TAKBİH a. (ar kubhtan takbih). Esk 1. Kınama, beğenmeme 2. Takbih etmek, ayıplamak, kınamak: "Çocuklarında kendi baharlarının ...
TAKBİH a. (ar kubhtan takbih). Esk
1. Kınama, beğenmeme
2. Takbih etmek, ayıplamak, kınamak: "Çocuklarında kendi baharlarının tekrar doğduğunu gören ebeveynin birçoğu onları takbih etmek kuvvetini bulamazlar" (H. C. Yalçın).
1. Kınama, beğenmeme
2. Takbih etmek, ayıplamak, kınamak: "Çocuklarında kendi baharlarının tekrar doğduğunu gören ebeveynin birçoğu onları takbih etmek kuvvetini bulamazlar" (H. C. Yalçın).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR