Tekke nedir? Tekke edebiyatının genel özellikleri ve dönemleri ile ilgili bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Eskiden, tarikat adamlarını...
Tekke nedir? Tekke edebiyatının genel özellikleri ve dönemleri ile ilgili bilgilerin yer almış olduğu yazımız.
Eskiden, tarikat adamlarının toplanıp ayin yaptıkları bölgelere «tekke» denirdi.
Tekkeler, ilk başlarda, bir tarikattan olanlar içinde dayanışmayı sağlamak için kurulmuştur. Her tarikatın ayrı ayrı tekkeleri vardı. Tekkenin başlangıcında bir şeyh bulunmaktadır, müritlerini yetiştirirdi. Ayrıca, tarikatın törenleri, ayinleri yapılırdı. Sonradan, softaların, yobazların elinde tekkeler soysuzlaştı, bazı din madrabazlarının, üfürükçülerin, büyücülerin, din perdesi altında kullandıkları rezalet yuvaları haline geldi.
Türkiye’de tekkeler Cumhuriyet devrinde kapatıldı, şeyhlikler kaldırıldı. Bu şekilde, halkın zararına çalışan bu bilgisizlik yuvalarına son verildi.
Tekke Edebiyatı
Edebiyatımızda, tarikat inançlarını dile getirecek şekilde yazılmış parçaların tümüne «tekke edebiyatı» denir. Tekke edebiyatında bir taraftan Divan edebiyatının, bir taraftan da Halk edebiyatının özellikleri görülür. Bu edebiyatın dili, genel olarak, Halk edebiyatınınkine yakınsa da, onda orta aydınların rahatlıkla kullanageldikleri Arapça, Farsça kelimelere de rastlanır. Biçim de böyledir: Tekke şiirlerinin pek büyük bölümü, halk şiirinin yapıları olan dörtlüklerden örülmedir; ayrıca Divan şiiri kalıpları da bulunmaktadır. Vezin, genel olarak, hecedir; ama, aruzla yazan tekke şairleri de vardır. Tekke edebiyatının, Divan edebiyatından da etkilenmiş olması ile beraber, Halk edebiyatına daha çok eğilimli bulunmasının sebebi, tekke şairlerinin, sınırı olan bir tahsil görmüş, gene de halk arasından, halk estetiğinden ayrılmamış kimseler olmasıdır.
Tekke edebiyatının ilk büyük şairleri, XIII. yüzyılda yaşamışlardır. Bu tür şeyler içinde en ünlüsü Sultan Veled‘dir. Mevlâna Celâlettin Rumî‘nin oğlu olan Sultan Veled, az da olsa, bu tarzın ilk Türkçe örneklerini vermiştir. Hoca Ahmet Fakih’le Şeyyad Hamza da XIII. yüzyılın en başta gelen tekke şairleridir.
Ondan sonraki yüzyıllarda yetişmiş başlıca tekke şairleri şunlardır:
XIV. Yüzyıl. — İranlı ozan ve felsefeci Feridüddin Attar’ın «Mantıkuttayr» adlı eserini Türkçeye çevirmiş olan Kırşehirli Gülşehrî; Horasan’dan gelip Kırşehir’de yerleşmiş «Garibname» yazarı Aşık Paşa; Eflâkî Dede; Elvan Çelebi; Sait Emre; «Alaiyeli Abdi» diye de tanınan Birinci Kaygusuz Abdal; yalnız tekke edebiyatının değildir, tüm Türk şiirinin eşi olmayan ölmezlerinden olan Yunus Emre.
XV. Yüzyıl. — Çok tanınmış mutasavvıflardan Seyyid Nesimî; Bayramiye tarikatını kuran Hacı Bayram Velî; Eşrefoğlu Abdullâh-ı Rumî; Şeyh Elvan Şirazî; «Sarayî» diye de anılan İkinci Kaygusuz Abdal ki, halk içinde yaygın şöhreti olan Kaygusuz Abdal budur.
XVI. Yüzyıl. — Pir Sultan Abdal; Balım Sultan; İbrahim Gülşehrî; Abdal Musa; Şeyhliği şahlığa çevirerek İran’da sultanlık kuran Şah İsmail (Hatayî).
XVII. Yüzyıl. — Aziz Mahmud Hüdaî; Kayıkçı Kul Mustafa; Kul Hasan; Teslim Abdal; Niyazi-i Mısrî; Zahirî; Pir Mehmed…
XVIII. Yüzyıl. — Dervişliği kadar derin ilmiyle de tanınmış olan Erzurumlu İbrahim Hakkı; Şeyh Rıza; Kasım Dede.
XIX. Yüzyıl. — Borlu Kuddusî; Âşık Derdli, Erzurumlu Emrah; Everekli Seyranî.
YORUMLAR