SIRALAMAK g. f. 1. Kişileri, şeyleri sıralamak, düz bir çizgi oluşturacak şekilde yan yana dizmek: Öğrencileri sıralamak. Sandalyel...
SIRALAMAK g. f.
1. Kişileri, şeyleri sıralamak, düz bir çizgi oluşturacak şekilde yan yana dizmek: Öğrencileri sıralamak. Sandalyeleri duvar kenarına sıralamak. Kitapları raflara sıralamak.
2. Şeyleri sıralamak, belirli bir düzene bakılırsa yerleştirmek, dizmek; düzenlemek: Mektupları tarihlerine bakılırsa sıralamak. Bir katalogda yapıtları konularına bakılırsa sıralamak Sözcükleri abecesel düzene bakılırsa sıralamak.
3. Sözcükleri, sayıları, kanıtları vb. sıralamak, art arda yazmak ya da söylemek: Ödevinde yalnızca boş. anlam ifade etmeyen sözcükler sıralamış, isteklerini sıralayınca gözümüz korktu. Bir kimsenin suçlarını sıralamak.
* gçz. f. Minik bir çocuktan söz ederken, tutunarak yürümeye adım atmak, tutunarak yürümek: Daha yürümedi fakat sıralıyor.
*sıralanmak edilg f.
1. Kişilerden, şeylerden söz ederken, bir çizgi oluşturacak şekilde yerleştirilmek, dizilmek: Kitaplar muntazam sıralanmış. Duvarın yanına sıralanmış taburelere oturduk.
2. Şeylerden söz ederken, belirli bir düzene bakılırsa yerleştirilmek, düzenlenmek: Fişler abecesel olarak sıralandı.
3. Sözcüklerden, sayılardan vb. söz ederken, art arda söylenmek ya da yazılmak: Aşağıda sıralanan noktalara bilhassa dikkat edilecektir.
* sıralatmak ettirg. f. Sıralamak, dizmek, düzenlemek eylemini yaptırmak.
1. Kişileri, şeyleri sıralamak, düz bir çizgi oluşturacak şekilde yan yana dizmek: Öğrencileri sıralamak. Sandalyeleri duvar kenarına sıralamak. Kitapları raflara sıralamak.
2. Şeyleri sıralamak, belirli bir düzene bakılırsa yerleştirmek, dizmek; düzenlemek: Mektupları tarihlerine bakılırsa sıralamak. Bir katalogda yapıtları konularına bakılırsa sıralamak Sözcükleri abecesel düzene bakılırsa sıralamak.
3. Sözcükleri, sayıları, kanıtları vb. sıralamak, art arda yazmak ya da söylemek: Ödevinde yalnızca boş. anlam ifade etmeyen sözcükler sıralamış, isteklerini sıralayınca gözümüz korktu. Bir kimsenin suçlarını sıralamak.
* gçz. f. Minik bir çocuktan söz ederken, tutunarak yürümeye adım atmak, tutunarak yürümek: Daha yürümedi fakat sıralıyor.
*sıralanmak edilg f.
1. Kişilerden, şeylerden söz ederken, bir çizgi oluşturacak şekilde yerleştirilmek, dizilmek: Kitaplar muntazam sıralanmış. Duvarın yanına sıralanmış taburelere oturduk.
2. Şeylerden söz ederken, belirli bir düzene bakılırsa yerleştirilmek, düzenlenmek: Fişler abecesel olarak sıralandı.
3. Sözcüklerden, sayılardan vb. söz ederken, art arda söylenmek ya da yazılmak: Aşağıda sıralanan noktalara bilhassa dikkat edilecektir.
* sıralatmak ettirg. f. Sıralamak, dizmek, düzenlemek eylemini yaptırmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR