TOPLUMSALLIK a. Toplumsal yaşama yatkınlık. *Fels. insanları, bir dizi ortak yaşam kuralıyla aralarında barışı sağlayacak biçimde b...
TOPLUMSALLIK a. Toplumsal yaşama yatkınlık.
*Fels. insanları, bir dizi ortak yaşam kuralıyla aralarında barışı sağlayacak biçimde birlikte yaşamaya iten ortak eğilim. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Grotius'a göre, toplumsallık bir "topluma duyulan istek"tir; bu istek benzerleriyle yaşamaya belli bir eğilim duymak anlamına gelmekle birlikte, bu rasgele bir eğilim değil, barış içinde, iç aydınlanışın insanda uyandırdıklarına benzeyen, iyi düzenlenmiş bir yaşam ortaklığı içinde yaşama eğilimidir†(De jure belli ac pacis [Savaş ve barış hakkı üzerine], "Giriş konuşması", 6).
Klasik siyaset felsefecileri, toplumsallık sorununu çoğu zaman oldukça esnek bir biçimde ele almışlardır; bazıları Pufendorf gibi, toplumsallığın özgeci özelliğini kuşkuyla karşılarken ("Doğa bizi toplumsal olmaya yöneltmekle birlikte, bizden kendi kendimizi unutmamızı da taleb etmez. Toplumsallığın amacı, tersine, herkesin karşılıklı birbirinin yardımına koşarak ve birbirine hizmet ederek kendi çıkarlarını daha iyi gözetmesini sağlamaktır" (De jura nalurae et gentium [Doğanın ve kişilerin hukuku], 2, 3, 18), bazıları da, Rousseau ile birlikte, toplumsallığın doğal özelliğini yadsırlar (Housseau ya göre, toplumsallık, doğuştan bir yatkınlık olsa da, doğa durumundaki insanda ancak gücül olarak vardır, çünkü onun her yönüyle gelişmesi, doğa durumunda bir araya gelmesi çok güç koşullara bağlıdır).
*Fels. insanları, bir dizi ortak yaşam kuralıyla aralarında barışı sağlayacak biçimde birlikte yaşamaya iten ortak eğilim. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Grotius'a göre, toplumsallık bir "topluma duyulan istek"tir; bu istek benzerleriyle yaşamaya belli bir eğilim duymak anlamına gelmekle birlikte, bu rasgele bir eğilim değil, barış içinde, iç aydınlanışın insanda uyandırdıklarına benzeyen, iyi düzenlenmiş bir yaşam ortaklığı içinde yaşama eğilimidir†(De jure belli ac pacis [Savaş ve barış hakkı üzerine], "Giriş konuşması", 6).
Klasik siyaset felsefecileri, toplumsallık sorununu çoğu zaman oldukça esnek bir biçimde ele almışlardır; bazıları Pufendorf gibi, toplumsallığın özgeci özelliğini kuşkuyla karşılarken ("Doğa bizi toplumsal olmaya yöneltmekle birlikte, bizden kendi kendimizi unutmamızı da taleb etmez. Toplumsallığın amacı, tersine, herkesin karşılıklı birbirinin yardımına koşarak ve birbirine hizmet ederek kendi çıkarlarını daha iyi gözetmesini sağlamaktır" (De jura nalurae et gentium [Doğanın ve kişilerin hukuku], 2, 3, 18), bazıları da, Rousseau ile birlikte, toplumsallığın doğal özelliğini yadsırlar (Housseau ya göre, toplumsallık, doğuştan bir yatkınlık olsa da, doğa durumundaki insanda ancak gücül olarak vardır, çünkü onun her yönüyle gelişmesi, doğa durumunda bir araya gelmesi çok güç koşullara bağlıdır).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR