sürgün isim 1 . Ceza olarak belli bir yerin haricinde ya da belli bir yerde oturtulan kimse: "Sürgünü yalnız memleket has...
sürgün
isim
1 . Ceza olarak belli bir yerin haricinde ya da belli bir yerde oturtulan kimse:
"Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz."- R. H. Karay.
2 . Sürülme işi, nefiy:
"Sürgün benim için ölüm şeklinde bir şey olmuştu."- R. N. Güntekin
3 . Bir kimsenin sürüldüğü yer:
"Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşlarında."- Y. Z. Ortaç.
4 . Filiz.
5. İshal
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
Sürgüne göndermek, sürgün vermek, sürgün gitmek (ya da olmak)
Birleşik Sözler
Sürgün avı
1492 Sonrası Endülüslüler: Zorla Hıristiyanlaştırma, Sürgün, Engizisyon ve Kırım
Cumhuriyet sonrası Osmanlı Hanedanı nereye sürgün edilmiştir?
Rüyada Sürgün Görmek
SüRGüN a.
1. ülkesinden sürülmüş ya da ülkesinden uzak yaşamak zorunda bırakılmış kimsenin durumu; bu kimsenin yurtdışında yaşamış olduğu yer: Sürgünde yaşamak, ölmek. Sürgünden dönmek. Sürgün cezası. Sürgünde düşlediği tek şey yurduna dönmekti.
2. Alışmış olduğu, sevilmiş olduğu yerden uzakta yaşamak zorunda bırakılan bir kimsenin durumu, onun yabancılık çekmiş olduğu, kendini unutulmuş şeklinde görmüş olduğu yer: Bu ücra kasabadan, bu sürgünden ne süre kurtulacaktı.
3. Sürgüne gönderilmiş ya da sürgünde yaşayan kimse: Yeni bir sürgün daha geldi.
4. Bir bitkide, yeni sürmüş körpe, ufak dal ya da yaprak; filiz
5. İSHAL'in eşanlamlısı.
6. Sürgün avı - SüREK- AVI. || Sürgün gitmek, sürgün cezasıyla cezalandırılarak sürgüne gönderilmek. || Sürgün olmak, ishal olmak.
*Ağ. yet. Sürgün alma, ağaçların ölü ya da gereksiz dallarını ve tepelerinin çevresindeki dalların uçlarını kesme işlemi. (Bk. ansikl. böl.) || Sürgün dalı, çelik halletmeye yarayan genç dal.
*Astrol. Kendi evinin karşıtı olan burçta bulunan bir gezegenin durumu.
*Bağc. Sürgün ayıklama, asma dallarında boğum aralarından çıkan yaramaz sürgünleri koparıp atma işlemi.
*Böcbil. Yaprak bitlerinde, ikieşeyli bir türün eşeysiz, kanatsız, göçmen bir dişisi tarafınca kurulan koloninin üyesi. (Bu koloni yalnız eşeysiz ve kanatsız dişilerden oluşur. Kimi zaman ikincil konak bitkinin değişik doğası sebebiyle, bu konaktaki kanatsız sürgünler, ilk konak bitkide kalan ve gene kanatsız olan dişilerden değişik olurlar.)
*Cez. huk. Hükümlünün belirli bir şehir ya da kasabada oturmaya zorunlu edilmesi biçiminde yerine getirilen ceza. (Türk cez. k.'nun 18. maddesinde düzenlenmiş olan bu ceza, 13 temmuz 1965 tarih ve 647 sayılı yasayla kaldırıldı.)
*Din. tar. Sürgün sonrası dönem, İ.Ö. 587'de Kudüs'ün düşüşünden sonrasında Ya- hudiler'ın Babylonia'ya sürüldükleri ve ya- hudilik için yeni bir başlangıç noktası olan dönem. || Sürgün öncesi dönem, İsrail tarihinde, Kudüs'ün alınışının öncesini ve Birinci Mabet sürecinin sonunu belirten dönem (İ.Û. 587).
*Ormanc. Sürgün demeti, kesilmiş bir ağacın kütüğünden çıkan sürgünlerin ya da yeni dalların oluşturduğu demet. (Sürgün demetleri, ileride baltalık olarak kullanılacak ağaçlık ya da ormanın temelini oluşturur.) || Kütük sürgünü, dalları topluca budanan ağacın kütüğünden ya da gövdesinden çıkan yeni sürgün. || Tepe sürgünü, ağaçların tepesinden eksen doğrultusunda çıkan ince filiz. (Tepe sürgününün kesilmesi ağacın gelişmesini büyük çapta engeller.)
*Psikan. Bastırılmışın ya da bilirıçdışının sürgünü, bastırılan şeyin emareler ya da bir bilinçdışı oluşumu biçiminde tekrardan ortaya çıkması. (S. Freud'a bakılırsa, bastırılan geri dönmedikçe bastırılmıştan söz edilemez. Bilinçdışı süreç, dinamiktir ve devamlı bilinçdışı isteği karşılamaya yarar.)
*Ziraat. Sürgün demeti, buğdaygillerde yaprağının koltuğunda gelişen ve biı bitkilerin (enginar, muz, palmiye) çoğaltılmasına yarayan tomurcuk.
* sıf. Avc. Sürgün boynuz, geyikgillerin alın kemiğinin üstünde çıkan ve düşmeyerek devamlı kalan iki ufak çıkıntının her biri.
*ANSİKL. Ağ. yet. Sürgün alma işlemi için çit ve sıra ağaçları seçilir: gürgen, meşe, dişbudak, karaağaç, kavak, söğüt. Kavaklıklarda sürgün alma, dalsız bir beden elde etmek için piçleri kesme işlemidir. Çit ağaçlarının üst kısımlarından meydana getirilen budama dalların tekrardan çıkmasına niçin olur. Bunlar belli aralıklarla tekrardan kesilir ve yakacak olarak değerlendirilir.
*Ziraat. Buğdaygillerde, üç yaprak evresinden sonrasında, ilk yaprakların koltuğundaki tomurcuklar ana saptan bağımsız olarak gelişmeye adım atar Sürgün tablasından birbiri arkasına koltuk tomurcuklarından gelen filizler görünür: bunlara kardeşlenme filizi denir.
Tablanın altından, tohumdan çıkan köklerle birleşerek bitkinin saçak kökünü oluşturacak ek kökler çıkar.
Sürgün demeti buğdaygillerde, ister tahıllarda olduğu şeklinde biryıllık olsun, ister davet otları şeklinde çokyıllık olsun çok mühim bitkisel bir vakadır.
Bitkinin ilerideki gelişme evresinde bu sürgünlerin yalnız birkaç tanesi tohum verme evresine ulaşır: tomurcuk sap sürer, düğüm araları uzar (boylanma), sapın ucunda başak oluşur ve başaklar çiçek açar.
1. ülkesinden sürülmüş ya da ülkesinden uzak yaşamak zorunda bırakılmış kimsenin durumu; bu kimsenin yurtdışında yaşamış olduğu yer: Sürgünde yaşamak, ölmek. Sürgünden dönmek. Sürgün cezası. Sürgünde düşlediği tek şey yurduna dönmekti.
2. Alışmış olduğu, sevilmiş olduğu yerden uzakta yaşamak zorunda bırakılan bir kimsenin durumu, onun yabancılık çekmiş olduğu, kendini unutulmuş şeklinde görmüş olduğu yer: Bu ücra kasabadan, bu sürgünden ne süre kurtulacaktı.
3. Sürgüne gönderilmiş ya da sürgünde yaşayan kimse: Yeni bir sürgün daha geldi.
4. Bir bitkide, yeni sürmüş körpe, ufak dal ya da yaprak; filiz
5. İSHAL'in eşanlamlısı.
6. Sürgün avı - SüREK- AVI. || Sürgün gitmek, sürgün cezasıyla cezalandırılarak sürgüne gönderilmek. || Sürgün olmak, ishal olmak.
*Ağ. yet. Sürgün alma, ağaçların ölü ya da gereksiz dallarını ve tepelerinin çevresindeki dalların uçlarını kesme işlemi. (Bk. ansikl. böl.) || Sürgün dalı, çelik halletmeye yarayan genç dal.
*Astrol. Kendi evinin karşıtı olan burçta bulunan bir gezegenin durumu.
*Bağc. Sürgün ayıklama, asma dallarında boğum aralarından çıkan yaramaz sürgünleri koparıp atma işlemi.
*Böcbil. Yaprak bitlerinde, ikieşeyli bir türün eşeysiz, kanatsız, göçmen bir dişisi tarafınca kurulan koloninin üyesi. (Bu koloni yalnız eşeysiz ve kanatsız dişilerden oluşur. Kimi zaman ikincil konak bitkinin değişik doğası sebebiyle, bu konaktaki kanatsız sürgünler, ilk konak bitkide kalan ve gene kanatsız olan dişilerden değişik olurlar.)
*Cez. huk. Hükümlünün belirli bir şehir ya da kasabada oturmaya zorunlu edilmesi biçiminde yerine getirilen ceza. (Türk cez. k.'nun 18. maddesinde düzenlenmiş olan bu ceza, 13 temmuz 1965 tarih ve 647 sayılı yasayla kaldırıldı.)
*Din. tar. Sürgün sonrası dönem, İ.Ö. 587'de Kudüs'ün düşüşünden sonrasında Ya- hudiler'ın Babylonia'ya sürüldükleri ve ya- hudilik için yeni bir başlangıç noktası olan dönem. || Sürgün öncesi dönem, İsrail tarihinde, Kudüs'ün alınışının öncesini ve Birinci Mabet sürecinin sonunu belirten dönem (İ.Û. 587).
*Ormanc. Sürgün demeti, kesilmiş bir ağacın kütüğünden çıkan sürgünlerin ya da yeni dalların oluşturduğu demet. (Sürgün demetleri, ileride baltalık olarak kullanılacak ağaçlık ya da ormanın temelini oluşturur.) || Kütük sürgünü, dalları topluca budanan ağacın kütüğünden ya da gövdesinden çıkan yeni sürgün. || Tepe sürgünü, ağaçların tepesinden eksen doğrultusunda çıkan ince filiz. (Tepe sürgününün kesilmesi ağacın gelişmesini büyük çapta engeller.)
*Psikan. Bastırılmışın ya da bilirıçdışının sürgünü, bastırılan şeyin emareler ya da bir bilinçdışı oluşumu biçiminde tekrardan ortaya çıkması. (S. Freud'a bakılırsa, bastırılan geri dönmedikçe bastırılmıştan söz edilemez. Bilinçdışı süreç, dinamiktir ve devamlı bilinçdışı isteği karşılamaya yarar.)
*Ziraat. Sürgün demeti, buğdaygillerde yaprağının koltuğunda gelişen ve biı bitkilerin (enginar, muz, palmiye) çoğaltılmasına yarayan tomurcuk.
* sıf. Avc. Sürgün boynuz, geyikgillerin alın kemiğinin üstünde çıkan ve düşmeyerek devamlı kalan iki ufak çıkıntının her biri.
*ANSİKL. Ağ. yet. Sürgün alma işlemi için çit ve sıra ağaçları seçilir: gürgen, meşe, dişbudak, karaağaç, kavak, söğüt. Kavaklıklarda sürgün alma, dalsız bir beden elde etmek için piçleri kesme işlemidir. Çit ağaçlarının üst kısımlarından meydana getirilen budama dalların tekrardan çıkmasına niçin olur. Bunlar belli aralıklarla tekrardan kesilir ve yakacak olarak değerlendirilir.
*Ziraat. Buğdaygillerde, üç yaprak evresinden sonrasında, ilk yaprakların koltuğundaki tomurcuklar ana saptan bağımsız olarak gelişmeye adım atar Sürgün tablasından birbiri arkasına koltuk tomurcuklarından gelen filizler görünür: bunlara kardeşlenme filizi denir.
Tablanın altından, tohumdan çıkan köklerle birleşerek bitkinin saçak kökünü oluşturacak ek kökler çıkar.
Sürgün demeti buğdaygillerde, ister tahıllarda olduğu şeklinde biryıllık olsun, ister davet otları şeklinde çokyıllık olsun çok mühim bitkisel bir vakadır.
Bitkinin ilerideki gelişme evresinde bu sürgünlerin yalnız birkaç tanesi tohum verme evresine ulaşır: tomurcuk sap sürer, düğüm araları uzar (boylanma), sapın ucunda başak oluşur ve başaklar çiçek açar.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR