sürtmek -er (-i, -e) └─ â–º 1 . Bir şeyi bastırarak öteki bir şeyin üstünden geçirmek: "Cemal ellerini süratli süratli b...
sürtmek -er
(-i, -e)
└─►1 . Bir şeyi bastırarak öteki bir şeyin üstünden geçirmek:
"Cemal ellerini süratli süratli birbirine sürttü."- S. F. Abasıyanık.
└─►2 . Dokundurmak.
└─►3 . (nsz), teklifsiz konuşmada Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak:
"Çocukcağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş."- S. F. Abasıyanık.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
└─►sürtüp durmak
(-i, -e)
└─►1 . Bir şeyi bastırarak öteki bir şeyin üstünden geçirmek:
"Cemal ellerini süratli süratli birbirine sürttü."- S. F. Abasıyanık.
└─►2 . Dokundurmak.
└─►3 . (nsz), teklifsiz konuşmada Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak:
"Çocukcağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş."- S. F. Abasıyanık.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
└─►sürtüp durmak
SüRTMEK g. f. Bir şeyi (bir şeye, bir yere) sürtmek, bir nesneyi sertçe bastırarak bir kerede ya da devamlı bir hareketle başka bir nesnenin ya da yüzeyin üstünden geçirmek: Ellerini bir şeye, bir yere, birbirine sürtmek.
* gçz. f. Tkz. (Bir yerde) sürtmek, amaçsızca orda burda dolaşmak, dolaşarak oyalanmak: Tüm gün sokaklarda sürtmek.
* sürtülmek edilg. f. Sürtmek eylemi yapılmak.
* sürtünmek dönşl. f.
1. Hareket halindeyken bir şeye değmek: Çamurluğa sürtünen bir tekerlek.
2. Bedenini, bedeninin bir yerini bir şeye, bir şeyin yüzeyine sürtmek: Kedi, gelip gelip bana sürtünüyor. Dikkat et,duvara sürtünme.
3. Kavga için niçin aramak, söz dokundurmak, çatmak.
* sürtüşmek işt. f.
1. Birbirine sürtünmek.
2. Karşılıklı kavga halinde olmak, anlaşamamak, dalaşmak: Sürtüşmeyin! Ortada bir problem yok.
* sürtüştürmek ettirg. f. Bir şeyi birbirine devamlı sürtmek.
* gçz. f. Tkz. (Bir yerde) sürtmek, amaçsızca orda burda dolaşmak, dolaşarak oyalanmak: Tüm gün sokaklarda sürtmek.
* sürtülmek edilg. f. Sürtmek eylemi yapılmak.
* sürtünmek dönşl. f.
1. Hareket halindeyken bir şeye değmek: Çamurluğa sürtünen bir tekerlek.
2. Bedenini, bedeninin bir yerini bir şeye, bir şeyin yüzeyine sürtmek: Kedi, gelip gelip bana sürtünüyor. Dikkat et,duvara sürtünme.
3. Kavga için niçin aramak, söz dokundurmak, çatmak.
* sürtüşmek işt. f.
1. Birbirine sürtünmek.
2. Karşılıklı kavga halinde olmak, anlaşamamak, dalaşmak: Sürtüşmeyin! Ortada bir problem yok.
* sürtüştürmek ettirg. f. Bir şeyi birbirine devamlı sürtmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR