Tıp Bilimine Yardımcı Bilim Dalları Tıp biliminin teşhis ,tetkik ve tedavide yardım aldığı bilim dalları vardır.Bunlar Biyokimya,Biy...
Tıp Bilimine Yardımcı Bilim Dalları
Tıp biliminin teşhis ,tetkik ve tedavide yardım aldığı bilim dalları vardır.Bunlar Biyokimya,Biyomühendislik,Farmakoloji,Biyoteknoloji,Tıbbi Genetik,Eczacılık,Biyofizik gibi bilim dallarıdır.Bu bilim dalları nedir? Ne işe yarar ?Tıp biliminde yerleri nelerdir ?
Biyokimya nedir?
Canlı sistemlerin bazı kısımları doğrudan gözle görülebilir. Daha küçük bazı kısımları ise mikroskobiktir. Ancak ışık veya elektron mikroskobu ile görülebilmektedir. Bunların haricinde canlıdaki sistemlerin elektron mikroskobu ile görülemeyecek kadar küçük ve ince bir yapısı vardır. Bu sebeple biyokimyanın incelediği yapılara ultramikroskobik yapılar adı verilir. Bu ultramikroskobik yapı, moleküller, molekül toplulukları ve iyonlardır. Biyokimya, incelemesini iki bölümde yapar. Birincisi
yapının incelenmesidir ki, burada canlıyı meydana getiren maddeler ve bunların organizmadaki dağılışı incelenir. Diğer kısımda bu maddelerin fonksiyonel (yaptıkları işin) incelenmesi yapılır. Biyokimya, önceleri organik kimyanın bir kolu olarak başlamıştır. Modern kimyanın kurucusu
Lavoisier'in organik maddelerin yanmasıyla CO2 ve H2O (karbondioksit ve su)nun meydana geldiğini
göstermesinden sonra, organik kimyacıların havyani ve nebati lı çeşitli bileşiklerin ayrılıp tanınması için yaptıkları çalışmalar, biyokimyanın başlangıcını teşkil etmiştir. Pasteur'un fermantasyon (mayalanma) üzerindeki geniş araştırmaları Buchner'i çağdaş enzim kavramına yöneltmiş, bu arada pH kavramı ve vücuttaki nötralizasyon reaksiyonlarına ait fikirler geliştirilmiştir. Daha sonraları nükleik asidler keşfedilmiş ve organizmanın en önemli enerji maddesi olan "adenozin trifosfat" (ATP) kastan elde edilmiştir.
Metabolizma reaksiyonlarının aydınlatılması gayesiyle de araştırmalar yapılmış; Knoop, yağ asitlerinin organizmada Beta-Oksidasyon ile yakıldığını; Krebs ve Hanseleit, vücutta amonyaktan üre sentezinin "Ornitin Siklusu" adı verilen bir seri metabolizma reaksiyonu ile meydana geldiğini göstermişlerdir. Virüslerin nükleoprotein yapısında olduğunun gösterilmesi canlılık ve cansızlık kavramları arasında kesin bir sınır olmadığını zihinlere yerleştirmiştir. Bazı vitaminlerin enzim işleyişinde görevli maddelerle olan ilişkilerinin açığa çıkarılması, vitaminlerin canlıdaki görevlerine bir derece açıklık getirmiştir. Proteinler ve nükleik asitler gibi makromoleküllerin yapılarının yeni metodlarla daha ayrıntılı biçimde aydınlatılması, biyokimya alanında en parlak gelişmelerdir.
Biyokimyanın ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkması iki ana sebepten dolayıdır. Birincisi, kimya sadece kimyasal yapı ve olaydan bahsederken, biyokimyanın her molekülün hayati fonksiyonunu araştırmasıdır. Diğer önemli sebep biyokimyanın kimyadan çok daha ayrı ve ileri tekniklere ihtiyaç göstermesidir. Biyokimya, kimyanın bütün tekniklerini kullandıktan başka biyolojik materyallerden de faydalanmaktadır.
Yaşayan cisimlerin muhtevası: Yaşayan cisimlerin ana yapıları başlıca karbonhidratlar, yağlar, proteinler ve nükleik asitlerden meydana gelmiştir. Hücrede temel maddelerin oranları; protein % 50-60, nükleik asitler % 10-20, karbonhidratlar % 5, yağlar % 10-20 şeklindedir. Ayrıca miktar olarak çok az bulunmasına karşı hayati önem arz eden maddeler de bulunmaktadır. Bunların başında enzimler (fermentler) gelir. Bütün bu organik maddelerin dışında hücre ve dokuların hepsinde potasyum, sodyum, kalsiyum, mağnezyum, fosfor ihtiva eden tuzlar vardır. Demir, mangan, bakır, çinko, kobalt, selenyum ve sulfatlar da küçük miktarlarda bulunur.
Enzimler canlı organizmada kimyasal reaksiyonların olmasında rol oynayan organik maddelerdir. Enzimler çok değişik sayı ve türde olup, her kimyasal reaksiyonda veya her ayrı tip reaksiyonda ayrı bir enzim (ferment) rol alır. Bütün enzimlerin ana yapısı protein olup az bir kısmı protein olmayan bölümler de ihtiva ederler. Enzimleri, biyokimyanın bir dalı olan Enzimoloji inceler.
Hücrede enerji yapımı: Hücrenin enerji ihtiyacı iki türlü karşılanır. Bunlardan birisinde oksijen kullanılarak enerji kaynağı olan maddelerden (karbonhidratlar gibi) karbondioksit ve su çıkışıyla enerji sağlanır. Diğer yolda ise oksijen kullanılmaksızın şekerler daha küçük moleküllere (laktik asit, butanol, asetik asit) parçalanarak hücreye enerji sağlanır.
Biyofizik nedir?
Fiziki prensipleri, metodları ve aletleri canlı organizmalarla ilgili çalışmalarda kullanan ilim dalı. Fizikte olduğu gibi biyofizikteki ilerlemeler de bu konuda hassas sistemlerin kullanılmasıyle başlamıştır. Biyofiziğin ilk branşı, gözün optik sisteminin incelenmesiyle ortaya çıkmıştır. Gözün merceğinin karakteristiği, retina tabakasında görüntünün meydana gelmesi ve görüntünün netleştirilmesi olayları bütünüyle biyofizik ile ilgili problemlerdir. Canlı sistemlerin tam manasıyle bilinemediği geçmiş yıllarda, fiziksel çalışmaların canlıya uygulanamayacağı düşünülmekteydi. Yirminci yüzyıl ortalarında yapılan bir seri keşif, bu düşünceleri değiştirdi. Bu keşifler, sinirdeki iletim mekanizmasının, kas kasılmasının, irsi (genetik) olayların, virus yapısının açıklanması olarak sayılabilir. Bu sistemler çok yerde biyofiziksel çalışmalarla açıklanabilir. Biyofiziğin bölümleri: Günümüz biyofiziğinde üç ana bölüm bulunmaktadır. Bunlardan birisi "Moleküler ve Hücresel Biyofizik"tir. Bu bölüm, hücrenin hayatiyetini devam ettirebilmesi için gerekli olan moleküler parçaların özelliklerini inceler. Bu moleküler parçalar; nükleik asitler, proteinler, polisakkaritler olarak sayılabilir.Moleküler ve hücresel biyofizikteki metodlarda elektron mikroskobu, ultrasantrifüjler, X ışını kırıcı aletler (yoğunluk ve kütleye göre ayırım yapmak için) kullanılır. Bu metodlar ayrı birer dal olarak üzerinde durulan konular olup bu sahada birçok araştırmacı çalışmaktadır. İyonlaştırıcı ışınlar bu konulardan birisi olup bu ışınlar (X ışınları) hem teşhiste (röntgen filimleri) ve hem de tedavide (lösemiler ve bazı kanser tipleri) kullanılır.
Biyofizik çalışmalarında bir diğer bölüm de "Fizyolojik Biyofizik" olup canlı sistemin görev yapan organlarını incelemektedir. Görme, işitme, temas duyusu, sinir sistemi vs. bu bölümün araştırma alanına girer. Bu alanda çalışanlar özel yapılmış ve oldukça karmaşık elektronik aletler kullanırlar. Biyofiziğin üçüncü ve hızla gelişmekte olan kolu "Biyofizikte Kullanılan Aletlerin Düzenlenmesi" ile ilgilidir. Bilgiler arttıkça, araştırmalarda kullanılan aletlerin karmaşıklığı ve teferruatı da buna paralel olarak artmaktadır. Aletlerin düzenlenmesi ve alet sistemlerinin kurulması bu sebepten biyofiziğin ayrı bir kolu haline gelmiştir.
Biyofizikle ilgili çalışmalar ABD, Rusya ve Kanada gibi ileri tekniğe sahip ülkelerin üniversitelerinde büyük araştırma grupları tarafından sürdürülmektedir. Biyofizikçiler endüstride, üniversitelerde ve tıbbi araştırmalarda, mühim görevlerde çalışmaktadırlar. Bunlar için en önemlisi tıbbi araştırmalardaki biyofizikçilerin katkısıdır.
Biyofizikte yapılan çalışmalarla, pekçok biyolojik olayı fiziksel prensiplerle açıklamak mümkün olmuştur. Biyofiziğin en yeni konusu, duyular yardımıyla yapılan haberleşmenin fizik kuralları ile
açıklanmasıdır.
Derlemedir
Haritacılık bilimine katkı sağlayan bilim adamları kimlerdir?
Tarihe yardımcı bilim dalları nelerdir?
Coğrafyanın bölümleri, bu bölümlerin dalları ile faydalandığı bilim dalları nelerdir?
Biyomühendislik nedir?
Biyomühendislik, mühendislik prensiplerinin biyolojiyi de içerecek şekilde uygulandığı sistemlerin dayandığı bilim dalıdır.
Çoğu zaman biyomedikal mühendisliği ile karıştırılsa da aralarında çok az bir fark vardır. Bu fark ise üniversitelerdeki araştırma projelerinin ya da üniversitelerin belirli programlara odaklanmasından lanır.Öyle ki yurt dışında bazı üniversitelerde biyomühendislik ile biyomedikal mühendisliği eş anlamlı kullanılmaktadır.
Fakat bir bütün olarak biyomühendislik bölümü ziraat mühendisliği, yapay zeka gibi bir çok alanı içine dahil ettiği için biyomedikal mühendisliği sadece biyomühendisliğin özelleşmiş bir koludur.
Biyomühendis nedir?
Biyomühendislik programını başarıyla bitiren adayları "Biyomühendis" ünvanını alır.
Biyomühendis'in görevleri
1. Tasarlama,
2. Uygulama yöntemlerini geliştirme, uygun ekipmanı seçme veya geliştirme,
3. Amaca uygun üretimi planlama ve uygulama,
4. üretim sektöründeki sistemlerin geliştirilmesi ve hizmetlerin verilmesi yoluyla toplumun yaşam seviyesini yükseltmek için çalışmalar yapar,
5. Biyoteknolojik yöntemlerle çeşitli malzemeleri, içecekler, henerji ları (hidrojen, etanol, biyogaz), ilaçlar (antibiyotikler, vitaminler, hormonlar) ve biyokimyasal maddeler (protein ve amino asitler, enzimler, organik ve çözgenler, pestisitler ve çeşitli polimerler) biyolojik sistemlere uyumlu malzemeler elde edilmesi için bu sektörlerde üretimde bulunan işletmelerin AR-GE departmanlarında planlama, ve uygulama çalışmalarında bulunur.
Biyomühendisliğin amacı nedir?
Temel biyomühendislik, moleküler biyoloji ve genetik bilimlerinin konularına hakim, ve bunların çeşitli alt dallarında teorik ve uygulamalı bilgilerle donatılmış, toplumsal ihtiyaçlara çözümler üretmeyi hedefleyen, araştırma ve geliştirmeye önem veren ve boyu öğrenmenin önemini benimsemiş yüksek donanımlı, çözme kabiliyeti yüksek ve sorumluluk üstlenebilen moleküler biyologlar yetiştirmektir.
Sağlık sektöründe çalışma alanları.
Derlemedir
Sağlık sektöründe çalışma alanları.
- Klinik ve tanı merkezleri, adli tıp ve Tüp Bebek Merkezleri
- Genetik mühendisliği ve biyoteknoloji alanlarında gerekli alt ve malzemeyi sağlayan ve veren kuruluşlarda teknik eleman
- Aşılar, tanı kitleri
- Biyokimyasal maddeler (protein ve amino asitler, enzimler, organik asit ve çözgenler, pestisitler ve çesitli polimerler)
- Biyomedikal sistemler (protezler, yapay organlar, biyomateryaller)
Derlemedir
Tıbbi Genetik Nedir?
Günümüzde genetik teknolojilerde yaşanan hızlı gelişmeler pek çok hastalıkta kesin tanıya götürmektedir. Genetik bilimi hastalığın teşhisinde sağladığı bu çok önemli katkının yanı sıra diğer aile üyelerinin taşıdığı riskleri belirleyebilmekte ve sonraki nesillerde bu hastalıkların daha az görülmesinde destek olmaktadır. Bu süreçte genetik danışmanlık, hızla gelişen genetik tanı yöntemlerinin yardımıyla koruyucu tıbbın en önemli unsurlarından birisi haline gelmiştir.
Genetik danışmanlık; kalıtsal bir hastalığı olan veya taşıyıcılık riski bulunan kişileri saptayabilmek için uygulanacak tanı testleri, hastalıkların seyri, tekrarlama riskleri, yaşamla bağdaşma durumu, hasta bireyin aileye getireceği maddi ve manevi yükler, varsa tedavisi ve diğer çözüm yolları ile ilgili bilgi verilmesidir. Bu süreçte genetik danışman sadece bilgi vermeli, etik açıdan hastanın kararında yönlendirici olmamalıdır.
Günümüzde bilgiye ulaşım, iletişim araçlarındaki (özellikle internet) gelişmelerle olağanüstü bir hız ve çeşitlilik kazanmıştır. Hasta ve yakınları genellikle tıbbi genetikle ilgili konularda bilgi kirliliği ve güvenliği sorunu ile karşılaşmaktadır. Bu konuda sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşabilmek için mutlaka uzman bir hekimden genetik danışma alınması önerilmektedir.
İnsanoğlunun 13 yıl süren genom projesi sonucu yapılan tespitlerde genetik bilgisini kodlayan üç milyar baz çifti içinde yer alan, yaklaşık 15-20 bin gen (DNA'nın % 2-4'lük kısmı), vücudumuzda kullanılan proteinlere ait şifreli bilgiyi taşıdığı anlaşılmıştır. Ancak insan vücudundaki bu genlerden yaklaşık 100-125 bin farklı protein üretilmektedir. Uzun zamandır inanılan "bir gen-bir protein" eşleştirmesinin de yanlış olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan birçok çalışmalar sonucunda insan DNA'sının yaklaşık % 95'ini protein kodlayan geni içermediği anlaşıldığında bilim adamları tarafından bu bölgeler “işe yaramaz şifreler†olarak nitelendirilmiştir. Teknolojik gelişim sürecinde bu işe yaramaz DNA bölgelerinin organizma içerisinde birçok biyolojik etkiler gösteren mikro RNA (miRNA)'ları kodladığı anlaşılmıştır. Her ne kadar genom projesi sonucu DNA şifresi çözülmüş olsa da bizleri bekleyen birçok bilinmeyenlerin olduğu da bir gerçektir.
Derlemedir
Biyomedikal nedir?
Biyomedikal teknoloji†esas olarak tıpta ve tedavi amacıyla kullanılabilecek tüm madde, malzeme, aparat ve cihazların üretimi ile ilgilenen disiplinlerarası bir teknoloji dalıdır.
Sağlık sektöründe farklı amaçlar için kullanılan maddelerin (ilaçlar, aşılar, faktörleri, hormonlar, proteinler, oligopeptidler, oligonükleotidler, vb.) özellikle teknikleri kullanılarak sentezi üretimi, kısaca “Sağlık için Biyoteknoloji†günümüzde uluslararası düzeyde (özellikle gelişmiş ülkelerde) en çok yatırım yapılan bilim ve teknoloji dalları arasında ön sırada yer almakta/hızla gelişmektedir, ve “Biyomedikal Teknoloji†nin önemli bir bölümüyle örtüşmektedir.
Biyomedikal Teknolojinin önemli bir dalı yine teşhis ve tedavi amacıyla malzeme üretimidir. Polimerler başta olmak üzere, metaller ve alaşımlar, özel seramikler, ve bunların kompozitlerinden oluşan malzemeler (“Biyomateryallerâ€) organlar, sert ve yumuşak doku protezleri, ve teşhis ve tedavi amaçlı aygıtların/cihazların yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Sağlık sektöründe diğer bir alt grup ise, kitleridir. Hastaneler, klinikler, üniversiteler, laboratuarlar ve kişisel olarak kullanılan birçok tanı kiti geniş bir oluşturmaktadır. Biyoçip teknolojisi çoklu tanının aynı anda yapılmasına olanak vermektedir ve Biyomedikal Teknolojinin çok hızla gelişen dalları Genomiks ve Proteomiks ile ilgili uygulamalarında önemli bir role sahip olacağı muhakkaktır.
Biyomedikal Teknoloji ürünleri ve kapasite olarak üretimleri az, dolayısıyla küçük fakat özel mekanlarda, özel koşullarda üretilen ürünlerdir, ancak olmazsa olmaz tanımına uyan bir pazara sahiptir ve fiyatları komodite ürünlere göre çok yüksektir. Biyoteknoloji/ Biyomedikal Teknoloji, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye'de de öncelikli desteklenmesi gereken Bilim ve Teknoloji Dallarından bir olarak görülmekte ve çeşitli ve programlarda yer almaktadır.
Biyomedikal mühendisliği
Biyomedikal Mühendisliği, yükselen yaşam standartlarının beraberinde getirdiği ihtiyaçlara tıp ve biyolojinin,mühendislik ve temel bilimleri prensipleri ile arayan disiplinler arası ve çok hızlı gelişen bir dalıdır.
Bu alandaki temel amaç,tıp ve mühendisliğin kesiştiği noktada sektöründe çözülmeyi bekleyen pek çok için tanı, takip ve tedavi yöntemi,malzeme ve cihazları geliştirmektir. Başlıca konuları, biyomalzemeler, doku mühendisliği, biyoelektronik, yapay ağları, görüntüleme ve sinyal işleme, biyomekanik, biyoteknoloji ve genetik, taşınımı ve nanotıp olarak sıralanabilir.
Derlemedir
Biyoteknoloji nedir?
Biyoteknoloji, insan, hayvan ve bitki hücrelerinin fonksiyonlarını anlamak ve değiştirmek amacıyla uygulanan çeşitli teknikleri ve işlemleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Canlıların iyileştirilmesi ya da endüstriyel kullanımına yönelik ürünler geliştirilmesini, modern teknolojinin doğa bilimlerine uygulanmasını kapsar.
ve biyolojisi kültürü, , , , ve gibi bilimleri yanında ve mühendisliğinden yararlanarak, teknolojisiyle bitki, ve mikroorganizmaları geliştirmek,doğal olarak var olmayan veya ihtiyacımız kadar üretilemeyen yeni ve az bulunan maddeler (ürünleri) elde etmek için kullanılan teknolojilerin tümüne biyoteknoloji denilmektedir.
Başka bir tanıma göre ise ; Bitki, hayvan veya mikroorganizmaların tamamı yada bir parçası kullanılarak yeni bir organizma (bitki, hayvan yada mikroorganizma) elde etmek veya var olan bir organizmanın genetik yapısında arzu edilen yönde değişiklikler meydana getirmek amacı ile kullanılan yöntemlerin tamamına denilmektedir.
Biyoteknoloji, temel bilim buluşlarını kısa sürede yararlı ticari ürünlere dönüştürebilmesiyle bir anlamda kendi talebini de yaratabilir. Bu yönüyle de diğer teknolojilerden ayrılır. Örneğin sıcak su larında yaşayan bakterilerin birinden elde edilen yüksek sıcaklığa dayanıklı bir enzim, günümüzde uygulama ve temel bilim çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olan PCR'nin önemli bir girdisidir.
Biyoteknoloji uygulamaları; mikrobiyoloji, biyokimya, moleküler biyoloji, biyolojisi, immünoloji, protein mühendisliği, ve biyoproses teknolojileri gibi farklı alanları bünyesinde toplar. Bu nedenle de biyoteknoloji birçok bilimsel disiplinle karşılıklı içinde gelişir.
Bitki, hayvan veya mikroorganizmaların tamamı ya da bir parçası kullanılarak yeni bir organizma (bitki, hayvan ya da mikroorganizma) elde etmek veya var olan bir organizmanın genetik yapısında arzu edilen yönde değişiklikler meydana getirmek amacı ile kullanılan yöntemlerin tamamına Biyoteknoloji denmektedir.
Biyoteknolojinin uygulamaları nelerdir?
1. İnsan sağlığına yönelik olarak proteinlerin üretilmesi.
2. , gibi bir çok hastalığın tedavisi ve önlenmesinde kullanılacak genetik ürünler elde edilmesi.
3. Çok zor şartlara sahip çevrelerde (sıcak, kurak,tuzlu...) yaşayan organizmaların enzimlerini ve biyomoleküllerini saflaştırarak bunların sanayide kullanılması.
4. Büyüme geriliği gibi sorunlara çare olacak ya da bulaşıcı hastalıklara karşı koyacak proteinlerin üretimi.
5. İnsandaki zararlı genlerin elemine edilmesi.
6. Rekombinant ve aşıları sentezleyecek transgenik bitkilerin geliştirilmesi.
7. Bazı , , ve üretilmesi.
8. Aşı, , tıbbi bitki üretimi.
9. Hasar görmüş hücrelerinin ve omuriliğin onarımı.
10. Yeni sebze ve meyve üretimi.
11- Organik atıkları metabolize edecek bakterilerin elde edilmesi.
Biyoteknolojinin topluma sağladığı faydalar nelerdir?
Sağlık alanındaki yararlar
ı1. Hastalıkların erken tanımında, tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi.
2. DNA, sentetik peptid,rekombinant endüstirisinin geliştirilmesi.
3. Biyoteknoloji ile üretilen ilaçların geliştirilmesi.
4. Tedavi amaçlı yapay hücre, doku, organların klonlama yöntemi ile yapılıp saklanması.
5. Genetik hastalıkların önlenmesi ve azaltılması için hücrelerin saklanması.
6. Kanserlerde gen tedavisi uygulamalarının geliştirilmesi.
Derlemedir
Eczacılık Nedir?
İlaçların ne şekilde hazırlanması gerektiğini öğreten bir koludur. Çok eski bir geçmişi vardır. Eskiden doktorlar ettikleri hastanın ilacını da hazırlarlardı. Eczacılığın doktorluktan ayrılması çok yakın çağlara rastlar. Avrupa'da ilaçların hazırlanması 16. yüzyıla kadar eski Yunanlılardan kalma usullerle yapılırdı. Doğuda ise Araplar'ın bu alanda önemli buluşları vardı. Arap simyacısı Cabir, kimyasal maddelerle hazırlama konusunda çok çalışmıştır. 10. yüzyılda Napoli'de ilaç yapacak kimselerden bu konuda öğrenim yapmaları istenmiştir.
Eczacılıkta ilk önemli adımı İsviçreli Bombastus von Hohemheim attı. Eczacılık bir olmaktan çıkıp, bir bilim haline geldi. Kimyanın gelişmesi ve daha hassas aletlerin bulunması, gelişmeyi etti. 19. yüzyılın ilk yarısında bazı kimyasal maddelerin olarak elde edilebilmesi üzerine, morfin, striknin, atropin, kinin gibi ilaçların kullanılması mümkün oldu. Eczacılığın başlı başına bir bilim kolu haline gelmesi ise, Alman bilgini Oswald Schmiederberg sayesinde gerçekleşti.
Türkiye'de eczacılık
Türkiye'de eczacılık öğrenimi, 1839'da Mekteb-i Tıbbiye-i Ad- liye'de açılan ve üç eğitimle askeri yetiştiren eczacılık sınıfıyla başladı. Daha sonra, eczacı yetiştirmek üzere 1867'de Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane'de bir eczacılık sınıfı açıldı. 1909'da bu Tıp Fakülteşi'ne bağlı Eczacı Mektebi'ne, 1962'de de İstanbul üniversitesi'ne bağlanarak Eczacılık Fakültesi'ne dönüştüÂrüldü. Bugün Türkiye'de eczacılık eğitimi, çeşitli illerdeki üniversitelere bağlı yedi eczacılık fakültesinde sürdürülmektedir. Bugünkü anlamıyla ilk eczaneler Türkiye' de 1750'lerde İstanbul'da açılmaya başladı. 1868'de İstanbul'da tümü yabancı uyruklu ya da azınlıklara ait olan 50 kadar eczane bulunuyordu; 1880'lerde bunları, başta Hamdi Bey olmak üzere Bekir Ziya, Ethem Pertev, Beşir Kemal gibi Türk eczacıların açtığı eczaneler izledi.
Türk eczacılar arasında hazır ilaç yapımına 1895'lerde başlandı. Yapılan ilk hazır ilaçların en ünlüleri Ethem Pertev Bey'in “Pertev şuruÂbu†ile Ali Süreyya Bey'in “İksir-i Süreyya†adlı ilacıydı. Cumhuriyet döneminde, hazır ilaç yapan kişi ve laboratuvarların sayısı 100'e yükseldi. Bugün ise ülkenin hazır ilaç gereksiniminin hemen hemen tamamı TürÂkiye'deki ve fabrikalarca karşıÂlanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde kuruÂlan ilk eczacı meslek derneği, üyelerini ya da yabancı uyruklu eczacıların oluşturduğu Cemiyet-i Eczaciyan der Âsita- ne-i Âliyye'dir (istanbul Eczacı Derneği) (1879).
Eczacılık mesleğindeki görevler nelerdir?
1. Reçetede yer alan hazır ilaçları hastaya verilmesi,
2. İlaçların kullanımı hakkında hastanın bilgilendirilmesi,
3. Kendisi tarafından hazırlanması gerekli olan ilaçları formüllerine uygun olarak hazırlanması veya hazırlanmasını denetlemesi,
4. Tıbbi veya diğer amaçlar için kullanılan toksin ve zehirli maddelerin hazırlanması ve kurallarına göre dağıtımının yapılması, bunların bozulmasına karşı önlem alınması,
5. Özel zehirli maddeleri içeren reçetelerin kayıtlarının tutulması, veteriner ilaçları, ilaçları, tuvalet ve kozmetik ürünlerinin nasıl kullanılacağı konusunda önerilerde bulunması,
6. Laboratuarda araştırma çalışmaları yapması
Eczacılık mesleğinde kullanılan araç ve gereçler
1. İlaç yapımında kullanılan ve gereçler,
2. İlaç kontrolünde kullanılan araçlar, çeşitli ve kimyasal maddeler.
Eczacılık mesleği eğitimi nerelerde verilir?
Eczacılık mesleği eğitimi üniversitelerin eczacılık fakültelerinde 5 yıl süre ile verilir.
Derlemedir
Haritacılık bilimine katkı sağlayan bilim adamları kimlerdir?
Tarihe yardımcı bilim dalları nelerdir?
Coğrafyanın bölümleri, bu bölümlerin dalları ile faydalandığı bilim dalları nelerdir?
Kaynak:msxlabs.org
YORUMLAR