Sure Nedir?

SURE a. (ar. sure). Kuran'ın yüz on dört bölümünden her biri. (Bk. ansikl. böl.) —Süslem. sant. Sure gülü, çoğu zaman surele...

SURE

a. (ar. sure). Kuran'ın yüz on dört bölümünden her biri. (Bk. ansikl. böl.)

—Süslem. sant. Sure gülü, çoğu zaman surelerin başladığı sayfaların kenarına meydana getirilen, içi boş, kimilerinde surenin adı yazılı yuvarlak bezeme.


—ANSİKL. Kuran'ın surelere ayrılması ve surelerin bugünkü sıraya nazaran düzenlenmesi Hz. Muhammet döneminde (570 -632) ve onun onayıyla oldu. Surelerin adları da gene aynı dönemde saptandı.


Her surenin hususi bir ya da birkaç adı vardır, ilk sure Fatiha, son sure ise Nas' tır. Kuran'ın en uzun suresi Bakara 286 ayet, en kısa sureleri Yüzyıl, Kevser ve Nasr 3'er ayettir.


Sureler, indirildikleri yere nazaran mekki (Mekke'de inenler) ve çağdaş (Medine' de inenler) diye iki bölüme ayrılır. Sadece sureler indikleri bölgelere ve tarihlere nazaran sıralanmış değildir. Surelerin 86'sı hicretten (622) ilkin, 28'i hicretten sonrasında inmiştir. Hicretten sonrasında Medine'de inen sureler, öncekilere nazaran sayıları azca olmalarına karşılık daha uzundur. Mekke'de inmiş olanlar çoğu zaman inanç ve terbiye konularına ağırlık verdikleri halde, Medine'de inmiş olanlarda toplumsal, siyasal, ekonomik, hukuki ve askeri mevzular büyük yer meblağ.

Kaynak: Büyük Larousse

Sûre Nedir?

Kur'an'ın, birbirinden besmele ile ayrılan her bir bölümüdür. Kur'an-ı kerim içinde 114 tane sure bulunur. Sure ile yakarma birbirinden farklıdır.

Bir çok insan bu ikisi arasındaki farkı unutup sureye yakarma diyebilmektedir.

Dualar kur'an-ı kerim'de geçmez. Kur'an-ı kerimdekiler surelerdir.

Yüksek aşama, aşama, mevki, şan, onur, yapısı güzel ve yüksek bina ya da binanın bir kısmı ya da bir katı, duvarın yapısında kullanılan taş, kerpiç, ya da tuğla şeklinde malzemenin her bir sırası, nişane ve alâmet anlamında bir kelime Ufak ya da büyük, uzun ya da kısa Kur'ân-ı Kerim'in yüz ondört bağımsız bölümünden her birine verilen ad Süre kelimesinin hangi kökten türetildiği hakkında değişik görüşler vardır Bazıları hemzeli olarak "bir kapta kalan artık yiyecek ya da su" anlamındaki "su'r" kelimesinden türemiş bulunduğunu söylerken; öteki bazıları hemzesiz olarak sâra fıilinden türetildiğini söylemişlerdir


Bunlardan birincisine nazaran, Kur'ân-ı Kerim'in bir kısmına ya da kısımlarına su'ra denilmesi mümkün olmaktadır İkinciye nazaran bir binanın katlarına ya da kısımlarına sûra denildiği şeklinde, Kur'ân'ın çeşitli kısım ve tabakalarını teşkil eden sürelere bu ismin verilmesi mümkündür Öte taraftan süreler Tanrı kelamını ihtiva etmekle büyük bir onur ve mevki kazandıklarından ya da Tanrı kelâmı olan âyetleri çepeçevre kuşattıklarından, hemzesiz sûr'dan türetilen süre adı almış olmaları mümkündür


Usul alimleri surelerin adları ile Kur'ân-ı Kerim'deki sıralarının tevkifi olup olmadığı mevzusunda değişik görüşler ortaya atmışlardır Bazı surelerin bir tek adı varken, bazılarının iki ve daha çok adı bulunmaktadır Meselâ Fatiha suresinin 20'den fazla adı vardır Aynı şekilde Enfâl suresinin öteki bir adı Bedr Suresi; İsrâ'nın, Subhân ve Beni İsrâil; Tâhâ'nın, Kelîm; Şuarâ'nın, Câmia; Neml'in Süleyman; Fâtır ın, Melâike; Zümer in, el-Guraf; Gâfir'in, et-Tavl ve Mü'min; Muhammed in, el-Kıtâl; Haşrın, Beni Ender; Saff'ın Havâriyyin; Kâfirün'un el-Mukaşkışe suresidir (Geniş bilgi için bk Suyûtî, İtkân, I, 52-55) Ayrıca iki ya da daha çok sureye birden bir ad verildiği de görülür Meselâ Bakara ve Âlu İmrân surelerine Zehrâvâtı; Felâk ve Nâs surelerine Muavvizetân; ilk yedi uzun sureye es-Seb'ul-Mesâni'de denilmektedir


Surelerin Kur'ân-ı Kerim içinde sıralanmalarına erişince;

Ayetlerin sureler içindeki sıralarının bizzat Hz Peygamber tarafınca bildirildiğinde kuşku olmadığı halde, surelerin tertibinin de Hz Peygamber tarafınca yapıldığı ya da Hz Peygamber'in vefatından sonrasında Sahabenin ictihadı ile yapıldığı da iddia edilmektedir (Suyûtî, İtkân, I, 62-63) Halen elimizde bulunan Hz Osman'ın İmam Mushafı'ndan istinsah edilen ve tüm İslâm âleminde yaygın durumdaki mushaf haricinde öteki bazı mushaflardaki surelerin tertibinde ve surelerin isimlerinde farklılıklar vardır Meselâ Hz Ali'nin mushafında sureleri nüzûl sırasına nazaran tertib etmiş olduğu bildirilmektedir Ek olarak bu mushaflardaki sure sayılan da İmam Mushaftaki sayı (114 sure)dan farklıdır Bunlarda bazı sureler birleştirilirken, bazı sureler de ikiye ayrılmış durumdadır


Surelerin elimizdeki mushafta sıralanışlarının tevkifi olduğu görüşü, âlimlerin çoğunluğunca kabul edilmektedir (İbnul-Hisâr bu mevzuda bir tek bu görüşü nakletmektedir) Hz Peygamber'in her yıl Ramazan ayında o zamana kadar nâzil olan sureleri Cibril'e mushaftaki sırasına nazaran okumuş olduğu (mukabele etmiş olduğu -ki buna "arza" denilmektedir) ve Rasûlüllah'ın vefatından derhal önceki Ramazan'da meydana getirilen arzada bu mukabele'nin iki kez olduğu rivayet edilmektedir (Buhari, Kitabu Fedâilul-Kur'ân, 7) Bugünkü sıraya nazaran sureler arasındaki münasebet son aşama mühim olup surelerin tefsirinde müfessirlere destek olmaktadır


Elimizdeki mevcut mushafta ilk sırada Fâtiha suresi yer almakta, bunu es-Seb'u't-tıvâl adında olan yedi uzun sure takip etmektedir Bu yedi sureden sonrakilere yüzden fazla âyet ihtiva edenler manâsına "el-Miün" adı verilmektedir Miün'dan sonrasında âyetleri sayısı yüzden azca olan sureler gelir ki bunlara da "el-Mesâni" adı verilmektedir Mesânî'den sonrasında gelen sureler sık sık Besmele ile birbirlerinden ayrıldıkları için "el-Mufassal" diye adlandırılırlar Bunlar da kendi aralarında tıvâl, evsat ve kısâr olarak üç gruba ayrılmıştır el-Mufassal surelerin ilkinin hangisi olduğu hususu ihtilâflıdır 37 sure olan es-Sâffât ile 93 sure olan ed-Duhâ'ya kadar olan surelerden on ikisi el-Mufassal surelerin ilk suresi olarak gösterilmektedir Çoğu zaman kabul edilen görüşe nazaran tıvâl-i mufassal grubundaki sureler, Nebe' suresine kadar olan surelerdir Nebe' suresi ile Duhâ suresi arasındakiler evsat; Duhâ'dan sonrakiler ise kısâr grubunu teşkil etmektedir

Mekki ve Medenî Sureler

Surelerin isimlendirilmeleri, mushaftaki sıraları hakkında ihtilâfın yanında, bunların Mekke'de mi, yoksa Medine'de mi nâzil oldukları mevzusunda da değişik bazı görüşler vardır Bu değişik görüşlerin başlıca sebebi de bu mevzuda Hz Peygamber'den açık bir bilginin rivayet edilmemiş, olmasıdır Doğrusu Hz Peygamber şu şu âyet ya da sure Mekkidir ya da medenidir diye bir bilgi vermemiştir Bu mevzuda sadece vahyin nüzûlüne şahid olan bazı sahabeden parça parça bilgiler, rivayetler vardır ki bunlar da yetersizdir


Bu ihtilâflara karşın Kur'ân-ı Kerim'in 20 suresinin Medine'de, 82 suresinin de Mekke'de nâzil olduğunda ittifak edilmiştir Kalan 12 surenin Mekke'de mi, yoksa Medine'de mi nâzil oldukları mevzusunda değişik görüşler vardır Bunda mekkî ve medenînin tariflerindeki ihtilâflar da etkili olmuştur Suyûtî'nin el-İtkân'ında işaret etmiş olduğu şeklinde bu mevzuda üç görüş vardır:

1 Hicretten ilkin nâzil olan sureler ya da âyetler mekkî; Hicretten sonrasında nâzil olanlar medenîdir Bunda esas alınan ölçü, zamandır: Nüzûlün yerine saygınlık edilmemiştir Meselâ Hicretten sonrasında veda haccında ve Mekke'de ya da seferlerde nâzil olan sure ve âyetler medenî sayılmıştır

2 Mekân olarak Mekke ve çevresinde (Arafat, Minâ, Müzdelife, Tâif şeklinde) nâzil olanlar Mekkî; Medine ve çevresinde (Bedr, Uhud şeklinde) nâzil olanlar medenîdir

3 Mekkelilere hitab edenler mekkî, Medinelilere hitab edenler medenîdir

Sadece bu üçüncü görüş fazla yandaş bulamamıştır.

Ayrıca şunu da belirtelim ki, Kur'ân-ı Kerim'de bir tüm halinde nâzil olan sureler yanında parça parça inen sureler çoğunlukta olduğundan, Mekkî bir surede Uygar, Medenî bir surede Mekkî âyetlerin de bulunmuş olduğu gözden uzak tutulmamalıdır Mısır'da H 1342 senesinde basılan bir mushafta her surenin başlangıcında verilen bilgilerde buna da işaret edilmiş ve o sure meselâ mekkî bir sure ise, içindeki medenî âyetlerin hangileri olduğu belirtilmiştir

Mekkî ve Medenî sureleri ilk bakışta birbirinden ayıran bazı özellikler vardır Bu cümleden alarak:

• İçinde "kellâ" lafzı bulunan sureler (Kellâ kelimesi 15 surede 33 kez geçer)
• İçinde secde âyeti bulunan sureler
• Bakara ve Alu İmrân sureleri haricinde başlangıcında huruf-u mukattaa bulunan sureler
• Bakara suresi hariç tutulursa, içinde peygamberlerin, geçmiş milletlerin, Hz Âdem ve İblis'in kıssaları bulunan sureler
• Bazı istisnalarla içinde (ya eyyühennasü) hitabı bulunan sureler Mekke'de nâzil olmuş mekkî surelerdir

Medenî sureler ise genel anlamda;

• Şer'î cezalar, medenî hukuk ile ilgili mevzuları ihtiva eder
• Cihad ve ahkâmı bu surelerde açıklanmıştır
• Ankebût suresi hariç, münafıklardan bahseden sureler Medine'de nâzil olmuştur Şundan dolayı münafıkların ortaya çıkışı Medine-i Münevvere'dedir

Bunlardan başka genel olarak Mekkî surelerde şirke, küfre ve putperestliğe kati tavır konulmuş; bunun mukabili olan Tanrı'ın varlığı, birliği başta olmak suretiyle itikad ve âhiretle ilgili inanç esasları işlenmiştir Bu sureler genel anlamda kısa olup, âyetleri de kısa kısa, ezberlenmesi kolay surelerdir (Daha çok bilgi için bk Mennâ' el-Kattân, Mebâhis Fi Ulümil-Kur'ân, Kahire 1981, s 54-55)


Mekkî-Medenî sureleri bilmekte bir çok faydalar vardır Her şeyden evvel, Kur'ân-ı Kerim'i tefsir etmek isteyenlere bu bilginin büyük yardımı olur Her ne kadar âyetlerin manâları umumu üstüne hamledilse ve sebebin ya da nüzûlün mahallinin manâyı tahsis etmesi genel bir kaide değilse de; âyet ya da âyetlerin nerede, kim ya da ne hakkında nâzil bulunduğunun bilinmesi, onları anlamaya büyük seviyede destek verir


Öte taraftan, bilhassa Kur'ân-ı Kerim'i yeni nesillere anlatıp öğreteceklere Kur'ân'daki hitab tarzları ve bildiri üslûbunun Mekke ve Medine'deki muhatablara nazaran değişik olması, yol gösterir İslâmi tebligatın hangi merhalelerde iyi mi bir üslûb taşıması gerektiği, müşrik, kâfir, ehl-i kitab, mü'minler şeklinde topluluklara hangi üslûb ve metodlarla tebligatın yapılması gerektiği bu yolla daha iyi anlaşılır


Bir de Kur'ân'daki nâsih ve mensûh âyetlerin tesbitinde mekkî ile medenî sure ve âyetlerin bilinmesi büyük kolaylık sağlar Birbirine zıt şeklinde görünen iki âyetle karşılaşıldığında, süre itibariyle (meselâ mekkî olanlar) ilkin olanların nâsih, ötekinin mensûh olduğu kolaylıkla anlaşılabilir (Mennâ' el-Kattân, Mebâhis Fî Ulümil-Kur'ân, s 51)

Bedrettin ÇETİNER

Sure (Arapça: سورة) İslam dininin mukaddes kitabı olan Kur'an'da ayetlerden meydana gelen 114 bölümden herbirine verilen isimdir. Lügat anlamı yüksek aşama, onur, yüksek olarak yapılmış bina anlamına gelir.

Sureler uzunluk ve kısalıklarına nazaran 4'e ayrılır:

1. En uzun yedi sureye (ikinci Bakara suresinden başlayarak, dokuzuncu Tevbe suresine kadar olanlara) Seb'üt-tıval (en uzun yedi sure) denir.
2. Ayet-i kerime sayıları 100 civarında olanlara El-Miun,
3. Ayet-i kerime sayısı 100'ün altında olanlara El-Mesani denilmiştir.
4. Namaz sureleri diye isimlendirilen sureler, Kuran-ı Kerim'in son 10 suresidir.

İlk sure Fatiha, son sure Nas'dır. Tarihsel olarak ilk sure Alak, son sure Nasr'dır. En uzunu 286 ayetten meydana gelen Bakara, en kısa sure ise 3 ayetten meydana gelen Kevser'dir.Kuran-ı Kerim'de Tevbe Suresi dışındaki sureler, besmeleyle adım atar. Surelerin bölgeleri Peygamber tarafınca bildirilmiştir. üçüncü Halife Osman'nın, Hicret'in 25. senesinde yazdırdığı altı mushafta bu sureleri yerlerine koymuştur.

sure
Kuran'ın bölümlerinden her biri.

Uzunlukları birkaç sözcükten birkaç sayfaya kadar değişen 114 sure içinde en kısası, üç âyetten oluşan Kevser, en uzunu da 286 âyetten oluşan Bakara'dır. Surelerin Kuran'daki bölgeleri, en yaygın görüşe nazaran direkt Hz. Muhammed tarafınca belirlenmiştir. Buna karşılık bazı surelerin ya da tümünün yerlerinin sahabe tarafınca belirlendiği yolunda iki değişik görüşü korumak için çaba sarfeden bilginler de vardır. Geleneksel sınıflandırmaya nazaran her surenin başlangıcında, surenin Hz. Muhammed'e hangi kentte, Medine'de mi Mekke'de mi inmiş olduğu belirtilir. Mekke'de inen (Mekki) surelerle Medine'de inen (Uygar) sureler içinde bazı şekil ve içerik farkları vardır. Mekke'de inenlerin çoğu zaman kısa, özlü ve hareketli bir anlatımı vardır. Müşriklerle tartışmaların ve şirke yönelik eleştirilerin sıkça rastlandığı Mekki surelerde Arap konuşma sanatının gereği olan antlara yer verilir. Hukuki ilke ve kuralların ağırlığı, münafıklardan söz edilmesi, Yahudi ve Hıristiyanlara yönelik eleştiriler, âyet sayısının çokluğu ve rahat bir ifade, Uygar surelerin başlıca özelliklerindendir.


Yedi âyetten oluşan ilk sure Fatiha'nın (açan) haricinde sureler uzundan kısaya doğru dizilerek numaralandırılmıştır. Ek olarak surelerin, çoğu zaman metindeki olağandışı bir öğeden türetilmiş adlan vardır. Surelerin ortalama dörtte birinin başlangıcında anlam ve işlevleri hâlâ yeterince anlaşılamamış ayrık harflerden oluşan fevatih (başlangıçlar) bulunur.


Tevbe suresi dışındaki sureler besmeleyle adım atar. Fatiha ile son olarak iki sure dışındaki tüm sureler Tanrı'nın seslenişi biçimindedir; bu surelerde Tanrı ya direkt konuşur ya da “de ki†buyruğuyla, sözlerini Hz. Muhammed vasıtasıyla iletir.


Bütününün 30 günde okunabilmesini sağlamak amacıyla Kuran çoğu zaman cüz (Farsça ve Urdu dilinde sipare ya da pare) denen 30 eşit bölüme ayrılır. Bu bölünmede mevzu birliği gözetilmez. Sureler ek olarak, ergonomik kolaylığı gözeten çeşitli gruplara ayrılmıştır. İkinci sureden (Bakara) başlayarak dokuzuncu sureye (Tevbe) kadar yedi sure ilk grubu oluşturur. Kuran'ın en uzun surelerinden oluşan bu grup es-Seb'ü't-Tuvel (en uzun yedi sure) olarak anılır. İkinci gruba el-Miun adı verilir; bu grup âyet sayılan yüz dolayında olan surelerden oluşur. Âyet sayısı yüzün altında olan sureler üçüncü grubu, el-Mesani'yi oluşturur. Dokuzuncu sureden başlayarak 50. sureye kadar devam eden bu iki grup arasındaki fark kati halde belirlenmemiştir. Ellinci sureden Kuran'ın sonuna kadar tüm sureleri içine alan grup ise el-Mufassal olarak adlandırılır.

: Ana Britannica

sure

isim (su:re) Arapça s°re

• Kur'an'ın bölünmüş olduğu 114 bölümden her biri:

"İmam Efendi, bir selviye belini dayayıp çömelerek Melek suresini okumaya başladı."- M. Ş. Esendal.

Birleşik Sözler

zammı sure

sure ingilizcesi

• sura, section of the Koran