tatil isim (ta:til) Arapça ta¤µ³l 1 . Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme: "Yurdumuzda haft...
tatil
isim (ta:til) Arapça ta¤µ³l
1 . Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme:
"Yurdumuzda hafta tatili iki gündür."- .
2 . Okul, meclis, adliye vb. kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem.
3 . Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre:
"Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler."- S. F. Abasıyanık.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
tatile girmek
tatil etmek
tatil olmak
tatil yapmak
Birleşik Sözler
tatil köyü
adli tatil
hafta tatili
öğle tatili
Yengeç Burcu ve Tatil
Akrep Burcu ve Tatil
Terazi Burcu ve Tatil
TATİL a (ar c.afa/'den taetil).
1. Yasal olarak, okullarda, üniversitelerde her yıl gözden geçirilen bir takvime göre çalışmaların durdurulduğu dönem; dinlence: Bu yıl ortaöğrenim kurumlan tatile altı haziranda giriyor.
2. Mesleki etkinliklerin, çalışmaların durdurulması; çalışırken verilen ya da alınan dinlenme süresi: Tatile gereksinimi olmak. İşyerimizde öğle tatili on ikiyle on üç otuz arasındadır.
3. ücretlilerin, yasal olarak işlerini kesip çalışmadıkları dönem; dinlence: Bu yıl üç hafta tatilim var. Tatilini bölmeden kullan.
4. Bu süre içinde değişik etkinliklere ayrılan dönem; dinlence: Tatile çıkmak, gitmek. Yaz tatilini güneyde geçirmek. Güzel bir tatil. Havalar yüzünden tatilim mahvoldu.
5.Bir şeyi, bir işi tatil etmek, çalışmaya ara vermek, çalışmayı ertelemek. || Tatil günü, yasal olarak kabul edilmiş dinlenme günü, resmi ya da dini bayram günleri. || Tatil oltam yüzyıl boyunca İngiliz kiliselerinde etkin oldu. Purcell'in Dido and Aeneas (1689'a doğr) adlı operasının librettosu da Tate'e aittir.
1. Yasal olarak, okullarda, üniversitelerde her yıl gözden geçirilen bir takvime göre çalışmaların durdurulduğu dönem; dinlence: Bu yıl ortaöğrenim kurumlan tatile altı haziranda giriyor.
2. Mesleki etkinliklerin, çalışmaların durdurulması; çalışırken verilen ya da alınan dinlenme süresi: Tatile gereksinimi olmak. İşyerimizde öğle tatili on ikiyle on üç otuz arasındadır.
3. ücretlilerin, yasal olarak işlerini kesip çalışmadıkları dönem; dinlence: Bu yıl üç hafta tatilim var. Tatilini bölmeden kullan.
4. Bu süre içinde değişik etkinliklere ayrılan dönem; dinlence: Tatile çıkmak, gitmek. Yaz tatilini güneyde geçirmek. Güzel bir tatil. Havalar yüzünden tatilim mahvoldu.
5.Bir şeyi, bir işi tatil etmek, çalışmaya ara vermek, çalışmayı ertelemek. || Tatil günü, yasal olarak kabul edilmiş dinlenme günü, resmi ya da dini bayram günleri. || Tatil oltam yüzyıl boyunca İngiliz kiliselerinde etkin oldu. Purcell'in Dido and Aeneas (1689'a doğr) adlı operasının librettosu da Tate'e aittir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR