TIRAŞLAMAK g. f. 1. Bir şeyi tıraşlamak, onun üzerindeki pürüzleri almak, yontmak. 2. Saçı, sakalı kısaltmak, kesmek, kazımak; tıra...
TIRAŞLAMAK g. f.
1. Bir şeyi tıraşlamak, onun üzerindeki pürüzleri almak, yontmak.
2. Saçı, sakalı kısaltmak, kesmek, kazımak; tıraş etmek.
3. Arg. Bir kimseyi tıraşlamak, bıktıracak kadar uzun konuşmak; asılsız sözlerle karşısındakini rahatsız etmek.
*inş. Bir taş blokunun, taş bir heykelin silmeli ya da oymalı bölümlerini çekiçle kırmak; bir taş ya da tuğla yüzeyinden ince bir katman soymak.
*Mak. san. Tiraşlama uygulamak.
*Şapkac. Fötr şapka yapımında, fötr üzerinde görüntüyü bozacak değişik yükseklikteki havları keserek düzgün bir yüzey elde etmek.
*Şapkayı oluşturacak parçalar üzerindeki fazlalıkları keskin bir bıçakla düzeltmek.
1. Bir şeyi tıraşlamak, onun üzerindeki pürüzleri almak, yontmak.
2. Saçı, sakalı kısaltmak, kesmek, kazımak; tıraş etmek.
3. Arg. Bir kimseyi tıraşlamak, bıktıracak kadar uzun konuşmak; asılsız sözlerle karşısındakini rahatsız etmek.
*Bayınd. Tıkız bir toprak ya da kar katmanını (örneğin onarılacak karayolu yüzeyini) frezeyle aşındırmak.
*Cerr. Bir yaranın sağlıklı olmayan kısımlarını makas ya da bisturi ile kesmek.
*Ciltç. Kapaklan tıraşlamak, kitabın kapak mukavvalarını, uygun görüldüğü ölçüde, iç taraftan yeniden kesmek.
*Deric. Derilere tıraşlama işlemini uygulamak.
*Deric. Derilere tıraşlama işlemini uygulamak.
*Mak. san. Tiraşlama uygulamak.
*Şapkac. Fötr şapka yapımında, fötr üzerinde görüntüyü bozacak değişik yükseklikteki havları keserek düzgün bir yüzey elde etmek.
*Şapkayı oluşturacak parçalar üzerindeki fazlalıkları keskin bir bıçakla düzeltmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR