TIRMIKLAMAK g. f. 1. Bir kimseyi, bedenin bir bölümünü tırmıklamak, tırnakla derisini hafifçe yırtmak; tırmalamak, tırnaklamak: Ked...
TIRMIKLAMAK g. f.
1. Bir kimseyi, bedenin bir bölümünü tırmıklamak, tırnakla derisini hafifçe yırtmak; tırmalamak, tırnaklamak: Kedi çocuğun yüzünü tırmıkladı.
2. Bir yeri (bahçe, tarla vb.) tırmıklamak, tırmıkla üzerinden geçmek, temizlemek: Bahçeyi tırmıklamak.
* tırmıklanmak edilg. f.
1. Tırnakla derisi hafifçe yırtılmak; tırmanlanmak, tırnaklanmak.
2. Tırmıkla üzerinden geçilmek, temizlenmek.
1. Bir kimseyi, bedenin bir bölümünü tırmıklamak, tırnakla derisini hafifçe yırtmak; tırmalamak, tırnaklamak: Kedi çocuğun yüzünü tırmıkladı.
2. Bir yeri (bahçe, tarla vb.) tırmıklamak, tırmıkla üzerinden geçmek, temizlemek: Bahçeyi tırmıklamak.
* tırmıklanmak edilg. f.
1. Tırnakla derisi hafifçe yırtılmak; tırmanlanmak, tırnaklanmak.
2. Tırmıkla üzerinden geçilmek, temizlenmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR