TOKMAK a. 1. Sert ağaçtan, parşömen deriden, kauçuktan yapılan ve marangozlar, taş üzerinde çalışan heykeltıraşlar, fıçıcılar vb. t...
TOKMAK a.
1. Sert ağaçtan, parşömen deriden, kauçuktan yapılan ve marangozlar, taş üzerinde çalışan heykeltıraşlar, fıçıcılar vb. tarafından kullanılan, iki başlı üyük çekiç.
2. Bir kapıyı çalmak için kanadına asılı duran ağırca oynak metal parça. (Bk. ansikl. böl.)
3. Dibeğin dövme, ezme işi için kullanılan ağaç eli.
4. Tokmak gibi, etleri sıkı bir kimse, özellikle de çocuk için kullanılır: Tokmak gibi bir çocuk. || Tokmak tokmak, etlice, kalın.
*Bayınd. Yapı temellerini taşıyacak kazık ve palplanşları darbeyle zemine çakmada kullanılan düzenek || Titreşimli tokmak, zemine titreşim uygulayan ve dolgu toprakta yüzeysel olarak kullanılan aygıt.
*Eldivc. Eldivenci tokmağı, işlemelerin, iliklerin vb. dövülmesi için kulandan tahta ya da plastik kütük.
*Heykc. Heykelci tokmağı, ağaç üzerine heykel yapanların kullandığı başı kesik koni biçiminde bir tür tahta çekiç.
*inş. Tuğlacı tokmağı, tuğlaları, toprak karoları dövmeye, kerpiç toprağını kalıplar içinde sıkıştırmaya yarayan, sert ahşaptan alet.
*Metalürj. Kalıpçı tokmağı, kalıpçının döküm kumunu sıkıştırmak amacıyla kullandığı geniş ve dairesel bir tabanı olan tahtadan küçük çekiç. || Pik kırma tokmağı, bir halat yardımıyla yukarı kaldırılıp bırakılarak metal artıklarını kırmakta kullanılan ağır demir kütle.
*Müz. Bir çanın içine ya da dışına yerleştirilmiş ve çana vurarak çalmasını sağlayan metal parça. || Ksilofon, metalofon, litofon, kristallofon, gong, çan, oyma davul gibi idyofonlar sınıfından; davul, trampet gibi derililer sınıfından; cymbalum, santur gibi kordofonlar sınıfından çalgılardan ses almayı sağlayan araç (Değneğin boyutları, biçimi, maddesi, ucuna sarılan ya da takılan nesne, çalgıdan elde edilmesi istenilen tınıya göre değişir.) [Bk. ansiki, böl.]
*Nalbantl. Perçin ve tırnak bıçaklarına vurmak için kullanılan sert ağaçtan, saplı alet.
*Oy. Kroket oynamaya yarayan, bir tarafı bombeli, öteki tarafı yassı, iki başlı bir çekiçten oluşan uzun kollu tahta alet.
*Saatç. Saat tokmağı, saat tarafından hareket ettirilen ve bir zil üzerinde saatleri vuran, bir çubuğun ucuna tespit edilmiş metal kütle.
*Seram. Kalıplama sırasında, seramik hamurunun konmasından sonra bir kalıbın çeşitli kısımlarını sıkıştırmakta kullanılan tahta çekiç.
*Sıh. tes. Tenekeci tokmağı, tenekeci ve lehimcilerin kullandığı tahta çekiç.
*Teknol. Dövmeye sıkıştırmaya vb. yarayan çeşitli araçlara verilen ad. Karo döşeyicisi tokmağı ile karolar sıkıştırılır ve dü- zeylenir; duvarcı tokmağı harcı sıkıştırmaya ya da perdahlamaya yarar.)
*Tekst. Keten tokmağı, keten ya da keneviri dövmede kullanılan alet. (Bir kenarı keskin tahta bir plakadan oluşan bu aletle, çürütülmüş keten ya da kenevir sapları, dövme tahtası üzerinde uzunlamasına dövülür.)
*ANSİKL. Odysseıa'öa tokmaktan söz edilir; Pompei'de, bir evin kapısının üzerinde, kapıya vurmaya yarayan, halka biçiminde, oynar bir tokmak örneği bulunmuştur. Ortaçağ'da tokmak genellikle oymalı bir figürün (aslan yüzü, denizkızı, maskaran, deniz kabuklusu vb.) üzerine takılan ve alt kısmıyla bir çivinin başına vurulan, demirden ya da bronzdan büyük bir halka biçimindeydi.
*Anadolu türk mimarlığında kullanılan metal öğelerin en güzel örnekleri arasında kap tokmakları da vardır. Cizre Ulu ca- misi'nin karşılıklı iki ejder ve aralarında bir aslan başı bulunan kap tokmağı artuklu bölges; maden sanatının en başarılı örneklerindendir (XIII. yy. başı). İstanbul Türk ve İslam eserleri müzesi'nde sergilenen bu yapıt dökme tekniğinde hazırlanmış, kazıma tekniğinde bezenmiştir. Bu tokmağın çok benzer bir örneği de Berlin müzesi'ndedir.
OsmanlI döneminde hem dinsel hem de sivil mimarlıkta, kapı tokmaklarının çeşitli formlarıyla karşılaşılmaktadır; özellikle İstanbul değişik dönemlerin üsluplarını yansıtan örneklerle doludur. En eski kapı tokmaklarına kale ve han kapılarında rastlanır (Anadoluhisarı, Rumelihisarı); bunlar yalın, sağlam ama gösterişlidir. Mimar Sinan dönemi ve sonrası örnekleri
klasik üsluptadır; Ayasofya'nın hünkâr mahfili ile üsküdar Selimiye camisi'nin kapı tokmakları yazı ile kaynaştırılmış zarif formlarıyla dikkati çeker. Daha geç dönem örnekleri barok, rokoko ve empire üsluptadır (kartal, aslan ya da kadın başı, el, üzüm salkımı vb.). OsmanlI impa- ratorluğu'nun son dönemlerinde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında etkili olan Birinci ulusal mimarlık akımı (yeniklasik) yapılarında, klasik osmanlı üslubunu yansıtan kapı tokmakları kullanılmıştır; bunlar rozet, palmet, lotus süslemelidir (İstanbul Dördüncü vakıf hanı). İstanbul saray, konak ve köşklerinin yanı sıra Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Safranbolu, Kütahya vd. kentlerdeki geleneksel mimaride konutlarda da kapı tokmaklarının değişik örnekleri bulunmaktadır.
*Müz. Eski türkçede balaban da denen tokmak, davul, trampet, ksilafon, santur, timbal vb. çalgıların vazgeçilmez öğesidir. Davul tokmağının en büyüğüne "topuz†denir. Bunun üzeri deri kaplıdır. Trampet, timbal vb. çalgıların tokmakları daha ince ve küçük olur ve bunlara çubuk ya da baget de denir.
1. Sert ağaçtan, parşömen deriden, kauçuktan yapılan ve marangozlar, taş üzerinde çalışan heykeltıraşlar, fıçıcılar vb. tarafından kullanılan, iki başlı üyük çekiç.
2. Bir kapıyı çalmak için kanadına asılı duran ağırca oynak metal parça. (Bk. ansikl. böl.)
3. Dibeğin dövme, ezme işi için kullanılan ağaç eli.
4. Tokmak gibi, etleri sıkı bir kimse, özellikle de çocuk için kullanılır: Tokmak gibi bir çocuk. || Tokmak tokmak, etlice, kalın.
*Bayınd. Yapı temellerini taşıyacak kazık ve palplanşları darbeyle zemine çakmada kullanılan düzenek || Titreşimli tokmak, zemine titreşim uygulayan ve dolgu toprakta yüzeysel olarak kullanılan aygıt.
*Eldivc. Eldivenci tokmağı, işlemelerin, iliklerin vb. dövülmesi için kulandan tahta ya da plastik kütük.
*Heykc. Heykelci tokmağı, ağaç üzerine heykel yapanların kullandığı başı kesik koni biçiminde bir tür tahta çekiç.
*inş. Tuğlacı tokmağı, tuğlaları, toprak karoları dövmeye, kerpiç toprağını kalıplar içinde sıkıştırmaya yarayan, sert ahşaptan alet.
*Metalürj. Kalıpçı tokmağı, kalıpçının döküm kumunu sıkıştırmak amacıyla kullandığı geniş ve dairesel bir tabanı olan tahtadan küçük çekiç. || Pik kırma tokmağı, bir halat yardımıyla yukarı kaldırılıp bırakılarak metal artıklarını kırmakta kullanılan ağır demir kütle.
*Müz. Bir çanın içine ya da dışına yerleştirilmiş ve çana vurarak çalmasını sağlayan metal parça. || Ksilofon, metalofon, litofon, kristallofon, gong, çan, oyma davul gibi idyofonlar sınıfından; davul, trampet gibi derililer sınıfından; cymbalum, santur gibi kordofonlar sınıfından çalgılardan ses almayı sağlayan araç (Değneğin boyutları, biçimi, maddesi, ucuna sarılan ya da takılan nesne, çalgıdan elde edilmesi istenilen tınıya göre değişir.) [Bk. ansiki, böl.]
*Nalbantl. Perçin ve tırnak bıçaklarına vurmak için kullanılan sert ağaçtan, saplı alet.
*Oy. Kroket oynamaya yarayan, bir tarafı bombeli, öteki tarafı yassı, iki başlı bir çekiçten oluşan uzun kollu tahta alet.
*Saatç. Saat tokmağı, saat tarafından hareket ettirilen ve bir zil üzerinde saatleri vuran, bir çubuğun ucuna tespit edilmiş metal kütle.
*Seram. Kalıplama sırasında, seramik hamurunun konmasından sonra bir kalıbın çeşitli kısımlarını sıkıştırmakta kullanılan tahta çekiç.
*Sıh. tes. Tenekeci tokmağı, tenekeci ve lehimcilerin kullandığı tahta çekiç.
*Teknol. Dövmeye sıkıştırmaya vb. yarayan çeşitli araçlara verilen ad. Karo döşeyicisi tokmağı ile karolar sıkıştırılır ve dü- zeylenir; duvarcı tokmağı harcı sıkıştırmaya ya da perdahlamaya yarar.)
*Tekst. Keten tokmağı, keten ya da keneviri dövmede kullanılan alet. (Bir kenarı keskin tahta bir plakadan oluşan bu aletle, çürütülmüş keten ya da kenevir sapları, dövme tahtası üzerinde uzunlamasına dövülür.)
*ANSİKL. Odysseıa'öa tokmaktan söz edilir; Pompei'de, bir evin kapısının üzerinde, kapıya vurmaya yarayan, halka biçiminde, oynar bir tokmak örneği bulunmuştur. Ortaçağ'da tokmak genellikle oymalı bir figürün (aslan yüzü, denizkızı, maskaran, deniz kabuklusu vb.) üzerine takılan ve alt kısmıyla bir çivinin başına vurulan, demirden ya da bronzdan büyük bir halka biçimindeydi.
*Anadolu türk mimarlığında kullanılan metal öğelerin en güzel örnekleri arasında kap tokmakları da vardır. Cizre Ulu ca- misi'nin karşılıklı iki ejder ve aralarında bir aslan başı bulunan kap tokmağı artuklu bölges; maden sanatının en başarılı örneklerindendir (XIII. yy. başı). İstanbul Türk ve İslam eserleri müzesi'nde sergilenen bu yapıt dökme tekniğinde hazırlanmış, kazıma tekniğinde bezenmiştir. Bu tokmağın çok benzer bir örneği de Berlin müzesi'ndedir.
OsmanlI döneminde hem dinsel hem de sivil mimarlıkta, kapı tokmaklarının çeşitli formlarıyla karşılaşılmaktadır; özellikle İstanbul değişik dönemlerin üsluplarını yansıtan örneklerle doludur. En eski kapı tokmaklarına kale ve han kapılarında rastlanır (Anadoluhisarı, Rumelihisarı); bunlar yalın, sağlam ama gösterişlidir. Mimar Sinan dönemi ve sonrası örnekleri
klasik üsluptadır; Ayasofya'nın hünkâr mahfili ile üsküdar Selimiye camisi'nin kapı tokmakları yazı ile kaynaştırılmış zarif formlarıyla dikkati çeker. Daha geç dönem örnekleri barok, rokoko ve empire üsluptadır (kartal, aslan ya da kadın başı, el, üzüm salkımı vb.). OsmanlI impa- ratorluğu'nun son dönemlerinde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında etkili olan Birinci ulusal mimarlık akımı (yeniklasik) yapılarında, klasik osmanlı üslubunu yansıtan kapı tokmakları kullanılmıştır; bunlar rozet, palmet, lotus süslemelidir (İstanbul Dördüncü vakıf hanı). İstanbul saray, konak ve köşklerinin yanı sıra Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Safranbolu, Kütahya vd. kentlerdeki geleneksel mimaride konutlarda da kapı tokmaklarının değişik örnekleri bulunmaktadır.
*Müz. Eski türkçede balaban da denen tokmak, davul, trampet, ksilafon, santur, timbal vb. çalgıların vazgeçilmez öğesidir. Davul tokmağının en büyüğüne "topuz†denir. Bunun üzeri deri kaplıdır. Trampet, timbal vb. çalgıların tokmakları daha ince ve küçük olur ve bunlara çubuk ya da baget de denir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR