TAKAYYüT a. (ar. kayd'dan takayyüt) Esk. 1. Bağlı olma, bir şeye bağlanma; bağlılık: "Aramızda mevcut büyük yaş mesafesini...
TAKAYYüT a. (ar. kayd'dan takayyüt) Esk.
1. Bağlı olma, bir şeye bağlanma; bağlılık: "Aramızda mevcut büyük yaş mesafesini gözetmekten haz olan zarif bir takayyütle..." (H. Z. Uşaklıgil).
2. Özen gösterme, dikkatli davranma: "ihtiyarlar, kalbleri artık aşka, şiire bigâne kaldığı için, başkalarının kalbindeki aşkı, fikrindeki şiiri bir takayyüdi mahsus ile muayerib ederler" (H. Z. Uşaklıgil).
1. Bağlı olma, bir şeye bağlanma; bağlılık: "Aramızda mevcut büyük yaş mesafesini gözetmekten haz olan zarif bir takayyütle..." (H. Z. Uşaklıgil).
2. Özen gösterme, dikkatli davranma: "ihtiyarlar, kalbleri artık aşka, şiire bigâne kaldığı için, başkalarının kalbindeki aşkı, fikrindeki şiiri bir takayyüdi mahsus ile muayerib ederler" (H. Z. Uşaklıgil).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR