TAKIM a. 1. Bir işte, bir işletmede, bir fabrikada vb. kullanılan ya da bir etkinlik için gerekli olan nesnelerin, araçların, aygıtl...
TAKIM a.
1. Bir işte, bir işletmede, bir fabrikada vb. kullanılan ya da bir etkinlik için gerekli olan nesnelerin, araçların, aygıtların tümü: Kamp takımı Yemek takımı. Takım tezgâhları arızalandı. Yazı takımı.
2. Aynı meslekle, aynı etkinlikle uğraşan kimselerin tümü: Politikacı takımı. Gazeteci takımı. Yazar takımı.
3. Birbiriyle uyum içinde olan, birbirlerini tamamlayan öğeler dizisi, bütünü: Çanta, tular ve ayakkabılar güzel bir takım oluşturuyor.
4. Bir yarışa katılmak, bir karşılaşma yapmak için işbirliği yapan ya da aynı safta yer alan oyuncuların tümü; ekip: Takımımız oyunuyla göz doldurdu. Takım oyunu. (Bk. ansikl. böl. Spor.)
5. Tamlayan + takımı, aşağılanan, sövülen bir topluluğu belirtir: Serseriler takımı. Hırsız takımından olmak.
6. Sigara ağızlığı.
7. Tkz. Aynı ilgi alanının, ortak uğraşın ya da etkinliklerin bir araya getirdiği insan topluluğu: Ben kendi takımımı kendim seçerim. Uçü bir arada ne güzel bir takım oluşturdular.
8. Takım takım, küçük topluluklar halinde: Meydanda toplananları takım takım ayırdılar. || Takım taklavat, parçalarıyla birlikte, hepsi. || Takım tutmak, spor klüplerinden birinin yandaşı olmak. || Takım yatmak, bir işte ya da bir girişimde topluca başarısızlığa uğrandığını belirtmek için söylenir. || Takımı yatırmak, birlikte yapılan bir işin başarısızlığa uğramasına, yol açmak (arg.). || Bu takım, bu türden, bu gibi: Bu takım işlerden nefret ederim.
*Ask. Topçu sınıfında bataryayı, hava ordusunda ve piyade, istihkâm, muhabere gibi diğer kara sınıflannda bölüğü oluşturan en küçük temel birlik. (Takım genellikle teğmen ya da üsteğmen tarafından komuta edilir.) || Takım komutanı, bir takıma komuta eden subay ya da astsubay.
*Balıkç. Bir oltada yer alan olta iğnelerinin tümü.
*Bilş Deneme takımı, özel bir uygulamayı istatistiksel olarak gösteren ve çeşitli bilgisayarların ve bunların işletim sistemlerinin yetkinliklerini test etmek, ölçmek ve karşılaştırmak amacıyla kullanılan bilişim programları kümesi. || Karakter takımı, bir bilgi işlemde, bir dilin tanımlanmasında vb.'de kullanılan tanımlı karakterler kümesi. || Program takımı, özel bir probleme özgü bilişim programları kümesi.
*Çamaşırsan. Yatak takımı, yatak çarşafı, yorgan çarşafı, bir uzun yastık kılıfı ya da bir örnek iki yastık kılıfından oluşan takım.
*Denize. Takım dolabı, sandal ve filikaların baş ya da kıç taraflar nda giyecek ve yiyeceklerin saklandığı bölme.
*Gemilerde, el takımlarının ve malzemelerin saklandığı dolap. || işaret sancakları takımı, gemiler arasında işaretleşmede kullanılan sancak ve flamaların tümü.
*Dilbil. tamlama'nın eşanlamlısı.
*Elektrotekn. Bara takımı, bir dönüştürme postası, bir altistasyon vb.'de hat giriş ya da çıkışlarının kesme ve koruma aygıtları aracılığıyla bağlı olduğu bükülmez iletkenler kümesi.
*Ev eşy. Sofra takımı, sofra ile ilgili eşyaların tümü (tabak takımı, cam eşya, gümüş eşya).
*Belirli bir servise ayrılmış sofra eşyalarının tümü (çay takımı, kahve takımı, likör takımı vb.).
*Giy. Aynı kumaştan yapılmış iki ya da daha çok parçadan oluşan giysi. || Aynı kumaştan yapılmış pantolon, ceket ve bazen yelekten oluşan erkek giysisi. (Takım elbise de denir.) || Pantolon takımı, bir pantolon ve uygun bir ceket ya da tünikten oluşan iki parçalı giysi.
*Kur. tar. OsmanlI devletinde, özellikle İstanbul'da “Sandık" denen mahalle tulumbasının altına giren tulumbacılar topluluğu. (Takım, 4 kişiden oluşur ve her semtin tulumbacıları birinci, ikinci, üçüncü vb. olarak bu topluluğun sayısınca takımlara bölünürlerdi. Birinci takım, en ustalarla en güçlüler ve en iyi koçanlardan kurulur, bunu sırasıyla ötekiler izlerdi.) || Takım kovmak, bir yangın sırasında, sandık koşturan mahalle tulumbacılarının geçit yerlerinden ve dönemeçlerden büyük bir hızla geçmelerine ilişkin halk deyimi. (Takım kovmak, tulumbacılar topluluğunun özellikle birinci ya da ikinci takımına düşen bir görevdi.)
*Kuyuc. Sondaj ya da kuyu açma takımı, matkap ve sondaj çubuklarından oluşan bütün.
*Mak. san. Belirli bir işlemi gerçekleştirmek için, elle ya da bir makine üzerinde kullanılan imalat ürünü. (Bk. ansikl. böl.)
*Matbaac. Hurufat takımı, belli bir harf yüksekliğinde normal bir tipo dizgisi yapmak için gerekli harf ve işaretlerin tümü. (Örneğin yedi puntoluk, sekiz puntoluk hurufat takımı.)
*Metalürj. Takım çeliği, genellikle kesme takımlarının yapımında kullanılan çelik. (Bu çelikler normalleştirilmiş durumda kolayca şekillendirildikten sonra “suverme†yoluyla sertleştirilip menevişlenerek kullanılır. Son sertlik dereceleri 60 RVVC'nin üzerine çıkarılır. Bu çeliklerden yapılan takımlar, genellikle kesme, presleme vb. gibi işlemlerde kullanılır.) || Takım tezgâhı, uygun kuvvetlerin etkisi altında uygun biçimde hareket ettirilerek bir takımın yardımıyla bir malzemeyi işlemeye yarayan makine. (Bk. ansikl. böl.)
*Müc. Birlikte takılmak üzere hazırlanmış, birbirine uygun düşen mücevher grubu.
*Müz. Bir çalgının üzerine gerilen tellerin tümü. || Bir klavsende, bir dizi mızrap çubuğu tarafından vurulan teller topluluğu. (Modern bir klavsende, pedallerle hareket ettirilen altı takım vardır: birinci klavyede, bir 16 ayak, bir 8 ayak, bir 4 ayak; ikinci klavyede, bir 8 ayak; ve her klavyede 8 ayaklık bir lavta takımı. Takımlar, zıt tını ve şiddet değişiklikleri elde etmeye yarar.) || Org takımı, aynı tınıya denk düşen boru sırası ya da dizisi.
*Oto. Lastik takımı, bir taşıtı donatan lastiklerin tümü. || Motor takımı, silindir blo- kundan, krank milinden ve hareketli donanımlardan (biyeller, pistonlar ve seg- manlar) oluşan standart yedek motor bloku. || Ön takım, arka takım, klasik dingilin yerini tutan öğelerin tümü. (Bu öğeler, özellikle tekerlek desteklerini yapıya, yapı eteğine ya da ağır taşıtlarda şasiye bağlayan bağlantılar, askı donanımı ve tekerlek kumandalarıdır [fren, direksiyon ve transmisyon)
*Pedol. Kimi toprak sınıflandırmalarının üst birimi (örn. amerikan sınıflandırması). [Takım, bir ya da hatta iki ayırtedici katla belirginleşen aynı evrim ya da farklılaşma türünden toprakların tümünü bir araya getirir.]
*Petr. san. iki ya da üç sondaj çubuğunun birleştirilmesiyle elde edilen bütün.
*Polim. Çok baskılı bir enjeksiyon kalıbında, memeye bağlı besleme kanallarından gelen malzemeden döküm yoluyla bir defada elde edilen çok sayıda parça.
*Sey. oy. hayal sandığı.
*Spor. Takım halinde sıralama, atletizm, güreş vb. bazı bireysel sporlarda, takımlardaki sporcuların birkaçının ya da tümünün elde ettikleri sonuçlara göre yapılan, bireysel sıralamanın karşıtı sıralama. || Takım kaptanı, boks, güreş vb. bireysel sporlarda takımın reisi; futbol, hentbol vb. takım sporlarında oyun sırasında takımı yönetip yönlendiren ve takımını hakeme karşı temsil eden oyuncu. (Tenis gibi bazı oyunlarda takım kaptanı oynamayabilir; ancak molalar dışında oyunculara karışma ve onları yönlendirme hakkı yoktur.) || Takım oyuncusu, bir takımın elemanı. || Takım oyunu, bir takımın tamamının uyum içinde ya da bir takımdaki bir grubun aynı biçimde, bireysellikten uzak oynaması.
*Teknol. Bir meslekte, bir işte gerekli olan ve özellikle bir parçanın ya da mekanik bir bütünün yapımında kullanılan ya da bir makineyi ya da bir iş postasını donatan aletler ya da aygıtlar kümesi; donanım. (Eşanl. AVADANLIK.) || Takım bakım servisi, bir fabrikada, takımları ve takım tezgâhlarını hazırlamakla yükümlü servis || Takım sanayisi, takımların üretildiği sanayi dalı.
*Tekst. Çerçeve takımı, bir dokuma tezgâhına monte edilmiş çerçevelerin oluşturduğu bütün. || Gücü takımı, bir dokuma tezgâhı üzerine monte edilen, tahar- lanmış komple ayak. (Eşanl. TAKIMAYAK.) || Tezgâh takımı, şerit ya da gaze dokuma tezgâhına monte edilmesi gereken avadanlığın tümü.
*Zool. ve Bot. Bir sınıfın ayrıldığı bölümlerin her biri. (Takım da bazen alttakımlara bölünür. Buna karşılık birkaç takım da bir araya getirilerek bir üsttakım ya da bir altsınıf oluşturulabilir. Hayvanbilimde takım adları çoğu zaman türkçe adlarda -imsiler ve -ler, latince bilimsel adlarda -formes ve -da takılarıyla belirtilir [örneğin sazanımsılar (Cypriniformes) takımında şu familyalar yer alır: sazangiller, yayınbalığı- giller, Characinidae, Gymnotidae vb. familyaları yer alır. Botanikte, ad ekleri türkçe adlarda -ler, -lar, latince bilimsel adlarda -ales ile belirtilir, örneğin güller [flosa- /es].)
*ANSİKL. Mak. san. Makine sanayisinde kullanılan takımlar üç türdür:
1. metalleri yontmada kullanılan kesme takımları;
2. aşındırmayla çalışan takımlar (taşlama taşları);
3. malzemeyi sıcakta ya da soğukta biçimlendirmek için kullanılan takımlar (zımbalar, matrisler, paftalar vb.).
*Metalürj. Bir takım tezgâhı, ya malzemeden talaş kaldırma, ya malzemenin biçimini değiştirme ya da malzemede fiziksel bir değişiklik oluşturma ilkesine göre çalışır Talaş kaldırma ilkesine göre çalışan takım tezgâhları malzemeyi ister parçanın (torna), ister takımın (freze tezgâhı, matkap tezgâhı, delik' işleme tezgâhı, taşlama tezgâhı, bileme tezgâhı, biçme tezgâhı vb.) sürekli çembersel hareketine ya da gerek parçanın (vargel' tezgâhı) gerekse takımın (planya' tezgâhı, dik planya', tığ' çekme tezgâhı) almaşık doğrusal hareketine göre işleyebilir.
Malzemenin biçimini değiştirme ilkesine göre çalışan takım tezgâhlan genellikle biçimini değiştirdikleri (soğuk çekme' presi, merdane, sac bükme' makinesi, sac' kıvırma tezgâhı) ya da kestikleri (kesme' presi, makas, zımba) yarı bitmiş ürünlerin (saclar, çubuklar, borular, profiller) işlenmesinde kullanılır. üçüncü olarak kimi takım tezgâhları, malzemede bir durum değişikliğine yol açacak biçimde çalışır: ergitme (oksijenle" kesme, yapma, laserle, işleme), çözündürme ya da iyon durumuna geçirme (elektrokimyasal* işleme, elektroaşınmayla işleme).
Tüm takım tezgâhlan, özellikle hareketleri bakımından (ilerleme, dalma vb.) çeşitli derecelerde otomatik duruma getirilebilir ve çoğu kez mekanik bir çalışma düzeneğiyle donatılabilirler. Ayrıca hareketlerinin ardışıl olarak birbirini izlemesi ya yapım sırasında (sabit çevrimli makineler) ya da kullanan kimsenin isteğine göre düzenlenebilir (programlanabilir makineler, sayısal kumandalı makineler, işleme merkezleri, robotlar). Takım tezgâhları evrensel olabildikleri gibi, belirli bir üretim için tüm parçaları ayrı ayrı tasarlanabilirler (özel tezgâhlar); ayrıca standart işleme birimleri bir araya getirilerek monte edilebilirler (aktarmalı takım tezgâhları) ya da belli bir üretim tipine yönelik bir makine parkı oluşturabilirler (esnek üretim birimi).
*Spor. Futbol,hentbol, basketbol vb. takım sporlarında karşılaşmalara katılan esas takıma A takımı, ikinci dereceden oyunculardan oluşan takımına B takımı denir. 18 yaş grubunun altındaki takımlar genç takım, 16 yaş grubunun altındakiler yıldızlar takımı ya da junior takım, daha ufak yaş gruplarından oluşan takım ise minikler takımı diye adlandırılır. Hiçbir resmi unvanı olmayan, mahalle ya da semtlerde kurulmuş, federe olmamış takımlara halk arasında mahalle takımı denir.
1. Bir işte, bir işletmede, bir fabrikada vb. kullanılan ya da bir etkinlik için gerekli olan nesnelerin, araçların, aygıtların tümü: Kamp takımı Yemek takımı. Takım tezgâhları arızalandı. Yazı takımı.
2. Aynı meslekle, aynı etkinlikle uğraşan kimselerin tümü: Politikacı takımı. Gazeteci takımı. Yazar takımı.
3. Birbiriyle uyum içinde olan, birbirlerini tamamlayan öğeler dizisi, bütünü: Çanta, tular ve ayakkabılar güzel bir takım oluşturuyor.
4. Bir yarışa katılmak, bir karşılaşma yapmak için işbirliği yapan ya da aynı safta yer alan oyuncuların tümü; ekip: Takımımız oyunuyla göz doldurdu. Takım oyunu. (Bk. ansikl. böl. Spor.)
5. Tamlayan + takımı, aşağılanan, sövülen bir topluluğu belirtir: Serseriler takımı. Hırsız takımından olmak.
6. Sigara ağızlığı.
7. Tkz. Aynı ilgi alanının, ortak uğraşın ya da etkinliklerin bir araya getirdiği insan topluluğu: Ben kendi takımımı kendim seçerim. Uçü bir arada ne güzel bir takım oluşturdular.
8. Takım takım, küçük topluluklar halinde: Meydanda toplananları takım takım ayırdılar. || Takım taklavat, parçalarıyla birlikte, hepsi. || Takım tutmak, spor klüplerinden birinin yandaşı olmak. || Takım yatmak, bir işte ya da bir girişimde topluca başarısızlığa uğrandığını belirtmek için söylenir. || Takımı yatırmak, birlikte yapılan bir işin başarısızlığa uğramasına, yol açmak (arg.). || Bu takım, bu türden, bu gibi: Bu takım işlerden nefret ederim.
*Ask. Topçu sınıfında bataryayı, hava ordusunda ve piyade, istihkâm, muhabere gibi diğer kara sınıflannda bölüğü oluşturan en küçük temel birlik. (Takım genellikle teğmen ya da üsteğmen tarafından komuta edilir.) || Takım komutanı, bir takıma komuta eden subay ya da astsubay.
*Balıkç. Bir oltada yer alan olta iğnelerinin tümü.
*Bilş Deneme takımı, özel bir uygulamayı istatistiksel olarak gösteren ve çeşitli bilgisayarların ve bunların işletim sistemlerinin yetkinliklerini test etmek, ölçmek ve karşılaştırmak amacıyla kullanılan bilişim programları kümesi. || Karakter takımı, bir bilgi işlemde, bir dilin tanımlanmasında vb.'de kullanılan tanımlı karakterler kümesi. || Program takımı, özel bir probleme özgü bilişim programları kümesi.
*Çamaşırsan. Yatak takımı, yatak çarşafı, yorgan çarşafı, bir uzun yastık kılıfı ya da bir örnek iki yastık kılıfından oluşan takım.
*Denize. Takım dolabı, sandal ve filikaların baş ya da kıç taraflar nda giyecek ve yiyeceklerin saklandığı bölme.
*Gemilerde, el takımlarının ve malzemelerin saklandığı dolap. || işaret sancakları takımı, gemiler arasında işaretleşmede kullanılan sancak ve flamaların tümü.
*Dilbil. tamlama'nın eşanlamlısı.
*Elektrotekn. Bara takımı, bir dönüştürme postası, bir altistasyon vb.'de hat giriş ya da çıkışlarının kesme ve koruma aygıtları aracılığıyla bağlı olduğu bükülmez iletkenler kümesi.
*Ev eşy. Sofra takımı, sofra ile ilgili eşyaların tümü (tabak takımı, cam eşya, gümüş eşya).
*Belirli bir servise ayrılmış sofra eşyalarının tümü (çay takımı, kahve takımı, likör takımı vb.).
*Giy. Aynı kumaştan yapılmış iki ya da daha çok parçadan oluşan giysi. || Aynı kumaştan yapılmış pantolon, ceket ve bazen yelekten oluşan erkek giysisi. (Takım elbise de denir.) || Pantolon takımı, bir pantolon ve uygun bir ceket ya da tünikten oluşan iki parçalı giysi.
*Kur. tar. OsmanlI devletinde, özellikle İstanbul'da “Sandık" denen mahalle tulumbasının altına giren tulumbacılar topluluğu. (Takım, 4 kişiden oluşur ve her semtin tulumbacıları birinci, ikinci, üçüncü vb. olarak bu topluluğun sayısınca takımlara bölünürlerdi. Birinci takım, en ustalarla en güçlüler ve en iyi koçanlardan kurulur, bunu sırasıyla ötekiler izlerdi.) || Takım kovmak, bir yangın sırasında, sandık koşturan mahalle tulumbacılarının geçit yerlerinden ve dönemeçlerden büyük bir hızla geçmelerine ilişkin halk deyimi. (Takım kovmak, tulumbacılar topluluğunun özellikle birinci ya da ikinci takımına düşen bir görevdi.)
*Kuyuc. Sondaj ya da kuyu açma takımı, matkap ve sondaj çubuklarından oluşan bütün.
*Mak. san. Belirli bir işlemi gerçekleştirmek için, elle ya da bir makine üzerinde kullanılan imalat ürünü. (Bk. ansikl. böl.)
*Matbaac. Hurufat takımı, belli bir harf yüksekliğinde normal bir tipo dizgisi yapmak için gerekli harf ve işaretlerin tümü. (Örneğin yedi puntoluk, sekiz puntoluk hurufat takımı.)
*Metalürj. Takım çeliği, genellikle kesme takımlarının yapımında kullanılan çelik. (Bu çelikler normalleştirilmiş durumda kolayca şekillendirildikten sonra “suverme†yoluyla sertleştirilip menevişlenerek kullanılır. Son sertlik dereceleri 60 RVVC'nin üzerine çıkarılır. Bu çeliklerden yapılan takımlar, genellikle kesme, presleme vb. gibi işlemlerde kullanılır.) || Takım tezgâhı, uygun kuvvetlerin etkisi altında uygun biçimde hareket ettirilerek bir takımın yardımıyla bir malzemeyi işlemeye yarayan makine. (Bk. ansikl. böl.)
*Müc. Birlikte takılmak üzere hazırlanmış, birbirine uygun düşen mücevher grubu.
*Müz. Bir çalgının üzerine gerilen tellerin tümü. || Bir klavsende, bir dizi mızrap çubuğu tarafından vurulan teller topluluğu. (Modern bir klavsende, pedallerle hareket ettirilen altı takım vardır: birinci klavyede, bir 16 ayak, bir 8 ayak, bir 4 ayak; ikinci klavyede, bir 8 ayak; ve her klavyede 8 ayaklık bir lavta takımı. Takımlar, zıt tını ve şiddet değişiklikleri elde etmeye yarar.) || Org takımı, aynı tınıya denk düşen boru sırası ya da dizisi.
*Oto. Lastik takımı, bir taşıtı donatan lastiklerin tümü. || Motor takımı, silindir blo- kundan, krank milinden ve hareketli donanımlardan (biyeller, pistonlar ve seg- manlar) oluşan standart yedek motor bloku. || Ön takım, arka takım, klasik dingilin yerini tutan öğelerin tümü. (Bu öğeler, özellikle tekerlek desteklerini yapıya, yapı eteğine ya da ağır taşıtlarda şasiye bağlayan bağlantılar, askı donanımı ve tekerlek kumandalarıdır [fren, direksiyon ve transmisyon)
*Pedol. Kimi toprak sınıflandırmalarının üst birimi (örn. amerikan sınıflandırması). [Takım, bir ya da hatta iki ayırtedici katla belirginleşen aynı evrim ya da farklılaşma türünden toprakların tümünü bir araya getirir.]
*Petr. san. iki ya da üç sondaj çubuğunun birleştirilmesiyle elde edilen bütün.
*Polim. Çok baskılı bir enjeksiyon kalıbında, memeye bağlı besleme kanallarından gelen malzemeden döküm yoluyla bir defada elde edilen çok sayıda parça.
*Sey. oy. hayal sandığı.
*Spor. Takım halinde sıralama, atletizm, güreş vb. bazı bireysel sporlarda, takımlardaki sporcuların birkaçının ya da tümünün elde ettikleri sonuçlara göre yapılan, bireysel sıralamanın karşıtı sıralama. || Takım kaptanı, boks, güreş vb. bireysel sporlarda takımın reisi; futbol, hentbol vb. takım sporlarında oyun sırasında takımı yönetip yönlendiren ve takımını hakeme karşı temsil eden oyuncu. (Tenis gibi bazı oyunlarda takım kaptanı oynamayabilir; ancak molalar dışında oyunculara karışma ve onları yönlendirme hakkı yoktur.) || Takım oyuncusu, bir takımın elemanı. || Takım oyunu, bir takımın tamamının uyum içinde ya da bir takımdaki bir grubun aynı biçimde, bireysellikten uzak oynaması.
*Teknol. Bir meslekte, bir işte gerekli olan ve özellikle bir parçanın ya da mekanik bir bütünün yapımında kullanılan ya da bir makineyi ya da bir iş postasını donatan aletler ya da aygıtlar kümesi; donanım. (Eşanl. AVADANLIK.) || Takım bakım servisi, bir fabrikada, takımları ve takım tezgâhlarını hazırlamakla yükümlü servis || Takım sanayisi, takımların üretildiği sanayi dalı.
*Tekst. Çerçeve takımı, bir dokuma tezgâhına monte edilmiş çerçevelerin oluşturduğu bütün. || Gücü takımı, bir dokuma tezgâhı üzerine monte edilen, tahar- lanmış komple ayak. (Eşanl. TAKIMAYAK.) || Tezgâh takımı, şerit ya da gaze dokuma tezgâhına monte edilmesi gereken avadanlığın tümü.
*Zool. ve Bot. Bir sınıfın ayrıldığı bölümlerin her biri. (Takım da bazen alttakımlara bölünür. Buna karşılık birkaç takım da bir araya getirilerek bir üsttakım ya da bir altsınıf oluşturulabilir. Hayvanbilimde takım adları çoğu zaman türkçe adlarda -imsiler ve -ler, latince bilimsel adlarda -formes ve -da takılarıyla belirtilir [örneğin sazanımsılar (Cypriniformes) takımında şu familyalar yer alır: sazangiller, yayınbalığı- giller, Characinidae, Gymnotidae vb. familyaları yer alır. Botanikte, ad ekleri türkçe adlarda -ler, -lar, latince bilimsel adlarda -ales ile belirtilir, örneğin güller [flosa- /es].)
*ANSİKL. Mak. san. Makine sanayisinde kullanılan takımlar üç türdür:
1. metalleri yontmada kullanılan kesme takımları;
2. aşındırmayla çalışan takımlar (taşlama taşları);
3. malzemeyi sıcakta ya da soğukta biçimlendirmek için kullanılan takımlar (zımbalar, matrisler, paftalar vb.).
*Metalürj. Bir takım tezgâhı, ya malzemeden talaş kaldırma, ya malzemenin biçimini değiştirme ya da malzemede fiziksel bir değişiklik oluşturma ilkesine göre çalışır Talaş kaldırma ilkesine göre çalışan takım tezgâhları malzemeyi ister parçanın (torna), ister takımın (freze tezgâhı, matkap tezgâhı, delik' işleme tezgâhı, taşlama tezgâhı, bileme tezgâhı, biçme tezgâhı vb.) sürekli çembersel hareketine ya da gerek parçanın (vargel' tezgâhı) gerekse takımın (planya' tezgâhı, dik planya', tığ' çekme tezgâhı) almaşık doğrusal hareketine göre işleyebilir.
Malzemenin biçimini değiştirme ilkesine göre çalışan takım tezgâhlan genellikle biçimini değiştirdikleri (soğuk çekme' presi, merdane, sac bükme' makinesi, sac' kıvırma tezgâhı) ya da kestikleri (kesme' presi, makas, zımba) yarı bitmiş ürünlerin (saclar, çubuklar, borular, profiller) işlenmesinde kullanılır. üçüncü olarak kimi takım tezgâhları, malzemede bir durum değişikliğine yol açacak biçimde çalışır: ergitme (oksijenle" kesme, yapma, laserle, işleme), çözündürme ya da iyon durumuna geçirme (elektrokimyasal* işleme, elektroaşınmayla işleme).
Tüm takım tezgâhlan, özellikle hareketleri bakımından (ilerleme, dalma vb.) çeşitli derecelerde otomatik duruma getirilebilir ve çoğu kez mekanik bir çalışma düzeneğiyle donatılabilirler. Ayrıca hareketlerinin ardışıl olarak birbirini izlemesi ya yapım sırasında (sabit çevrimli makineler) ya da kullanan kimsenin isteğine göre düzenlenebilir (programlanabilir makineler, sayısal kumandalı makineler, işleme merkezleri, robotlar). Takım tezgâhları evrensel olabildikleri gibi, belirli bir üretim için tüm parçaları ayrı ayrı tasarlanabilirler (özel tezgâhlar); ayrıca standart işleme birimleri bir araya getirilerek monte edilebilirler (aktarmalı takım tezgâhları) ya da belli bir üretim tipine yönelik bir makine parkı oluşturabilirler (esnek üretim birimi).
*Spor. Futbol,hentbol, basketbol vb. takım sporlarında karşılaşmalara katılan esas takıma A takımı, ikinci dereceden oyunculardan oluşan takımına B takımı denir. 18 yaş grubunun altındaki takımlar genç takım, 16 yaş grubunun altındakiler yıldızlar takımı ya da junior takım, daha ufak yaş gruplarından oluşan takım ise minikler takımı diye adlandırılır. Hiçbir resmi unvanı olmayan, mahalle ya da semtlerde kurulmuş, federe olmamış takımlara halk arasında mahalle takımı denir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR