TATSIZ sıf. 1. Tatlılık derecesi, beklenenden az olan bir yiyecek için kullanılır: Bu sütlaç biraz tatsız. 2. Tadı hoşa gitmeyen bir...
TATSIZ sıf.
1. Tatlılık derecesi, beklenenden az olan bir yiyecek için kullanılır: Bu sütlaç biraz tatsız.
2. Tadı hoşa gitmeyen bir şey için kullanılır, yavan; lezzetsiz: Tatsız bir yemek.
3. Hoşa gitmeyen, alınganlıklara yol açan birtonuşma ya da davranış için kullanılır: Tatsız bir şaka. Bu çiğ ve tatsız sözler, toplantının havasını sertleştirdi.
4. Can sıkıcı, hiçbir çekiciliği olmayan ya da tedirginlik veren bir şey için kullanılır: Tatsız bir olay. Tatsız bir toplantı. Tatsız bir gece geçirdik.
5. Can sıkıcı, özgünlüğü, çekiciliği olmayan bir kimse için kullanılır: Ne tatsız bir adam, geldi gecemizi berbat etti.
6. Tatsız (olmak), neşesiz ya da rahatsız (olmak): Neyin var? -Bilmem, bugün biraz tatsızım.
7. Tatsız tuzsuz, tadı tuzu olmayan, çok tatsız; özgünlükten yoksun, ilgi uyandırmayan, sıkıcı: Tatsız tuzsuz bir çorba. Tatsız tuzsuz bir lilm.
* be. Can sıkıcı; rahatsız, tedirgin edecek biçimde: Toplantı tatsız geçti.
1. Tatlılık derecesi, beklenenden az olan bir yiyecek için kullanılır: Bu sütlaç biraz tatsız.
2. Tadı hoşa gitmeyen bir şey için kullanılır, yavan; lezzetsiz: Tatsız bir yemek.
3. Hoşa gitmeyen, alınganlıklara yol açan birtonuşma ya da davranış için kullanılır: Tatsız bir şaka. Bu çiğ ve tatsız sözler, toplantının havasını sertleştirdi.
4. Can sıkıcı, hiçbir çekiciliği olmayan ya da tedirginlik veren bir şey için kullanılır: Tatsız bir olay. Tatsız bir toplantı. Tatsız bir gece geçirdik.
5. Can sıkıcı, özgünlüğü, çekiciliği olmayan bir kimse için kullanılır: Ne tatsız bir adam, geldi gecemizi berbat etti.
6. Tatsız (olmak), neşesiz ya da rahatsız (olmak): Neyin var? -Bilmem, bugün biraz tatsızım.
7. Tatsız tuzsuz, tadı tuzu olmayan, çok tatsız; özgünlükten yoksun, ilgi uyandırmayan, sıkıcı: Tatsız tuzsuz bir çorba. Tatsız tuzsuz bir lilm.
* be. Can sıkıcı; rahatsız, tedirgin edecek biçimde: Toplantı tatsız geçti.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR