SİMİN sıf. (fars. sim'den simin). Esk. 1. Gümüşten yapılmış. 2. Gümüşe benzeyen, gümüş benzer biçimde olan: "Simin suları ...
SİMİN sıf. (fars. sim'den simin). Esk.
1. Gümüşten yapılmış.
2. Gümüşe benzeyen, gümüş benzer biçimde olan: "Simin suları türabı pürzer; / Hem hâkte, hem semâda hâzır, / Bir yer ola kâinata nâzır" (A. H. Tar- han).
3. Gümüş renginde, parlak beyaz: "Mû-miyânınla heman gerdeni sîmininden" (Nedim, XVIII. yy.).
4. Simin -ber, gümüş benzer biçimde parlak, ak göğüslü. || Simin-fevvare, Ay. || Simin-ten, teni beyaz olan.
*Hat. Simin kalem, gümüş kalemli, kalemi gümüş benzer biçimde kıymetli hattat. (Bir hattatın kaleminin enerjisini, yazısının üstünlüğünü, sanattaki ustalığını gösteren bir unvandır; daha çok İran, Afganistan ve Pakistan'da kullanılmaktadır.)
1. Gümüşten yapılmış.
2. Gümüşe benzeyen, gümüş benzer biçimde olan: "Simin suları türabı pürzer; / Hem hâkte, hem semâda hâzır, / Bir yer ola kâinata nâzır" (A. H. Tar- han).
3. Gümüş renginde, parlak beyaz: "Mû-miyânınla heman gerdeni sîmininden" (Nedim, XVIII. yy.).
4. Simin -ber, gümüş benzer biçimde parlak, ak göğüslü. || Simin-fevvare, Ay. || Simin-ten, teni beyaz olan.
*Hat. Simin kalem, gümüş kalemli, kalemi gümüş benzer biçimde kıymetli hattat. (Bir hattatın kaleminin enerjisini, yazısının üstünlüğünü, sanattaki ustalığını gösteren bir unvandır; daha çok İran, Afganistan ve Pakistan'da kullanılmaktadır.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR