SÖMüRMEK g. f. 1. Bir şeyi sömürmek. dudaklarını yapıştırarak emercesine içmek, soluğu ile çekip içmek. 2. Bir kimseyi, bir toplulu...
SÖMüRMEK g. f.
1. Bir şeyi sömürmek. dudaklarını yapıştırarak emercesine içmek, soluğu ile çekip içmek.
2. Bir kimseyi, bir topluluğu sömürmek, onu, onlan ucuza çalıştınp hakkını, haklarını yiyerek, onlann sırtından kâr sağlamak, işçilerini sömürmek. Köylüleri sömüren tefeci.
3. Bir yeri, bir ülkeyi sömürmek, onun naturel lannı, ekonomik değerlerini kendi çıkartan doğrultusunda kullanmak: X ülkesi bu ada devletini tam yüz yıl sömürdü.
4. Bir kimseyi, bir tutumunu, bir duygusunu sömürmek, ondan haksız yere devamlı çıkar sağlamak; aldatarak fena şekilde yararlanmak; istismar etmek: Zavallı adamcağızı çok fena sömürdü. İnsanlann saflığını sömürmek, iyiniyetini sömürmek.
5. Bir durumu, bir vakası sömürmek, kendi çıkan için kullanmak, ondan mümkün olmasıyla birlikte kâr sağlamaya çalışmak, istismar etmek. Felaketi sömürüp hükümeti yıpratmaya çabalıyorlar. Seçimi kazanmak için grevi sömürmek.
6. Eldeki yiyeceklerin, içeceklerin hepsini yiyip bitirmek.
* sömürülmek edilg. f. Sömürmek eylemine mevzu olmak: Suyu iyice sömürülmüş limon. Sömürülen işçiler. Acımasızca sömürülen duygular. O, oğlu tarafınca daima sömürüldü.
1. Bir şeyi sömürmek. dudaklarını yapıştırarak emercesine içmek, soluğu ile çekip içmek.
2. Bir kimseyi, bir topluluğu sömürmek, onu, onlan ucuza çalıştınp hakkını, haklarını yiyerek, onlann sırtından kâr sağlamak, işçilerini sömürmek. Köylüleri sömüren tefeci.
3. Bir yeri, bir ülkeyi sömürmek, onun naturel lannı, ekonomik değerlerini kendi çıkartan doğrultusunda kullanmak: X ülkesi bu ada devletini tam yüz yıl sömürdü.
4. Bir kimseyi, bir tutumunu, bir duygusunu sömürmek, ondan haksız yere devamlı çıkar sağlamak; aldatarak fena şekilde yararlanmak; istismar etmek: Zavallı adamcağızı çok fena sömürdü. İnsanlann saflığını sömürmek, iyiniyetini sömürmek.
5. Bir durumu, bir vakası sömürmek, kendi çıkan için kullanmak, ondan mümkün olmasıyla birlikte kâr sağlamaya çalışmak, istismar etmek. Felaketi sömürüp hükümeti yıpratmaya çabalıyorlar. Seçimi kazanmak için grevi sömürmek.
6. Eldeki yiyeceklerin, içeceklerin hepsini yiyip bitirmek.
* sömürülmek edilg. f. Sömürmek eylemine mevzu olmak: Suyu iyice sömürülmüş limon. Sömürülen işçiler. Acımasızca sömürülen duygular. O, oğlu tarafınca daima sömürüldü.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR