tava isim Farsça tÂ¥ve 1 . Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap. 2 . Bu kapta pişmiş yeme...
tava
isim Farsça tÂ¥ve
1 . Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap.
2 . Bu kapta pişmiş yemek:
"Balık tavası. Ciğer tavası."- .
3 . madencilik Maden eritilen saplı pota:
"Kurşun tavası."- .
4 . Kireç karıştırılan tekne.
5 . Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm.
6 . denizcilik Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki
sahanlık.
7 . Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü.
Rüyada Tava Görmek
Teflon Tava Pizzası Tarifi
Bademli Alabalık Tava Tarifi
TAVA a. (fars tabe).
1. Yiyecekleri kızartmaya yarayan, geniş dipli, yüksek kenarlı, uzun saplı, metal kap.
2. Bu kapta kızgın yağda kızartılarak pişmiş yemek: Balık tava. Ciğer tavası. Patates tava.
3. Bir bahçede, fide yetiştirmek için ayrılmış bölüm.
*Coğ. Kireçtaşlarında kimyasal erime ile meydana gelen ve genellikle boyutları bir -iki yüz metreyi geçmeyen kapalı çukurlara Anadolu'nun bazı yörelerinde verilen ad. Dolin, koyak, tokurdan ile eşanlamlı.
*Denize. Lombar ağızlarının giriş yerlerindeki ya da borda iskelelerinin alt ve üst bölümlerindeki çıkmaların her biri. || Ağaç gemi inşaatında, burma tahtalarına verilen ad.
*Ev eşy. Kestane tavası, kestaneleri ateşte kızartmaki çin kullanılan, dibi delikli tava.
*Mad. oc. YİKAMA teknesi'nin eşanlamlısı.
*Mutf. Bir kızartma tavasında bir defada pişirilen miktar. || Tava yapmak, bir yiyeceği yağlı bir madde içinde tavada kızartmak.
*Tekst, ipek iplikçiliğinde, kozaların çözülmek üzere içine atıldığı sıcak su dolu metal kap. || Tava dibi, krizalitle doğrudan temas halinde olan kozanın son iplik tabakasından oluşan ipek artığı. (Kozadan iplik çekme sırasında, bu kabuğu oluşturan ham ipek ipliğinin son bölümü sökülmez: ipek zamkını yumuşatmayı sağlayan sıcak suyla dolu tavanın dibinde artık olarak kalır, adı da buradan gelir.)
*Tuzc. Tuzlalarda, tuza doymuş toyu tuzlu şaltmak, tuzlu su tavalarını (kristalleştirme tavalarını), yağış olmuşsa yağmur sularından kısmen dibe çökmüş olan tuz ürününü kaldırmak için tuz üstünde bulunan koyu tuzlu sudan tamamen kurtarmak.
1. Yiyecekleri kızartmaya yarayan, geniş dipli, yüksek kenarlı, uzun saplı, metal kap.
2. Bu kapta kızgın yağda kızartılarak pişmiş yemek: Balık tava. Ciğer tavası. Patates tava.
3. Bir bahçede, fide yetiştirmek için ayrılmış bölüm.
*Coğ. Kireçtaşlarında kimyasal erime ile meydana gelen ve genellikle boyutları bir -iki yüz metreyi geçmeyen kapalı çukurlara Anadolu'nun bazı yörelerinde verilen ad. Dolin, koyak, tokurdan ile eşanlamlı.
*Denize. Lombar ağızlarının giriş yerlerindeki ya da borda iskelelerinin alt ve üst bölümlerindeki çıkmaların her biri. || Ağaç gemi inşaatında, burma tahtalarına verilen ad.
*Ev eşy. Kestane tavası, kestaneleri ateşte kızartmaki çin kullanılan, dibi delikli tava.
*Mad. oc. YİKAMA teknesi'nin eşanlamlısı.
*Mutf. Bir kızartma tavasında bir defada pişirilen miktar. || Tava yapmak, bir yiyeceği yağlı bir madde içinde tavada kızartmak.
*Tekst, ipek iplikçiliğinde, kozaların çözülmek üzere içine atıldığı sıcak su dolu metal kap. || Tava dibi, krizalitle doğrudan temas halinde olan kozanın son iplik tabakasından oluşan ipek artığı. (Kozadan iplik çekme sırasında, bu kabuğu oluşturan ham ipek ipliğinin son bölümü sökülmez: ipek zamkını yumuşatmayı sağlayan sıcak suyla dolu tavanın dibinde artık olarak kalır, adı da buradan gelir.)
*Tuzc. Tuzlalarda, tuza doymuş toyu tuzlu şaltmak, tuzlu su tavalarını (kristalleştirme tavalarını), yağış olmuşsa yağmur sularından kısmen dibe çökmüş olan tuz ürününü kaldırmak için tuz üstünde bulunan koyu tuzlu sudan tamamen kurtarmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR