TELFİK , -kı a. (ar. telfif). Esk. 1. Birleştirme, bir araya toplama: "Âşıkların perakende âsârını cem teltik içün..." (F...
TELFİK, -kı a. (ar. telfif). Esk.
1. Birleştirme, bir araya toplama: "Âşıkların perakende âsârını cem teltik içün..." (F. Köprülü).
2. Korkma, ekleme
3. Teltik etmek, bir araya toplamak: "Hatıratı meşahir'i teltik ederken.. ." (Cenap Şahabettin).
*Ed. Müraatı nazin eşanlamlısı.
*isi. huk. iki ya da daha çok mezhebin bir olaya ilişkin birbirine karşıt görüşünü birleştirme.
1. Birleştirme, bir araya toplama: "Âşıkların perakende âsârını cem teltik içün..." (F. Köprülü).
2. Korkma, ekleme
3. Teltik etmek, bir araya toplamak: "Hatıratı meşahir'i teltik ederken.. ." (Cenap Şahabettin).
*Ed. Müraatı nazin eşanlamlısı.
*isi. huk. iki ya da daha çok mezhebin bir olaya ilişkin birbirine karşıt görüşünü birleştirme.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR