tesadüf isim (tesa:düf) Arapça te¹¥duf 1 . Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebeb...
tesadüf
isim (tesa:düf) Arapça te¹¥duf
"Öyle bir tesadüf olsa ki bir saatçik şu doktorla oturup konuşabilse!"- M. Ş. Esendal.
2 . Rastlantı, rast geliş:
"Bilmeden acı bir tesadüfün eliyle Hakan'a giden bir armağana taarruz etmiş ve büyük bir günah işlemişti."- N. Hikmet.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
tesadüf etmek
Birleşik Sözler
tesadüf eseri
Tesadüf sonucu ortaya çıkan buluşlar nelerdir?
Şans dediğimiz olgu ile tesadüf arasında bir bağlantı kurabilir miyiz?
Şans,yaşamımızda ençok kullandığımız bir kelimedir.Türk Dil Kurumu sözlüğünde şu tarifler veriliyor:
1-Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht, talih, felek:
2-Bir olayın olabilirliği.
3-Bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum.
Diyelim ki bir futbol maçında top direkten döndü.Gölü kaçıran takım için bu olay şanssızlık,golden kurtulan takım için ise şanslı bir olay olarak yorumlanır.
Oysa gol olsa idi yorumlar tam tersi olarak yapılacaktı.Şu halde şans veya şanssızlık olgusu kişilerin beklentilerine göre değerlendiriliyor.
Aslında yaşantımızın tümü ele alındığında en azından rastlantılar ile şans arasında birçok ilişki kurabiliriz.Arkadaşlarımızın bir kısmını raslantı sonucu tanımışızdır.Örneğin bir toplantıya gitmemiş olsaydık,belki de en iyi arkadaşımızı tanımamış olacaktık.Veya tam tersi.Gitmediğimiz bir toplantıda belki de tam kendi yapımıza uygun bir arkadaş tanıma olanağı bulacaktık.Zaten bu nedenle birçok kişi,yaşamın bir raslantıdan ibaret olduğuna inanır.
TESADüF a. (ar tesadüf)
1. Yalnızca olasılıklara bağlı olduğu düşünülen olayların görece nedeni: Tesadüf, karşıma onu bulmama yardımcı olacak birini çıkardı.
2. Denk gelme rastlantı: Bu ne güzel tesadüf Bir tesadüf sonucu karşılaştık.
3. Bir kimseye (bir yerde) tesadüf etmek, onunla karşılaşmak; rastlamak: Yolda kızına tesadüf ettim, başka eve taşınmışlar || Bir şeye tesadüf etmek, bir eylem sırasında o şeyle karşılaşmak; bir şey sözkonusuysa, o şeyle aynı hizaya, aynı zamana denk gelmek; rastlamak: Bir yazarda sıkça tesadüf ettiğimiz sözcükler Ayın sonuna tesadüf eden pazar günü buluşmak.
*Fels. RASTLANTl'nın eşanlamlısı.
1. Yalnızca olasılıklara bağlı olduğu düşünülen olayların görece nedeni: Tesadüf, karşıma onu bulmama yardımcı olacak birini çıkardı.
2. Denk gelme rastlantı: Bu ne güzel tesadüf Bir tesadüf sonucu karşılaştık.
3. Bir kimseye (bir yerde) tesadüf etmek, onunla karşılaşmak; rastlamak: Yolda kızına tesadüf ettim, başka eve taşınmışlar || Bir şeye tesadüf etmek, bir eylem sırasında o şeyle karşılaşmak; bir şey sözkonusuysa, o şeyle aynı hizaya, aynı zamana denk gelmek; rastlamak: Bir yazarda sıkça tesadüf ettiğimiz sözcükler Ayın sonuna tesadüf eden pazar günü buluşmak.
*Fels. RASTLANTl'nın eşanlamlısı.
Kaynak: Büyük Larousse
Tesadüf sonucu ortaya çıkan buluşlar nelerdir?
YORUMLAR