TEVATüREN be. (ar. tevâtür'den tevâ- türen). Esk. 1. Ağızdan ağıza yayılarak: "Fahreddin Razi'nin olduğu tevatûren mer...
TEVATüREN be. (ar. tevâtür'den tevâ- türen). Esk.
1. Ağızdan ağıza yayılarak: "Fahreddin Razi'nin olduğu tevatûren mervi olan şu rubai..." (Hüseyin Daniş).
2. Tevatûren durağan, "hepimiz bilir" anlamına kullanılan bir söz.
1. Ağızdan ağıza yayılarak: "Fahreddin Razi'nin olduğu tevatûren mervi olan şu rubai..." (Hüseyin Daniş).
2. Tevatûren durağan, "hepimiz bilir" anlamına kullanılan bir söz.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR