TAKVİYE a (ar kuvvetken talfviye). 1. Bir şeyi bir öğe ekleyerek güçlendirme, berkitme, sağlamlaştırma. 2. Bir topluluğun eylemini ...
TAKVİYE a (ar kuvvetken talfviye).
1. Bir şeyi bir öğe ekleyerek güçlendirme, berkitme, sağlamlaştırma.
2. Bir topluluğun eylemini daha etkin kılmak amacıyla insan sayısının çoğaltılması ya da elindeki maddi olanakların artırılması: Takviye birliği. Yangın mşhalline takviye olarak iki uçak gönderildi.
3. Eylem halindeki güçleri ve eldeki olanakları artırmak amacıyla gönderilen yardımcı güçler ya da ek maddi yardım: Takviye gelinceye kadar düşmanı oyalamak.
4. Bir şeyi takviye etmek, özellikle bir öğe ekleyerek onu güçlendirmek, sağlamlaştırmak.
5. Bir kimseyi takviye etmek, onu özellikle de maddi açıdan desteklemek: Ay başına kadar beni biraz takviye edebilir misin?
6. Bir gücü takviye etmek, elindeki olanakları artırmak ya da yardımcı güçlerle desteklemek.
*Ask. Takviye birliği, belirli bir çarpışma görevi için bir birliğin kuruluşunda bulunan birliklere takviye olarak komutanlıkça verilen topçu, zırhlı ve ulaştırma birlikleri. || Takviye ordusu, kuşatılan bir tahkimatı ablukadan kurtarmak amacıyla kurulan ordu.
*Bayınd. Takviye etmek, kotunu yükseltmek için, bir kara ya da demiryoluna taş ya da balast döşemek.
*Denize. Takviye kuşağı, gemi teknesinin çok zorlanan belli noktalarını kuvvetlendirmek için yerleştirilen, çevresi perçinli çivilerle donatılmış kuşak. || En takviyesi, bir petrol tankerinin ana postasını kuvvetlendirmek için yerleştirilen enine takviye punteli.
*Esk. sil. Takviye çemberi, miğferin baş çemberi ile göz oyuğu kenarını çevreleyen ince çelik parça. || Takviye plakası, zırh gömleğin ön ve arkası ile yanlarında yer alan, demirden yapılmış, dikdörtgen plakalar. (Bu plakalar zırhın dayanıklılığını sağlar.)
*Inş. Takviye etmek, üzerinde inşaat yapılacak bir araziyi kazıklarla sağlamlaştırmak.
*Mak. san. Sağlamlığını artırmak için bir parçaya ya da parçalar kümesine eklenen öğe.
*Marokene, ve Saraç. Bir bölmeyi, bir kapağı vb., ağız kenarı üstünde sağlamlaştırmak amacıyla kullanılan, şerit biçiminde astar parçası. || Bir kolan, kayış vb. ile korunmak istenen bir nesne arasına, baskıyı daha iyi dağıtmak amacıyla konan geniş ve genellikle kalın (meşin, keçe vb.) bir tür kuşak. (Bir dağcı çantasında, omuz kolanlarında sabit ya da gezinir keçe takviyeler bulunur.)
*Savunm. Bir silah sisteminin ve onu oluşturan öğelerin, düşman silahlarının çeşitli tehditlerine karşı direncini artırmayı sağlayan önlemlerin tümü. (Bk. ansiki. böl.)
*Tekst. Takviye atkısı, işlemeli dokumaların süsleme motiflerini gerçekleştirmede kullanılan ek atkı ipliği. (Eşanl. EK ATKI, EKSTRA MOTİF ATKISI.) || Takviye ipliği, bir şerit tezgâhında, gücü ipine ek olarak çözgü malyonlarını kaldırıp indirmede kullanılan iplik. || Banyoyu takviye etmek, banyoya gerekli maddeleri eklemek. || Boya takviye etmek, banyoya boya eklemek.
*sıf. Takviye eden, güçlencüren, destek olan.
*Havc. Takviye profil, bir uçağın kanat ya da gövde kaplamalarını takviye etmede kullanılan, metal kablo ya da nervür, bükülmüş sac gibi bir düzenek.
*Mad. oc. Takviye tahkimat, yeterince kararlı olmayan bir arazinin geçici bir süre kaymadan tutulabilmesi için yapılan ağaç, beton ya da çelik set. (Takviye tahkimatın kendisi de, çelik çerçeve, çember, destek, payanda, gergi çubuklarıyla sağlamlaştırılabilir.)
*Oto. Takviye vites, ön diferansiyelin devreye girmesini sağlamak için ana vites kutusunun arkasına yerleştirilmiş vites. (Genellikle kamyon, otobüs ve askeri araçlarda kullanılan takviye vitesi kimi araçlarda doğrudan ön tekerlekleri de çekişli hale getirebilir. Takviye vitesinin yararı, gerektiğinde ön tekerleklere güç iletimini sağlamak ve zemin şartlarına göre tırmanma kabiliyetini artırmaktır.)
*Teknol. Takviye güç, YEDEK GüÇâ€ün eşanlamlısı.
*ANSİKL. Savunm. "Tavkiye" kavramı, nükleer silah sistemlerinin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıktı. Nükleer silahların çeşitli etkileri vardır: mekanik etkiler (patlama), termik etkiler ve radyoaktif etkiler (X ışınları, y ışınları, nötronlar vb.). Saldırı nükleer silah sistemleri, ortaya çıkışlarından bu yana büyük bir gelişim gösterdi: belirli ağırlıkta daha güçlü yükler, artan isabet gücü vb. Böylece Amerikalılar, 1974'ten itibaren ülke topraklarına yerleştirilen Minuteman füzelerinin depolarını takviye etmeye yöneldiler ve patlama etkilerine karşı dayanma gücünü üç kat artırdılar. ABM füzeleri göz önünde bulundurularak nükleer başlıklar daha büyük ölçüde takviye edildi.
1. Bir şeyi bir öğe ekleyerek güçlendirme, berkitme, sağlamlaştırma.
2. Bir topluluğun eylemini daha etkin kılmak amacıyla insan sayısının çoğaltılması ya da elindeki maddi olanakların artırılması: Takviye birliği. Yangın mşhalline takviye olarak iki uçak gönderildi.
3. Eylem halindeki güçleri ve eldeki olanakları artırmak amacıyla gönderilen yardımcı güçler ya da ek maddi yardım: Takviye gelinceye kadar düşmanı oyalamak.
4. Bir şeyi takviye etmek, özellikle bir öğe ekleyerek onu güçlendirmek, sağlamlaştırmak.
5. Bir kimseyi takviye etmek, onu özellikle de maddi açıdan desteklemek: Ay başına kadar beni biraz takviye edebilir misin?
6. Bir gücü takviye etmek, elindeki olanakları artırmak ya da yardımcı güçlerle desteklemek.
*Ask. Takviye birliği, belirli bir çarpışma görevi için bir birliğin kuruluşunda bulunan birliklere takviye olarak komutanlıkça verilen topçu, zırhlı ve ulaştırma birlikleri. || Takviye ordusu, kuşatılan bir tahkimatı ablukadan kurtarmak amacıyla kurulan ordu.
*Bayınd. Takviye etmek, kotunu yükseltmek için, bir kara ya da demiryoluna taş ya da balast döşemek.
*Denize. Takviye kuşağı, gemi teknesinin çok zorlanan belli noktalarını kuvvetlendirmek için yerleştirilen, çevresi perçinli çivilerle donatılmış kuşak. || En takviyesi, bir petrol tankerinin ana postasını kuvvetlendirmek için yerleştirilen enine takviye punteli.
*Esk. sil. Takviye çemberi, miğferin baş çemberi ile göz oyuğu kenarını çevreleyen ince çelik parça. || Takviye plakası, zırh gömleğin ön ve arkası ile yanlarında yer alan, demirden yapılmış, dikdörtgen plakalar. (Bu plakalar zırhın dayanıklılığını sağlar.)
*Inş. Takviye etmek, üzerinde inşaat yapılacak bir araziyi kazıklarla sağlamlaştırmak.
*Mak. san. Sağlamlığını artırmak için bir parçaya ya da parçalar kümesine eklenen öğe.
*Marokene, ve Saraç. Bir bölmeyi, bir kapağı vb., ağız kenarı üstünde sağlamlaştırmak amacıyla kullanılan, şerit biçiminde astar parçası. || Bir kolan, kayış vb. ile korunmak istenen bir nesne arasına, baskıyı daha iyi dağıtmak amacıyla konan geniş ve genellikle kalın (meşin, keçe vb.) bir tür kuşak. (Bir dağcı çantasında, omuz kolanlarında sabit ya da gezinir keçe takviyeler bulunur.)
*Savunm. Bir silah sisteminin ve onu oluşturan öğelerin, düşman silahlarının çeşitli tehditlerine karşı direncini artırmayı sağlayan önlemlerin tümü. (Bk. ansiki. böl.)
*Tekst. Takviye atkısı, işlemeli dokumaların süsleme motiflerini gerçekleştirmede kullanılan ek atkı ipliği. (Eşanl. EK ATKI, EKSTRA MOTİF ATKISI.) || Takviye ipliği, bir şerit tezgâhında, gücü ipine ek olarak çözgü malyonlarını kaldırıp indirmede kullanılan iplik. || Banyoyu takviye etmek, banyoya gerekli maddeleri eklemek. || Boya takviye etmek, banyoya boya eklemek.
*sıf. Takviye eden, güçlencüren, destek olan.
*Havc. Takviye profil, bir uçağın kanat ya da gövde kaplamalarını takviye etmede kullanılan, metal kablo ya da nervür, bükülmüş sac gibi bir düzenek.
*Mad. oc. Takviye tahkimat, yeterince kararlı olmayan bir arazinin geçici bir süre kaymadan tutulabilmesi için yapılan ağaç, beton ya da çelik set. (Takviye tahkimatın kendisi de, çelik çerçeve, çember, destek, payanda, gergi çubuklarıyla sağlamlaştırılabilir.)
*Oto. Takviye vites, ön diferansiyelin devreye girmesini sağlamak için ana vites kutusunun arkasına yerleştirilmiş vites. (Genellikle kamyon, otobüs ve askeri araçlarda kullanılan takviye vitesi kimi araçlarda doğrudan ön tekerlekleri de çekişli hale getirebilir. Takviye vitesinin yararı, gerektiğinde ön tekerleklere güç iletimini sağlamak ve zemin şartlarına göre tırmanma kabiliyetini artırmaktır.)
*Teknol. Takviye güç, YEDEK GüÇâ€ün eşanlamlısı.
*ANSİKL. Savunm. "Tavkiye" kavramı, nükleer silah sistemlerinin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıktı. Nükleer silahların çeşitli etkileri vardır: mekanik etkiler (patlama), termik etkiler ve radyoaktif etkiler (X ışınları, y ışınları, nötronlar vb.). Saldırı nükleer silah sistemleri, ortaya çıkışlarından bu yana büyük bir gelişim gösterdi: belirli ağırlıkta daha güçlü yükler, artan isabet gücü vb. Böylece Amerikalılar, 1974'ten itibaren ülke topraklarına yerleştirilen Minuteman füzelerinin depolarını takviye etmeye yöneldiler ve patlama etkilerine karşı dayanma gücünü üç kat artırdılar. ABM füzeleri göz önünde bulundurularak nükleer başlıklar daha büyük ölçüde takviye edildi.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR