Esas Müzenin kapalı kısmına girişi sağlayan büyük kapıdan içeriye ilk girilen yerdir. Yuvarlak, üzeri kubbeli (fenerli) duvarlarında simetrik dört yıkanma nişi bulunan salon artık tamamen terleme yeri (laconicum) denilen en sıcak kısmıdır. Bu bölümün kapı geçitleri dışındaki yarım daire şeklindeki dört nişte dört heykel yer almakta bunlardan biri olan kadın heykeli Puducitia denilen tipe girmekte, bol kıvrımlı ve himetionu ile dikkati çekmekte kollarının durumu ile de zarif bir görünüş arz etmektedir. Roma devri M.S.II.yy.'a aittir. Başı ve ayakları kırıktır. Diğer üçünün biri erkek, ikisi de kadın heykelidirler.

IV No'lu Salon (Havuzlu Salon)
Hamamın sütunlu cadde cephesine paralel uzanan sıcak bölümüne antik çağlarda Caldarium denilirdi. Diktörtgen planlı, olup kısa cephelerde birer büyük, uzun yol cephesinde de yarım daire şekilli üç küçük havuz bulunduğundan "havuzlu salon", denilmektedir. Hamamın en önemli bölümü büyük pencerelerle aydınlatılmakta olup duvarlarında nişler vardır. Tonozu taşıyan kemer kaburgaları dahil mermerle kaplıdır. Salon alttan hypocaust sistemi ile ısıtmalıdır.
Duvarlarındaki mermer kaplamalara ait çiviler (dubeller) ve sıcak su boruları ile tüteklikleri halen görülebilmektedir. Salona girince hemen sağdaki nişte büyük Nike heykeli, duvara raptedilen raflarda ve konsol üzerinde tanrı ve tanrıça heykelcikleri, torsolar ve mermer baş portreleri bulunmaktadır.
Güneydeki havuz içinde amphoralar, üst kısmında sunaklar ve kabartmalı lahit parçaları vardır. Doğu havuzu içinde P.T. kaplar, taştan ilkel gemi çapaları vardır.
Kuzey büyük havuz içinde kremasyon çömlek mezarlar, mermer bir lahit teknesi tuğladan bir mezar yapılmış içinde bir erkek iskeleti teşhir edilmektedir. Havuz üstündeki set üzerinde ise yine heykeller vardır. Ortada sütunlu caddede parçalar halinde bulunan Herakles çıplak olarak tasvir edilmiş, üzerinde aslan postunun örttüğü sopasına dayanmıştır. Budaklı sopası ve aslan postu güçlü Herakles'in sembolüdür. Buradaki pozisyonu; 12 macerasından biri olan Hesperid'lerin altın elmalarını çaldıktan sonra dinlenirken (hatta arkadaki sağ elinde elmayı saklıyor.). Görevi tamamlamanın verdiği rahatlama anı tasvir edilmiş diyebiliriz. M.S.II.yüzyıla aittir.

üç güzeller:
Tiyatroda sahne binası yanında bulunmuştur. Başları, kolları ve bacakları eksiktir. Mitolojide Kharitler olarak geçen güzeller, sevimli şeylerin, şenliklerin tanrıçalarıdır. Parlaklık, ışıltı, güzellik anlamına gelir. İnsanların içine sevinç, neşe serperek onları coşturur. Sanatı korur ve ilham verirler. Çoğu zaman Apollon ve Dionyzos şenliklerinde şarkı söyler ve eğlenirlerdi. Bugünün sanatçıları gibi olduklarından çok sevilirler ve her devirde çok miktarda yapılmışlardır. Aynı zamanda birbiriyle yarışan güzellik tanrıçalarıdırlar. Genellikle üçe yanyana, cepheden bakılmak üzere tasvir edilmişlerdir. Eser Roma devri kopyasıdır.
Bu salonda nehir tanrısı Melas, girişin hemen solundaki bronz kol, tam karşıda da Sidece yazıtlar, mezar stelleri, Likya tipi kabartmalı mermer lahit parçalan, aslan şeklindeki masa ayağı, Afrodit'in istiritye kabuğu içinden doğuşu kabartması ile İksios'un tekere gerilmesi kabartmaları zikre değer eserlerdir. Kuzey büyük havuz içinde kremasyon çömlek mezarlar, mermer bir lahit teknesi tuğladan bir mezar yapılmış içinde bir erkek iskeleti teşhir edilmektedir. Havuz üstündeki set üzerinde ise yine heykeller vardır. Ortada sütunlu caddede parçalar halinde bulunan Herakles çıplak olarak tasvir edilmiş, üzerinde aslan postunun örttüğü sopasına dayanmıştır. Budaklı sopası ve aslan postu güçlü Herakles'in sembolüdür. Buradaki pozisyonu; 12 macerasından biri olan Hesperid'lerin altın elmalarını çaldıktan sonra dinlenirken (hatta arkadaki sağ elinde elmayı saklıyor.). Görevi tamamlamanın verdiği rahatlama anı tasvir edilmiş diyebiliriz. M.S.II.yüzyıla aittir.

V No'lu Salon
Bu salona hem III nolu yuvarlak salondan hem de havuzlu salondan girilir. Hamamın Tepidarium denilen ılıklık kısmıdır. Dikdörtgen şekilde yine üzerinin tonozu tamamlanmış, duvarlarında nişler vardır. Bu salonun plandaki V nolu (Apoditeryum) ile girişe açılan kapısı teşhir salonu yapılırken kapatılmıştır. Müzenin bu bölümü; en çok eserin teşhir edildiği salonudur. Yuvarlak Salondan içeriye girince ilk dikkate çeken, boydan heykeller, ortada Lahitler, güney derin niş içindeki Hugeia (sağlık tanrıçası), önündeki Apollan heykelleri; batı uzun duvar nişindeki Nemesis ve osthotekler; kuzey içindeki sfenksler ile duvar önündeki kadın heykeli; batı niş içindeki başsız tanrıça Athena heykeli ile duvar önlerinde yapılmış kaide üzerine yerleştirilmiş torsolar; Duvarlara raptedilmiş küçük raf üzerindeki mermer portre başlar ile doğu duvar nişi içindeki zırhlı giysili imparator büstü salonun zikre değer eserleridir.
Aşağıda Agorada bulunmuş olan bu imparator gövdesi zırhlı giysisi üzerine kabartmalarla süslüdür. Alt tarafı bulunamayan bu imparator heykelinin başı M.S.III.yüz yılda bir başka imparatoru tasvir etmek üzere değiştirilmiştir. Zırh üzerindeki mitolojik yaratıklardan, baktığını taş kesen Medusa vegrifon vardır.

Eroslu Lahit
Bu salonun en güzel eseridir. Doğu nekropoldaki mezar anıtında bulunmuş, dikdörtgen prizma bir tekne ve tapınak çatısını andıran bir kapaktan oluşan Pamphilia tipinde bir lahittir. Roma devrinde Lahitler, ölen kişinin öbür dünyada da yaşanacağı ve ruhunun korunacağı mekanlar olarak düşünüldüğünden, ev tipinde yapılmışlardır. Dikkat edilip bakıldığında tekne süslü alt kaidesiyle bir evi, kapağı ise stilize edilmiş hatlarla kiremit döşeli bir çatıyı andırmaktadır. Tekne kısmının dış yüzlerinde yüksek kabartma içki içip sarhoş olarak dans eden aşk tanrısı EROS'lar tasvir edilmiştir. Köşelerde ise ellerinde hurma dalı tutan kanatlı zafer tanrıçaları, ölen kişinin hayatta iken başarı kazandığı ve mücadelelerini zaferle sonuçlandırdığının ifadesidir. Kapak üzerindeki aslan başları dam suyunu akıtan çörtenlerdir. Lahit Roma döneminde M.S.III.yüzyıl başlarına aittir.

Türkiye´nin en büyük Türk bayrağı

Side - Antalya

Türkiye´nin en büyük Türk bayrağı, Side semalarında dalgalanmaya başladı.
Side Belediyesi tarafından yaptırılan 340 metrekare ebadındaki Türk Bayrağı, belediye önündeki kavşakta bulunan 61 metrelik direkte dalgalanıyor. Side´nin yanı sıra Manavgat ve beldelerinin tümünden görülebilen Türk bayrağının 30 Ağustos Zafer Bayramı´nda göndere çekileceği açıklanmış, ancak bayrak direğinin montajı sırasında meydana gelen bir aksaklıktan dolayı bayrağın göndere çekilmesi ertelenmişti. Belediye Başkanı Osman Delikkulak, Türkiye´deki en büyük Türk Bayrağı´nı Side semalarına
kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, ´340 metrekare ile Türkiye´nin en büyük bayrağı olma özelliğine sahip bayrağımız, 61 metre yükseklik ile Akdeniz bölgesinin en büyük, Ankara Ticaret Odası ve Bursa´dan sonra Türkiye´nin 3. büyük bayrak direğinde dalgalanmaya başladı. Asansör yardımıyla göndere çekilen bayrağımız, ilçemize ayrı bir güzellik kattı. Bayrağın dikileceği alanda yapılan çalışmalar ve bayrak için 40 bin YTL harcandı. Türkiye Cumhuriyeti´nin bölünmez bütünlüğünün sembolü
olan bayrağımızın, Side´mize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum´ dedi.

Side`de Turizm


Side - Antalya

Tarihi i.Ö 7`inci yüzyildan başlayan Side, 50 yil öncesine kadar küçük bir köydü.
Giritli göçmenlerin yaşadiği ve geçimlerini tarim ve balikçilikla sağladiği bu köye bir gün sihirli bir değnek dokundu.Küçük köy evlerinde pansiyonculukla başlayan turizm, bugün lüks tatil köyleri ve oteller ile artik dünyanin ilgisini topluyor...
Alanya karayolunun 72. Kilometresinden güneye dönen yoldan 60 kilometre uzaklikta bulunan Side, şaşirtan doğa güzelliği ve tarihi ile konuklarini ağirlamaya devam ediyor. istanbul üniversitesi`nden Prof. Arif Müfit Mansel ve ekibinin 1947`te başlattiği kazi ve onarimlari çalişmalari sayesinde oluşturulan '`Açik hava Müzesi'` ise doğa ile olduğu kadar tarih ile ilgilenen turistlerin ilgisini çekiyor.
Side, Akdeniz`e uzanan küçük bir yarimada üzerinde i.Ö 7`inci yüzyilda Kymeliler tarafindan kuruldu. şehrin başlica tanrilari Athena ve Apollon`du. Athena`nin bereket sembolü olan nar şehrin adeta simgesiydi. şehir, i.Ö 6`inci yüzyilda Lydia, 5`inci yüzyilda Pers, 4`üncü yüzyilda iskender ardindan da Helenistik Kralliklarinin egemenliği altina girdi. şehrin en parlak dönemi i.Ö 1`inci yüzyilda Roma ile ilişkilerin kurulmasiyla başladi. Bu parlak dönem i.S 3`üncü yüzyila kadar devam etti. Side bu dönemde hem Akdeniz`in en önemli liman kenti ve en önemli pazari, hem de kültür ve eğitim merkezi oldu. Bugün bile ayakta olan görkemli yapilar bu dönemde inşa edildi. şehir önemini 5`inci yüzyil sonunda kaybetse de tamamen terk edilene dek küçük bir Hiristiyan kenti olarak hayatini sürdürdü. 10`uncu yüzyildan sonra gerek depremler, gerekse savaşlar nedeniyle şehir yanip, yikildi. Ayni dönemde korsanlarin akinina uğradi. Side`nin son yoğun yerleşimi 1895 yilinda Girit`ten göçen Türkler tarafindan gerçekleştirildi.

Mitoloji ve Side
Anadolu Mitolojisi`ne göre Nar anlamina gelen Side`nin ortaya çikişinin ilginç de bir öyküsü var. Touros`un kizi, doğa verimlilik Tanriçasi Side, küçük kiziyla, çiçekler toplamak ve çelenk yapmak üzere Manavgat Nehri`ne gider. Renkli çiçekleri ve parlayan yapraklari olan bir ağaç gören Side, kizina vermek üzere hemen bir dal koparir ağaçtan. Kötü insanlardan korunmak için ağaca dönüşmüş bir peridir aslinda. Kopan dalin yerinden de kanlar fişkirmaya başlar. Side hem üzülür, hem de korkar. Hemen kaçmak ister. Ama artik çok geçtir, çünkü ayaklari yere kök salmiş ve artik o da bir ağaç haline dönmüştür. Side`ye bu gezide eşlik eden periler, onu taze göz yaşlariyla islatirlar. Büyük bir hata yaptiğini söyleyen Side, şunlari söyler:
`Bundan böyle kan rengi meyvelerimle, doğanin ve yaşamin simgesi olacağim. Kizimi sik sik buraya getirin. Gölgemde oynasin. Ama ona, bir ağaca zarar vermemesi gerektiğini söyleyin. Çünkü belki de her biri ağaca dönüşmüş bir tanri olabilir.`
Mitolojiye göre Side (Nar) böyle ortaya çikar.

Tarihin Büyüsü
Antik dönemde bağ bozumu şölenlerinden, gladyatör savaşlarina sahne olan ve i.S. 2`inci yüzyilda yarimadanin en dar noktasina inşa edilen Side Tiyatrosu, Uluslararasi Side Kültür ve Sanat Festivali`ne ev sahipliği yapiyor.
M.S.8`inci yüzyilda Arap akinlari sonucu yakilip yikilan ve daha sonra meydana gelen bir deprem sonucunda sahne binasi iç tarafa orkestra üzerine yikilmiş olan tiyatro, bir yamaca kurulan diğer tiyatrolarin aksine, temel üzerine oturtulmuş.
Adeta bir açik hava müzesi görünümünde olan Side`de tapinaklar ise yöreye gelen konuklari, tarihin derinliklerine götürüyor. Tapinaklarin Doğu bölümü işiğin, güzelliğin ve sanatin tanrisi Apollon, bati bölümü ise Athena`ya adaniyor. Hamam, liman, şehir surlari, sütunlu cadde, agora, anitsal çeşme de önemli tarihi eserler arasinda yer aliyor.

Türkiye`de Bir ilk
şiddetli bir yağmur sonrasi, açik hava müzesi Side`ye yeni bir eser daha kazandirildi. Yağmurun ardindan çevre temizliğine başlayan belediye ekiplerinin bulduğu ve Kültür Varliklari ve Müzeler Genel Müdürlüğü`nden alinan izinle Side Müzesi yetkililerinin yaptiği kurtarma kazilari sonrasinda açik hava müzesine yedinci lahit de kazandirilmiş oldu. Lahitte 9 kişiye ait iskeletler, 5 adet camdan yapilmiş gözyaşi şişesi, 1 adet bronz ayna ve taş ayna arkasi, 1 adet de kandil ortaya çikarildi. Yetkililer, i.S 2`inci yüzyila ait olduğunu belirttikleri lahitin, bir aile mezari olabileceğini söylüyorlar. Side, Türkiye`nin tek müze tamir atölyesine sahip bir merkez olarak da dikkat çekiyor..Yakin geçmişte kurulan atölye, 1960`larda restorasyon amaciyla kullanilan ucuz malzemelerin heykellerde paslanmaya yol açmasinin ardindan, tarihi kurtarmak amaciyla başlatilmiş bir girişim.
Side Müzesi`nde sergilenen heykellerin 1960`li yillara rastlayan restorasyonunda, zamanin kisitli olanaklariyla, tasarrufa gitmek amaciyla ucuz malzeme kullanildiğini beliren yetkililer, ucuz malzeme nedeniyle, demir çubuklarin paslanmaya başladiğini, tuzlu, rutubetli deniz havasinin da olumsuz etkilerinin olduğunu anlatiyor. Bazi heykellerde pas dokusunun şişmesiyle çatlak ve kiriklar oluşmaya başladiğini belirten yetkililer, eski pasli demirlerin özel matkaplarla çikarilip, yeni paslanmaz çelik çubuklar konulduğunu belirtiyor. Eserler üzerinde doğal etkenlerle oluşan kararmanin ise buhar püskürtme makinesiyle temizlendiğini anlatan yetkililer, bugüne kadar 60 eserin onarilip temizlendiğini söylüyor. Atölye`de 2007 yilina kadar 100`e yakin eserin daha onariminin yapilmasi planlaniyor. Atölye ayni zamanda yörede yürütülen kazi çalişmalarindan çikarilan eserlerin temizlenmesi amaciylada kullaniliyor.
Tarihine sahip çikan Sideliler, atölyenin yapimina da destek olmaya devam ediyor. Side Anitlar Bakim, Onarim ve Restorasyon Komitesi finansörlüğündeki çalişmaya, Side Belediyesi`nin yanisira, kent esnafi da katki koyuyor.

Giritlilerle ilk Turizm
Side`de turizm, 885`te Girit`ten göç eden Türklerin köye yerleşmesi ile Side yeniden canlanmaya başliyor. Göçmen 90 aile geçimlerini tarim, hayvancilik ve balikçilikla sağliyor. Ve Side`nin kaderi Halikarnas Balikçisi Cevat şakir Kabaağaç`in kardeşi Suat şakir Kabaağaç`in, ilk küçük oteli kurmasiyla değişiyor. Kabaağaç, bölgedeki balikçilara, balik türlerini öğretiyor, balikçiliği geliştiriyor ve ev pansiyonculuğuna teşvik ederek, turizmi başlatiyor. Pek çok Sideli evinin bir odasini turistlere vermeye başliyor. ilk yillarda konuklardan para bile talep edilmiyor...
1975 yilindan sonra Antik Side`de sayilari fazla olmasa da küçük işletmeler açilmaya başliyor. 1986 yilindan sonra da kitle turizmi başliyor. Bu hareket Side`de de hissediliyor. Side, belediye olduktan sonra ise imar plani yapilip, turizm alanlari ilan ediliyor. Böylece çok yatakli otellerin önü açilmiş oluyor.
Side artik lüks tatil köyleri, otelleri, motelleri ve pansiyonlari ile Türk turizminde önemli bir yeri olan bir turizm merkezi. Her yil milyonlarca yerli ve yabanci turistin ziyaret ettiği Side, doğasi, tarihi ve hareketliliği dünyanin ilgisini çekiyor. `Bir zamanlar Manavgat`in en fakir köyü` olan Side bugün, tüm dünya gezginlerince bilinen bir yer...
Kitle turizmi nedeniyle pansiyonculuğun artik yavaş yavaş yok olmaya başladiğini anlatan yöre halki, Side`nin bir `Dünya kenti` olduğunu belirterek, `Bölgede daha çok kitle turizmi yapiliyor. Büyük oteller, Her şey Dahil sistemiyle çalişiyor. En çok Almanlar geliyor. Bunu da Hollandali, ingiliz ve az sayida Rus turist takip ediyor. Bölgenin ilk sahipleri biz Giritliler. Ancak şimdi sayimiz azaldi` diyor. Ve pansiyon sahipleri, lüks otel ve tatil köylerinin karşisina artik bir `şirket` olarak çikiyor. Antik Side Yarimadasi`ndaki, 9 pansiyon ve butik otel işletmecisini tek bir çatida `Side Evleri` adi altinda toplaniyor. şubat 2004`te kurulan Side Evleri, şimdi 350 yatak kapasitesi ile unutulan ev pansiyonculuğunu canlandirmayi hedefliyor. Birliktelikteki amaç, pazarlama, tanitim, iç piyasada pazar payini artirma, giderleri minimuma düşürmek. Begonville Pansiyon, Huzur Otel, ilhan Otel, Kamer Motel, Hotel Lale Park, Onur Pansiyon, Sevil Otel, Tuana Hotel, Yüksek Pansiyon`dan oluşan Side Evleri, antik yarimadada diğer pansiyonlara da örnek olmuş durumda.
Side Belediyesi de bugüne kadar yaşanan su, çöp gibi pek çok alt yapi sorunlarini çözmek için projeler hazirliyor. Büyük Plaj`daki günübirlik tesis sorunu, kiralama yöntemiyle çözülürken, 600 dönümlük SiT alaninda bir yürüyüş alani yapiliyor. Apollon Tapinaği`ni ve Portikli Yolu geçtiğimiz yil işiklandiran Side Belediyesi, yarim kalan Side Limani`nda da çalişmalarini yürütüyor. 30 yillik su sorunu ise bu yil sonunda tamamlanacak drenaj çalişmalari ile artik sona eriyor.

Turizmciler Tek Çatı Altında
ilk başkanliğini Zekai Avci`nin yaptiği ve 1996 yilinda kurulan Side-Manavgat Turizm işletmecileri Derneği`nde (Side TUDER), bu görevi 2000 yilindan bu yana Cengiz Haydar Barut yürütüyor. Kuruluşundan bu yana çok sayida fuara katilan, bazi fuarlara da malzeme desteğinde bulunan TUDER, bugün 35 bininin üzerinde yatak kapasitesine sahip, 102 tesisli bir çati özelliğinde.
Bölgedeki turistik tesislerin sahip ve yöneticilerini biraraya getirerek iletişimi sağlamak, ortak sorunlara çözümler üretmek, bölgeyi ilgilendiren pazarlama ve tanitim konularinda ortak hareket birlikteliğini sağlamak, doğal ve tarihi varliklara sahip çikmak, bu amaçla yerel yönetimler, sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapmak üzere kurulan dernek, bölge adina pek çok kültürel etkinliğe de öncülük yapiyor. Side`nin kültürel ve sanatsal etkinlikleriyle de hafizalara kazinmasindan yana olan Side TUDER bu amaçla Side Antik Tiyatro`da farkli kültür ve sanat etkinlikleri organize ediyor. Anadolu Ateşi, Hürrem Sultan gibi dans gösterilerinin yanisira, Uluslararasi Side Kültür ve Sanat Festivali`nin de ana sponsoru olan Side TUDER, 2005 yili çalişmalarina da hizli başladi.
Bu yil 30`un üzerinde yerli ve yabanci fuara katilmayi hedefleyen TUDER, sezon boyunca Antik Side Tiyatrosu`nda haftada en az bir konser ve ya etkinlik düzenlenmesini planliyor. Uluslararasi nitelik taşiyan klasik müzik, Flamenko konserleri, opera bale, tiyatro bunlar arasinda sayilabilir. Dernek, bu yil yurt içi tanitim faaliyetlerine de ağirlik vermeyi planliyor.







  • Crystal Admiral Resort Suites Side - Antalya


  • Antalya - Merkez - Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Andolu Güzel Sanatlar Lisesi


  • Grand Prestige Hotel Side - Antalya



Side - Antalya
.Org Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi





Antalya'nın 80 km. doğusunda, bir yarımada üzerinde yer alan liman kenti. Zengin tarihî kalıntılarıyla oldukça önemli bir turizm merkezi olan Side, önceleri Batı Anadolu'daki Kime'nin (Nemrutköy) bir kolonisiydi. İ.Ö. 6. yüzyılda Lidyalıların, 547-546'dan sonra da Perslerin egemenliği altına girdi. İ.Ö. 334'te Büyük İskender tarafından işgal edilen kent, İskender'in ölümünden sonra Helenistik dönem krallıkları arasında sürekli bir çatışma konusu oldu.


İ.Ö. 218'den sonra Suriye krallarının egemenliği altına girdi. İ.Ö. 190'da Side açıklarında Suriye Kralı III. Antiokhos'un Rodos donanmasına yenilmesinden kısa bir süre sonra Side bağımsızlığına kavuştu. Bu dönemde Side, özellikle Doğu Akdeniz ülkeleriyle yaptığı ticareti oldukça geliştirdi ve kısa sürede büyük bir refah ve zenginliğe kavuştu. Side, Roma imparatorluğu döneminde eyalet olarak bazen Likya bazen Galatea'ya bağlanan Pamfilya'nın bir kenti durumundaydı. Dışişlerinde Roma'ya bağlı olmakla birlikte içişlerinde belli bir özerkliğe sahipti. 9. ve 10. yüzyıllarda Arap akınları sırasında önemli ölçüde tahrip edilen kent, sonraki dönemlerde meydana gelen depremlerle tamamen harap oldu. Yüzyıllar boyunca bir yıkıntı olarak kalan Side'de ancak 1900 yılları başında Selimiye adı verilen bir köy kuruldu ve bir yerleşim alanı durumuna getirildi. 1947 yılında başlayan kazılarda oldukça önemli tarihî yapıtlar ortaya çıktı. Günümüze kadar gelen kalıntıların çoğu Helen ve Roma dönemine aittir. Türkiye'nin en fazla turist çeken bölgelerinden biri olan Side'de surlardan başka tiyatro, agora, hamam, tapınak ve anıtlar bulunmaktadır.




Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Side - Antalya
Side - Antalya
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/0_1190717782.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/side-antalya.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/side-antalya.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content