TAZELEMEK g. f. 1. Bir şeyi (somut) tazelemek, bozulmuş, eskimiş, bitmiş vb. bir şeyi yenisiyle, tazesiyle değiştirmek; Pencereleri...
TAZELEMEK g. f.
1. Bir şeyi (somut) tazelemek, bozulmuş, eskimiş, bitmiş vb. bir şeyi yenisiyle, tazesiyle değiştirmek; Pencereleri açarak odanın kirli havasını tazelemek. Havuzun suyunu tazelemek. Çayını tazeleyeyim mi?
2. Bir yiyeceği tazelemek, kimi yiyecekleri kaynatarak taze duruma getirmek.
3. Bir şeyi (soyut) tazelemek, unutulmuş, ortadan kalkmış bir şeyin yeniden doğmasını, canlanmasını sağlamak ya da buna yol açmak: Geçmişi, anıları tazelemek bir işe yara
maz. Bu olay, ona duyduğu hıncı tazelemişti. Bir kimsenin acısını tazelemek.
4. Bir şeyi (soyut) tazelemek, bozulduğu düşünülen bir bağı, bir inancı yenilemek: Nikâh tazelemek.
*Avc. iz tazelemek, köpekler şaşırdıklarında, geri dönerek izi yeniden bulmalarını sağlamak.
*Ekmekç. Maya tazelemek, mayaları un ve su katarak yenilemek.
*tazelenmek edılg. f.
1. Yenisiyle tazesiyle değiştirilmek: Suyu sürekli tazelenen bir havuz. Çaylar tazelendi.
2. Yeniden ortaya çıkarılmak, canlandırılmak: Dün gece anılar tazelendi.
3. Yinelenmek, depreşmek: Dertleri tazelenmek.
1. Bir şeyi (somut) tazelemek, bozulmuş, eskimiş, bitmiş vb. bir şeyi yenisiyle, tazesiyle değiştirmek; Pencereleri açarak odanın kirli havasını tazelemek. Havuzun suyunu tazelemek. Çayını tazeleyeyim mi?
2. Bir yiyeceği tazelemek, kimi yiyecekleri kaynatarak taze duruma getirmek.
3. Bir şeyi (soyut) tazelemek, unutulmuş, ortadan kalkmış bir şeyin yeniden doğmasını, canlanmasını sağlamak ya da buna yol açmak: Geçmişi, anıları tazelemek bir işe yara
maz. Bu olay, ona duyduğu hıncı tazelemişti. Bir kimsenin acısını tazelemek.
4. Bir şeyi (soyut) tazelemek, bozulduğu düşünülen bir bağı, bir inancı yenilemek: Nikâh tazelemek.
*Avc. iz tazelemek, köpekler şaşırdıklarında, geri dönerek izi yeniden bulmalarını sağlamak.
*Ekmekç. Maya tazelemek, mayaları un ve su katarak yenilemek.
*tazelenmek edılg. f.
1. Yenisiyle tazesiyle değiştirilmek: Suyu sürekli tazelenen bir havuz. Çaylar tazelendi.
2. Yeniden ortaya çıkarılmak, canlandırılmak: Dün gece anılar tazelendi.
3. Yinelenmek, depreşmek: Dertleri tazelenmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR