Tanzimat edebiyatının özellikleri, birinci ve ikinci dönem sanatçıları, eserleri, Tanzimat edebiyatı hakkında ayrıntılı bilgiler. TANZİMAT ...
Tanzimat edebiyatının özellikleri, birinci ve ikinci dönem sanatçıları, eserleri, Tanzimat edebiyatı hakkında ayrıntılı bilgiler.
TANZİMAT EDEBİYATI AKIMI’NIN ÖZELLİKLERİ
1. Tanzimat edebiyatı akımının birinci dönem sanatçıları, ilk hususi Türk gazetesini çıkarmışlar, Divan edebiyat’ından miras olarak aldıkları nazım ve düzyazı türlerine Garp sanat anlayışına gore yeni bir kalite vermişler; Divan edebiyatı’nın asla tanımadığı yazı, hâtıra, tenkid v.b. şeklinde gazeteciliğe bağlı yazı çeşitleriyle tiyatro, hikâye, roman şeklinde büyük çaptaki yazı türlerini edebiyatımıza getirmişlerdir.
2. Tanzimat edebiyatı’nın birinci dervesini kuran Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal ve arkadaşları, Fransız düşünür ve yazarlarından Voltaire, Montesquieu, J. J. Rousseau ve daha başkalarına ait tesirleri altında yazdıkları türlü yazı ve manzumeleriyle :
a) Gericiliğe, zulme, haksızlığa, soygunculuğa ve istibdada sert bir üslupla saldırmışlardır.
b) Vatan, milet, halk, özgürlük, hak, kanun, meşrutiyet, Cumhuriyet v.b. şeklinde, o zamana kadar Osmanlı ülkesinde bilinip tanınmayan Garp’lı kavramları, memleketimiz halkına yaymak uğraşı göstermişlerdir.
c) Şiirlerini ve nesirlerini cemiyet için sanat anlayışıyla yazmışlardır.
Tanzimat edebiyatı akımının ikinci dönem topluluğunu oluşturan sanatçılardan Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hâmit Tarhan, Samipazade Sezai ve arkadaşları, birinci dönem sanatçıları kadar cemiyet problemlerine sokulmamışlar, sanat için sanat anlayışına bağlı kalmışlardır.
3. Fransız edebiyatı’nı örnek alan Tanzimat sanatçılarından bir bölümü Klasizmin, bir bölümü Romantizmin, bir bölümü de Realizmin ve Natüralizmin tesiri altında yapıt vermişlerdir.
a) Klasizmin tesirinde yazanlar : Şinasî, Ahmet Vefik Paşa, Âli Bey v.b.
b) Romantizmin tesirinde yazanlar : Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Abdülhak Hâmit Tarhan v.b.
c) Realizm ve Natüralizmin tesirinde yazanlar : Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım v.b.
Divan edebiyatı’nın gerçekçi olmayın kitabi ve zihni bir edebiyat oluşu karşısında Tanzimat edebiyatı, aydın kişilere değildir, geniş halk kitlelerine hitabeden bir edebiyat olmak tasasıyla ortaya çıkmıştır. Fakat birinci dönem sanatçıları bu görüşe uydukları halde, ikinci dönem sanatçıları uymamışlardır.
5. Birinci dönem sanatçıları, dilin sadeleşmesini ve konuşma dilinin yazı dili olarak kullanılmasını savunmuşlar, fakat asla birisi bu davranışı, süreli bir akım haline getirememiştir. O zamana gore arı dili, ereği halka hitabetmek olan tiyatro, mektup, hâtıra ve bir takım roman ve makalelerde kullanmışlardır.
6. Tanzimat edebiyatı’nda nazmın mevzusu çok genişletilmiştir. Divan edebiyatı’nın imgesel mevzuları bırakılmış, dönemin yaşamı içine girilmiştir. Divan edebiyatına gore daha nesnel ve daha gerçekçi olan Tanzimat edebiyatı akımının nazmı, her tür fikir, his ve sorunları kendine mevzu yapmıştır. Bundan dolayı :
a) Birinci dönem sanatçıları, Divan nazım şekillerini bırakmamışlar, yeni düşünce ve fikirlerini eski şekiller içinde söylemişlerdir. Yalnız Namık Kemalin şiirlerinde üç tür tutum göze çarpmaktadır.
Birinciler : aslı ve şekli eski olanlar (örnek : ilk gazelleri).
ikinciler : şekli eski, aslı yeni olanlar (örnek : Özgürlük Kaidesi).
Üçüncüler : Hem şekli, hem de aslı yeni olanlar (örnek : Vaveylâ).
İkinci dönem sanatçıları ise eski şekilleri büsbütün erteleyerek daha Avruapî nazım şekilleriyle yazmışlardır. Buna, ilkin Fransız şiirinden tercümelerle başlamışlar, bir süre sonra da kendi şiirlerini bu şekiller içinde yazmışlardır.
b) Genel olarak sözün bir beyitte tamamlanması koşuluna bağlı kalınmakla beraber tüm beyitlerin aynı fikir çevresinde seviye almalarına dikkat edilmiştir. (Bununla birlikte böylesi manzumelerin içinde, bağımsız kalan beyitlere rastlamak mümkündür).
Divan edebiyatı’ndaki parça güzelliği anlayışı yerine toplu güzellik anlayışına bağlanılmıştır.
c) Kaside, gazel şeklinde nazım şekilleri içinde vatan, özgürlük v.b. şeklinde kavramlar işlenmiş; kaside, basmakalıplıktan ve genellikten çıkarılarak özelleştirilmiş ve kişiselleştirilmiş-tir.
d) Ulusal nazım ölçümüzün hece ölçüsü olduğu genel olarak savunulmuşsa da aruz ölçüsüne alışkanlık bundan ötürü bu düşünceden vazgeçilmiş, bir takım sanatçılar tarafınca meydana getirilen birden fazla denemeden ileriye götürülememiştir. Birinci ve ikinci devrenin tüm şairleri, manzumelerini aruz ölçüsüyle yazmışlardır.
e) Arapça ve Farsça sözcüklerle bu dillerin dil kuralları dilimizden atılınca, Türkçe, aruz ölçüsüne direnme göstermiş, bu sebeple nazımda Osmanlıca dediğimiz eski dil kullanılmıştır. Birinci dönem sanatçıları, kendi zamanlarına gore -az da osla- arı dile yanaşan manzume denemeleri yapmışlarsa da, ikinci dönem sanatçıları buna asla yanaşmamışlardır.
YORUMLAR