Tamir isim (ta:mir) Arapça ta¤m³r 1 . Onarma, onarım. 2 . mecaz Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma: "Mademki...
Tamir
isim (ta:mir) Arapça ta¤m³r
1 . Onarma, onarım.
2 . mecaz Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma:
"Mademki bir münasebetsizlik etmişsin, bunu tamire imkân yok muydu?"- R. N. Güntekin.
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
- tamir etmek
- tamire vermek
- tamir görmek
Birleşik Sözler
- tamirhane
- tamir takımı
TAMİR a. (ar. ta'mir).
1. Onarma, onarım: Bir binanın tamiri. Televizyon, radyo tamiri yapılır. Evin tamire ihtiyacı var.
2. Bir kusurun, bir hatanın vb. kötü sonuçlarını gidermeye çalışma: Tamiri olanaksız bir nezaketsizlik.
3. Bir şeyi tamir etmek, onu düzeltmek, ondaki aksaklığı, bozukluğu bazı işlemlerden geçirerek gidermek; onarmak: Pikabı, arabayı tamir etmek. Çitleri tamir etmek. || Bir kusuru, bir hatayı tamir etmek, onu düzeltmeye çalışmak, telafi etmek, onarmak. || Tamir görmek, düzeltilmek, onarılıp yenilenmek: Evin, oturulabilmesi için tamir görmesi gerekir. || Tamire vermek, bozulmuş ya da çalışmayan bir şeyi onarması için tamirciye vermek. || Bağdat'ı tamir etmek," "açlığını gidermek, karnını doyurmak†anlamında şaka yollu söylenir.
*Denize. Tamir salı, borda bakım ve onarım işlerinde kullanılmak üzere, bidonlar üzerine inşa edilmiş küçük sal.
*Seram. Bisküvi halindeki seramiklerin kırık ya da çatlak bölümlerini mahlaç çamuru ile onarma. || Seramikler üzerinde sırça çekildikten sonra meydana gelen açıklıkları sırçaya batırılmış fırçayla kapatma. || Tamir çamuru * mahlaç.
1. Onarma, onarım: Bir binanın tamiri. Televizyon, radyo tamiri yapılır. Evin tamire ihtiyacı var.
2. Bir kusurun, bir hatanın vb. kötü sonuçlarını gidermeye çalışma: Tamiri olanaksız bir nezaketsizlik.
3. Bir şeyi tamir etmek, onu düzeltmek, ondaki aksaklığı, bozukluğu bazı işlemlerden geçirerek gidermek; onarmak: Pikabı, arabayı tamir etmek. Çitleri tamir etmek. || Bir kusuru, bir hatayı tamir etmek, onu düzeltmeye çalışmak, telafi etmek, onarmak. || Tamir görmek, düzeltilmek, onarılıp yenilenmek: Evin, oturulabilmesi için tamir görmesi gerekir. || Tamire vermek, bozulmuş ya da çalışmayan bir şeyi onarması için tamirciye vermek. || Bağdat'ı tamir etmek," "açlığını gidermek, karnını doyurmak†anlamında şaka yollu söylenir.
*Denize. Tamir salı, borda bakım ve onarım işlerinde kullanılmak üzere, bidonlar üzerine inşa edilmiş küçük sal.
*Seram. Bisküvi halindeki seramiklerin kırık ya da çatlak bölümlerini mahlaç çamuru ile onarma. || Seramikler üzerinde sırça çekildikten sonra meydana gelen açıklıkları sırçaya batırılmış fırçayla kapatma. || Tamir çamuru * mahlaç.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR