Silsile TDK isim Arapça silsile 1 . Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra: "Trende hepimiz ...
Silsile
TDK
isim Arapça silsile
1 . Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra:
2 . Malum en eski atalardan yaşayan torunlara kadar aile sırası:
TDK
1 . Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra:
"Trende hepimiz uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok."- H. E. Adıvar.
2 . Malum en eski atalardan yaşayan torunlara kadar aile sırası:
"Kökten, silsileden, anadan, babadan, ecdattan asildi."- Ö. Seyfettin.
Birleşik Sözler
- silsileimeratip
- silsilename
Silsile-i Aliyye (Yüksek Silsile)
SİLSİLE a. (ar. söze.).
1. Birbirine bağlı ve aynı türden şeylerin yan yana sıralanmasıyla oluşan dizi: Bir dağ silsilesi.
2. Bir ailenin malum en eski atasından, yaşayan son torununa kadar uzanan sırası, soy zinciri.
*Esk.
1. Zincir: "Silsileden dahi fariğler idi" (Âşık Paşazade, XV. yy.).
2. En yukardan en aşağıya doğru aşama aşama sıralanma, düzenlenme: "Türk müverrihleri, münekkidleri, ... bir devirden bir devire geçtikçe daha ziyade yükselen bir esatize silsilesi idi" (Y. K. Beyatlı).
3. Silsile-i hatırat, anılar dizisi. || Silsile-i inkı- labat. değişmeler zinciri. || Silsile-i meratib, aşama sırası; aşama: "...birbirlerine kardeş muamelesi eden evladlara mün- kasım olmak suretiyle aralarında bir nevi silsile-i meratib tesis ettiler" (Ahmet Muammer ve Şükrü Kaya). || Silsile-i vakayi, vakalar dizisi.
*Esk. coğ. Silsile-i cibal, dağ sırası; sıradağ.
*Esk. mat. Dizi, seri. || Silsile-i ale-l-vila, dizi.
*Jeod. Silsileyle ölçebilen, ayanın herhangi bir bölüntüsünü karşılaştırma doğrultusuyla çakıştırmaya ve bu bölüntüyü her bir ölçüm süresi süresince sabitleştirmeye yarayan bir organla donatılmış bir açı ölçme aygıtı için kullanılır.
*Tasav. Silsilet üz-zeheb, on iki imam sevgisi. (Şiada, halife Ali'den son imam Mehdi'ye kadar on iki imama saygı ve sevgi duymak, mezhebin ana ilkeleri içinde yer alır ve bu sevgi “altın dizisi†anlamına gelen silsilet üz-zeheb deyimi ite dite getirilir.)
*Yerbil. Silsile yöntemi, ayanın kusurlarını gidermek ya da en aza indirmek amacıyla başlangıç doğrultusunun sistemli bir şekilde değiştirilerek aynı ölçümün birçok kez yinelendiği bir açıyı ölçme yöntemi.
1. Birbirine bağlı ve aynı türden şeylerin yan yana sıralanmasıyla oluşan dizi: Bir dağ silsilesi.
2. Bir ailenin malum en eski atasından, yaşayan son torununa kadar uzanan sırası, soy zinciri.
*Esk.
1. Zincir: "Silsileden dahi fariğler idi" (Âşık Paşazade, XV. yy.).
2. En yukardan en aşağıya doğru aşama aşama sıralanma, düzenlenme: "Türk müverrihleri, münekkidleri, ... bir devirden bir devire geçtikçe daha ziyade yükselen bir esatize silsilesi idi" (Y. K. Beyatlı).
3. Silsile-i hatırat, anılar dizisi. || Silsile-i inkı- labat. değişmeler zinciri. || Silsile-i meratib, aşama sırası; aşama: "...birbirlerine kardeş muamelesi eden evladlara mün- kasım olmak suretiyle aralarında bir nevi silsile-i meratib tesis ettiler" (Ahmet Muammer ve Şükrü Kaya). || Silsile-i vakayi, vakalar dizisi.
*Esk. coğ. Silsile-i cibal, dağ sırası; sıradağ.
*Esk. mat. Dizi, seri. || Silsile-i ale-l-vila, dizi.
*Jeod. Silsileyle ölçebilen, ayanın herhangi bir bölüntüsünü karşılaştırma doğrultusuyla çakıştırmaya ve bu bölüntüyü her bir ölçüm süresi süresince sabitleştirmeye yarayan bir organla donatılmış bir açı ölçme aygıtı için kullanılır.
*Tasav. Silsilet üz-zeheb, on iki imam sevgisi. (Şiada, halife Ali'den son imam Mehdi'ye kadar on iki imama saygı ve sevgi duymak, mezhebin ana ilkeleri içinde yer alır ve bu sevgi “altın dizisi†anlamına gelen silsilet üz-zeheb deyimi ite dite getirilir.)
*Yerbil. Silsile yöntemi, ayanın kusurlarını gidermek ya da en aza indirmek amacıyla başlangıç doğrultusunun sistemli bir şekilde değiştirilerek aynı ölçümün birçok kez yinelendiği bir açıyı ölçme yöntemi.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR