SIVAMAK g. t 1. Bir yen sıvamak, üzerim sıvayla kaplamak, örtmek: Bir duvarı sıvamak. 2. Bir şeyi bir yere sıvamak, harcı, sıvayı v...
SIVAMAK g. t
1. Bir yen sıvamak, üzerim sıvayla kaplamak, örtmek: Bir duvarı sıvamak.
2. Bir şeyi bir yere sıvamak, harcı, sıvayı vb. bir yere sürmek, yaymak; bir şeyi bir yere sıvar şeklinde bulaştırmak: Duvardaki yarıklara çimento sıvamak. Reçeli her tarafa sıvadı.
3. Bir şeyi bir şeyle sıvamak, bir yüzeyi bir şeyle kapamak, kaplamak: Tavanı alçıyla sıvamak.
4. Bir kimseyi sıvamak, ona küfretmek, (arg.)
Metaiürj. Sıvama işlemiyle bir şekil elde etmek. || Metal parçaları, çok sert döner tekerciklerle uygulanan tazyik tesiri altında kalıcı şekil değişikliğine uğratarak taslaklarını çıkarmak ve gerektiğinde işlemek.
*sıvanmak edılg. t. üstü sıvayla ya da sıva yerine kullanılan bir gereçle kaplanmış olmak: Duvarlar sıvandı, sıra yağlıboyada.
* sıvatmak ettırg t. Bir yeri, bir şeyi sıvatmak.
SIVAMAK g. t. Paçasını, kolunu sıvamak, giysilerinin paçasını ya da kolunu çekerek ya da kıvırarak yukarı toplamak: Elbisesinin kollarını sıvayıp çamaşıra girişti.
* sıvanmak edilg. t. Çekilerek, kıvrılarak yukarı toplanmak.
* sıvanmak dönşl. t. Bir işe hazırlanmak, girişmek: Oyunculuktan sonrasında yönetmenliğe sıvanmak.
* sıvatmak ettirg. f. Sıvamak eylemini yaptırmak.
1. Bir yen sıvamak, üzerim sıvayla kaplamak, örtmek: Bir duvarı sıvamak.
2. Bir şeyi bir yere sıvamak, harcı, sıvayı vb. bir yere sürmek, yaymak; bir şeyi bir yere sıvar şeklinde bulaştırmak: Duvardaki yarıklara çimento sıvamak. Reçeli her tarafa sıvadı.
3. Bir şeyi bir şeyle sıvamak, bir yüzeyi bir şeyle kapamak, kaplamak: Tavanı alçıyla sıvamak.
4. Bir kimseyi sıvamak, ona küfretmek, (arg.)
Metaiürj. Sıvama işlemiyle bir şekil elde etmek. || Metal parçaları, çok sert döner tekerciklerle uygulanan tazyik tesiri altında kalıcı şekil değişikliğine uğratarak taslaklarını çıkarmak ve gerektiğinde işlemek.
*sıvanmak edılg. t. üstü sıvayla ya da sıva yerine kullanılan bir gereçle kaplanmış olmak: Duvarlar sıvandı, sıra yağlıboyada.
* sıvatmak ettırg t. Bir yeri, bir şeyi sıvatmak.
SIVAMAK g. t. Paçasını, kolunu sıvamak, giysilerinin paçasını ya da kolunu çekerek ya da kıvırarak yukarı toplamak: Elbisesinin kollarını sıvayıp çamaşıra girişti.
* sıvanmak edilg. t. Çekilerek, kıvrılarak yukarı toplanmak.
* sıvanmak dönşl. t. Bir işe hazırlanmak, girişmek: Oyunculuktan sonrasında yönetmenliğe sıvanmak.
* sıvatmak ettirg. f. Sıvamak eylemini yaptırmak.
Kaynak: Büyük Larousse
Kolları sıvamak, bıkıp usanmamak deyimlerinin anlamları nedir?
YORUMLAR