Toprak ve bitkiler arasındaki ilişkiyi örnekler ve değişik sorular ile gösteren yazımız. Ölen ağaçların dönüşümü üstünden mevzu anlatılmakta...
Toprak ve bitkiler arasındaki ilişkiyi örnekler ve değişik sorular ile gösteren yazımız. Ölen ağaçların dönüşümü üstünden mevzu anlatılmaktadır.
Her diri varlık, yaşamış olduğu ortamdan bir şeyler alır, sonrasında da ona bir şeyler verir. Bunun en güzel örneğini toprakla bitkiler arasındaki alışverişte görebiliriz. Şimdi bu meraklı vakası inceleyeceğiz.
ÖLEN AĞAÇLAR NEREYE GİDİYOR?
Kimi zaman, ormanlarda, dere boylarında dolaşırken, yere yıkılmış dev gibi ağaçlar görürüz. Bu tür şeyler, yaşlanıp ölmüş ağaçların gövdeleridir. Besbelli, fırtınalı bir gecede, rüzgara dayanamayıp yıkılmışlardır. Bilirsiniz, ağaçlar yaşlanınca için için koflaşır, sonunda da ölüp yere yıkılırlar. Peki ama, orman binlerce ağaçla dolu olduğuna gore, diğer ölmüş ağaçların gövdeleri nerededir? Onların da, üst üste yığılmış bir halde, ormanda olmaları gerekmez mi? Oysa, koca ormanda, fakat tek tük yıkılmış ağaç gövdesine rastlarız.
Bu şekilde ölmüş bir ağacın gövdesine özenle bakın: Üstünde milyonlarca böcek, hayvan, minik nebat görürsünüz. Bu tür şeyler, ağaç gövdesinin üstünde harıl-harıl uğraşırlar.İşlerini yaptıkları zaman, o ağaç bundan sonra toprağın malı, toprağın bir parçası olmuştur.
Gelin, bunun nasıl meydana geldiğini beraber inceleyelim:
KARINCALARIN MARİFETİ
Karıncalar ölü ağaçların içinde yuva yapmayı pek severler. Bundan ötürü de, ağacın gövdesini kemirerek, küçük tüneller kazarlar. Buralara yumurtalarını bırakırlar. Bir süre sonra, yumurtadan çıkan yavrularına da gene bu tünellerin içinde bakarlar, ölü ağaç gövdesinin alt kısmındaki odun talaşı kümeciklerinin ne işe yaradığını anladınız mı şimdi?
Bundan sonrasında, rüzgarla yağmur işe karışır; bu odun talaşlarının toprakla karışmasını sağlarlar. Bu şekilde, pek minik de olsa, ağacın bir parçası toprağa karışmış olur.
KUŞLAR DA İŞE KARIŞIYOR
Derken, iki kuş gelir; ağaç kabuğunun altında nebat bitlerinin kurtçuklarını aramaya koyulurlar; gagalarıyla ağacın kabuğunda minik delikçikler açarlar. Buralarda bulduklan böcek kurtçuklarını dışarı çekip afiyetle yer, giderler.
Açılan deliklerden yağmur sularıyla hava içeri sızar. Bunların etkisiyle, ağacın odunu yavaş yavaş yumuşar, ufalanır, ayrışmaya başlar. Sonrasında, yerçekimi işe el koyar: Ufalanan parçacıklar birer birer yere düşüp toprağa karışır.
ASALAKLARIN DA YARARI DOKUNUYOR
Ölü bitkilerin ayrışmasını, toprağa karışmasını kolaylaştıran daha başka diri varlıklar da vardır: Bakteriler. Mantarlar benzer biçimde, bakteriler de kendi besinlerini kendileri yapamazlar; şu demek oluyor ki, kendibeslek değildirler; asalak’tırlar. Bundan ötürü de, başka bitkilerin, ya da hayvanların üstünde yaşar, besinlerini üstünde yaşadıkları canlıdan sağlarlar. Çürümüş bir şey görürseniz, bilin ki, bu bakterilerin işidir.
BİTKİ ÜZERİNDE BİTKİ
Bununla birlikte, bitkiler de başka bitkilerin ayrışmasına, parçalanıp toprağa karışmasına yardım ederler. Yere yıkılmış ölü bir ağaç gövdesinin üstünde, bir süre sonrasında yeni yeni bitkiler kök salar. Bu tür şeyler, bir süre önce gövdenin üstüne düşmüş nebat sporlarından ya da tohumlarından üremişlerdir. Çok geçmeden, yeni bitkinin kökleri, üstünde yerleşmiş olduğu ağacın gövdesini zorlamaya başlar; sonunda, gövdenin içinde minik tünelcikler açarak, gitgide gelişir. Bundan ötürü, ölü beden parçalanmış toprağa karışması kolaylaşmış olur.
Böcekler, kuşlar, asalak bitkiler, bu şekilde toprağa yararlı olurlar. Buna karşılık, bahçelerimizde bizlere ziyanı dokunan böcekler de vardır.
Bahçesi olan hepimiz, yetiştirdiği çiçeklerin, sebzelerin, meyveların en iyi ürünü vermesini ister. Ne yazık ki, bir çoklarımız, meyvelerimizin kurtlandığını yapraklarda türlü hastalıklar belirdiğini görürüz. Mesela, güllerimizi saran bitler, çiçekleri daha tomurcuk halindeyken mahveder.
YORUMLAR