SİMGESEL sıt. Simge özelliği olan ya da simgelere başvuran şey için kullanılır; simgesel: Simgesel bir ifade. Simgesel bir dil. *Bi...
SİMGESEL sıt. Simge özelliği olan ya da simgelere başvuran şey için kullanılır; simgesel: Simgesel bir ifade. Simgesel bir dil.
*Bilş. Bit zincirleri kullanan ikili dillere karşıt olarak, sözcükler ve alfasayısal karakterler kullanan yüksek düzeyli programlama dillerine ilişkin.
*Mant. Simgesel mantık, BİÇİMSEL' MANTIK'ın eşanlamlısı.
*Mim. Simgesel sütun, simgesel bir anlam taşıyan sütun.
*Mit. Simgesel yorum, çoktanrıcı mitlerde, mitleri naturel ya da tarihsel olayların ve etik ilkelerin simgeleri olarak kabul eden yorumlama sistemi.
*Psikan. ve Ruhbil. Simgesel işlev, insanoğlunun bir simge vasıtasıyla herhangi bir gösterileni tasarlama yetisi. (J. Piaget'ye nazaran simgesel işlev, semiyotik işlevin bir yönüdür.)
* a. Fels. Bir anlamlar alanı topluluğundan bir başka anlamlar alanına geçmeyi elde eden yapı. (Bk. ansikl. böl.)
*Psikan. Dilin etkinliğine boyun eğen ve bu yüzden kültürü olmasıyla birlikte bilinçdı- şını da belirleyen bir karşılıklı alış veriş sistemi içinde yer edinen insanoğlunun varlığına özgü etkinliği tanımlama olanağı veren bütünün (simgesel-imgesel-gerçek) öğelerinden biri. Bu kavram, J. Lacan tarafınca ileri sürüldü (1953). [Bk. ansikl. böl.]
*ANSİKL. Fels. Özerk bir yapı olan simgesel, bununla beraber hem açık, hem de gizli saklı bir kalite taşır. Onu kabul eden insanı derinden etkisinde bırakır. Kültür benzer biçimde gidimlilik ve yasallık da, bu düzeyde yer alır. Claude Levi-Strauss'a nazaran kültür, bir simgesel sistemler topluluğudur. Ernst Cassirer, dikkati simgesel biçimler üstüne çeken ilk kişidir (Philosophie der symbolischen Formen [Simgesel biçimler felsefesi], 1923 -1929). Ona nazaran dil, mit, sanat ve bilim, birer simgesel şekil oluşturur. Cassirer' in seyircisi Erwin Panofsky de, Die Perspektive als "Symbolische Biçim" (“Simgesel biçim†olarak perspektif) [1927] adlı yapıtında, fotoğraf ve mimaride perspektifi, simgesel şekil olarak görür. Müzikteyse, Adorno'nun yapıtlarının bazı yanları anılabilir .
*Psikan. Kültür, mübadeleyle tanımlandığına (Mauss, Levi-Strauss) ve Oidipus kompleksi her türlü kültürün membaı olduğuna nazaran, Oidipus'un, her özneyi anadan ayrılmaya zorlayan simgesel bir yasa bulunduğunu belirtmek gerekliymiş benzer biçimde görünüyor. Böylece, bilinçdışının bir dil benzer biçimde yapılandığını ve Freud'un birincil süreçlerinin, R. Jakobson'a nazaran gerçekte eğretileme ve düzdeğişmece benzer biçimde anlam yasaları olduklarını ilke olarak ileri sürme olanağı doğuyor Öyleyse bilinçdışı hafıza öğeleri, bir şey söylendiğinde bilinçdışı özneyi temsil etmeleri bakımından birer gösteren'dir.
*Bilş. Bit zincirleri kullanan ikili dillere karşıt olarak, sözcükler ve alfasayısal karakterler kullanan yüksek düzeyli programlama dillerine ilişkin.
*Mant. Simgesel mantık, BİÇİMSEL' MANTIK'ın eşanlamlısı.
*Mim. Simgesel sütun, simgesel bir anlam taşıyan sütun.
*Mit. Simgesel yorum, çoktanrıcı mitlerde, mitleri naturel ya da tarihsel olayların ve etik ilkelerin simgeleri olarak kabul eden yorumlama sistemi.
*Psikan. ve Ruhbil. Simgesel işlev, insanoğlunun bir simge vasıtasıyla herhangi bir gösterileni tasarlama yetisi. (J. Piaget'ye nazaran simgesel işlev, semiyotik işlevin bir yönüdür.)
* a. Fels. Bir anlamlar alanı topluluğundan bir başka anlamlar alanına geçmeyi elde eden yapı. (Bk. ansikl. böl.)
*Psikan. Dilin etkinliğine boyun eğen ve bu yüzden kültürü olmasıyla birlikte bilinçdı- şını da belirleyen bir karşılıklı alış veriş sistemi içinde yer edinen insanoğlunun varlığına özgü etkinliği tanımlama olanağı veren bütünün (simgesel-imgesel-gerçek) öğelerinden biri. Bu kavram, J. Lacan tarafınca ileri sürüldü (1953). [Bk. ansikl. böl.]
*ANSİKL. Fels. Özerk bir yapı olan simgesel, bununla beraber hem açık, hem de gizli saklı bir kalite taşır. Onu kabul eden insanı derinden etkisinde bırakır. Kültür benzer biçimde gidimlilik ve yasallık da, bu düzeyde yer alır. Claude Levi-Strauss'a nazaran kültür, bir simgesel sistemler topluluğudur. Ernst Cassirer, dikkati simgesel biçimler üstüne çeken ilk kişidir (Philosophie der symbolischen Formen [Simgesel biçimler felsefesi], 1923 -1929). Ona nazaran dil, mit, sanat ve bilim, birer simgesel şekil oluşturur. Cassirer' in seyircisi Erwin Panofsky de, Die Perspektive als "Symbolische Biçim" (“Simgesel biçim†olarak perspektif) [1927] adlı yapıtında, fotoğraf ve mimaride perspektifi, simgesel şekil olarak görür. Müzikteyse, Adorno'nun yapıtlarının bazı yanları anılabilir .
*Psikan. Kültür, mübadeleyle tanımlandığına (Mauss, Levi-Strauss) ve Oidipus kompleksi her türlü kültürün membaı olduğuna nazaran, Oidipus'un, her özneyi anadan ayrılmaya zorlayan simgesel bir yasa bulunduğunu belirtmek gerekliymiş benzer biçimde görünüyor. Böylece, bilinçdışının bir dil benzer biçimde yapılandığını ve Freud'un birincil süreçlerinin, R. Jakobson'a nazaran gerçekte eğretileme ve düzdeğişmece benzer biçimde anlam yasaları olduklarını ilke olarak ileri sürme olanağı doğuyor Öyleyse bilinçdışı hafıza öğeleri, bir şey söylendiğinde bilinçdışı özneyi temsil etmeleri bakımından birer gösteren'dir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR