SONUÇLANMAK gçz. f. 1. Bitmek, sona ermek, bir sonuca ulaşmak: Mahkeme nihayet sonuçlandı. Bu iş ne vakit sonuçlanacak. 2. Bir şeyl...
SONUÇLANMAK gçz. f.
1. Bitmek, sona ermek, bir sonuca ulaşmak: Mahkeme nihayet sonuçlandı. Bu iş ne vakit sonuçlanacak.
2. Bir şeyle sonuçlanmak, bir fiil, bir iş vb. sözkonusuysa, belli bir halde sona ermek, bitmek, şu ya da bu sonuca varmak; neticelenmek: Sulh girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Görüşmeler anlaşmayla sonuçlandı.
* sonuçlandırmak ettirg. f.
1. Bitirmek, sona erdirmek, bir sonuca ulaştırmak: Bu mevzuyu ne vakit sonuçlandıracaksınız?
2. Bir şeyi (bir şeyle) sonuçlandırmak, bir işin, bir eylemin vb. belli bir sonuca ulaşmasını, belli bir sonuca, çoğu zaman istenilen bir sonuca bağlanmasını sağlamak; neticelendirmek: Görüşmeleri büyük bir başarıyla sonuçlandırmak. Takımımız iki akını da golle neticelendirdi.
1. Bitmek, sona ermek, bir sonuca ulaşmak: Mahkeme nihayet sonuçlandı. Bu iş ne vakit sonuçlanacak.
2. Bir şeyle sonuçlanmak, bir fiil, bir iş vb. sözkonusuysa, belli bir halde sona ermek, bitmek, şu ya da bu sonuca varmak; neticelenmek: Sulh girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Görüşmeler anlaşmayla sonuçlandı.
* sonuçlandırmak ettirg. f.
1. Bitirmek, sona erdirmek, bir sonuca ulaştırmak: Bu mevzuyu ne vakit sonuçlandıracaksınız?
2. Bir şeyi (bir şeyle) sonuçlandırmak, bir işin, bir eylemin vb. belli bir sonuca ulaşmasını, belli bir sonuca, çoğu zaman istenilen bir sonuca bağlanmasını sağlamak; neticelendirmek: Görüşmeleri büyük bir başarıyla sonuçlandırmak. Takımımız iki akını da golle neticelendirdi.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR