Tromboz Hastalığı

Tromboz Hastalığı Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, tabip uyarısı ya da uzman önerisi değildir. Ka...

Tromboz Hastalığı

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, tabip uyarısı ya da uzman önerisi değildir.





Kanın bir atardamar ya da toplardamar içinde, ya da bir organda pıhtılaşması. Pıhtıya ise trombus denir. Tromboz sözcüğü yanına koroner (kalp damarları), ya da serebral (beynimiz damarları) benzer biçimde bir ödat gelmeden yalnız olarak kullanılırsa, çevresel (kol, bacak benzer biçimde) organlardaki atar ya da toplardamarlardan birinde ya da bir kaçında, ya da bu damarları besleyen daha büyük damar gruplarında olan tıkanmalar anlaşılır. Koroner tromboz ya da serebral tromboz terimleri ise, kalbi ve kafayı besleyen damarlardaki trombozları belirtir.

Toplardamarda oluşan pıhtılaşmaların sebebi patolojik nedenlerdir. Bu nedenler bölgesel ya da genel olabilir. Tesiri atardamarlara, toplardamarlara ya da her ikisine aniden olabilir. Trombozları incelemeden ilkin trombozla çok sıkı bağlantılı olan ambolus üstünde durmak yerinde olur.

Bir trombusun bir ya da bir çok parçası yerinden koparak vücudun uzak kısımlarına kan kanalıyla taşınıp buralarda tıkanıklara niçin olabilirler. Buna ambolus denir. Mesela, bir takım kalp hastalıklarında kalbin sol taraftaki boşluklarından birinde oluşan bir trombustan ayrılan bir parça, beynimiz damarlarından birinde ambolus yapabilir. Bu durumda beynin o kısımı, kan alamayacağından beslenemez. Bu bir tür inmedir. Ana atardamarda oluşan bir trombustan kopan bir parça bacağın mühim atardamarlarından birisini tıkarsa kan yolu tıkanacağından bacakta kanser oluşabilir. Toplardamarlarda oluşan bir trombustan kopan bir parça akciğerlere ulaşabilir. Trombuslarda devamlı ambolus tehdidi vardır.

Tromboz çoğu zaman bir damarın iç yüzündeki bir bozukluk sonucu meydana gelir. Bu bozukluk o tabakada oluşan bir yozlaşma (aterom, travma) olabileceği benzer biçimde, kaza sonucu ya da ameliyat esnasında da olabilir. Bu duruma bir takım zehirler, ilaçlar, mikrobik hastalıklar ve bir takım kan bozuklukları da yol açabilir.

Ateromda ya atardamarın iç yüzünü örten intima katı kalınlaşır, ya da aterom plakları damar iç yüzünde oluşarak damarları kısmen ya da tümüyle tıkar. Kanın damarda düzgün akışı bozulduğundan trombus oluşması olanağı kolaylaşmıştır. Buna benzer bir vaziyet kaza esnasında ya da ameliyatla bir atardamar iç yüzünde bir bozukluk olmasıyla de görülür. Bu durumda da tromboz olur.

Uzun süre yatakta kalmayı gerektiren ya da hastayı zayıf düşüren hastalıklar ve ameliyatlar kan akımını ya da kanın pıhtılaşma yöntemini etkileyerek tromboz oluşumunda rol oynarlar. Trombozlar genellikle toplardamarlarda oluşur.

Ameliyat esnasında, büyük kazalar sonucu görülen şoklarda, büyük kanamalarda (hemoraji) ve doğumdan sonrasında bir takım kan öğelerinin düzgüsel dışı davranışlarında tromboz tehlikesi doğar. Bu öğelerin en önemlisi kan yuvarlandır. Diğer öğelerin de trombozda mühim görevi vardır. Öte taraftan vücudun fibrinolitik (fibrin eritici) sistemi ise pıhtılaşmayı engellemeye çabalar. Trombus uygun olmayan kan nakillerinde ve bir takım kan hastalıklarında (polisitemi, kan kanseri) da oluşur.

Trombusu kolaylaştıran iki vaziyet daha vardır. Ekranda görülen pencereden birisi atardamarlarda görülen Tromboangitis obliterans adlı yangılanmalardır. Bu hastalık ilk kez 1908'de Amerikalı tabip Leo Buerger tarafınca tanımlanmıştır. Hastalık atar ve toplardamarların iç tabakalarında sebebi bilinmeyen bir şişmeye neden olur; bu vaziyet trombus oluşumuna etken olur. Buerger ilk başlarda bu hastalığın bilhassa Yahudi ırkının erkeklerinde görüldüğünü öne sürmüştü. Sonrasında, bunun her ırkta fakat çoğu zaman erkeklerde görülebileceği saptanmıştır. Ateromun tersine bu hastalık oldukça genç yaşlarda (2545 yaşlar içinde) görülür. Buerger hastalığı olarak malum bu rahatsızlığın bir başka özelliği de sigara içmeyenlerde görülmemesidir. Çavdar mahmuzu zehirlenmesi de tromboza neden olur. Çocuk düşürmek için çavdar mahmuzu alanlarda ara sıra tromboz görülmektedir.

Toplardamar trombozları atardamar trombozlarına nazaran daha sık görülmekte ve daha tehlikeli olmaktadır. Bu çekince yalnız ambolushtimalinden dolayı değildir, bununla beraber çok geniş bir yaş grubunu ilgilendirmesinin sonucudur. Atardamarlarda ateromlara bağlı tromboz tehlikesi ileri yaşlarda belirir. Fakat toplardamar trombozları on yaşla doksan yaş aramda görülebilir. Toplardamar trombozları tam olarak sıhhatli, hiçbir yangısı olmayan damarlarda dahi görülebilir. Trombus toplar! amamı içinde bir çok saatten fazla duracak olursa damarın iç yüzünde şiş (filebit) oluşur. Trombozla filebitin beraber bulunması tromboilebit ismini alır. Bugün bu terim toplardamar trombozlarının genel ismi olarak kullamlmakadır.

Toplardamar trombozları, ya da trombofileoitler tromboamboli (tromboz+amboli) vakasına niçin olabilirler. Bu tür durumlar mahalli ve ikincil olarak sınıflandırılırlar. Mahalli trömbofilebitier hiçbir hastalığı olmayan düzgüsel toplardamarlarda görülür (mesela kol toplardamarlarından birinden iğne ile kan aldıktan sonrasında o bölümde ağrılı bir şişin oluşması). Çoğu zaman bu şiş kendiliğinden yok olur, fakat kimi vakit da damar süresince yayılır; ağrı-sancı ve deride kızarıklık görülür. Damar içi şırıngaları da bu şekilde bir vakaya niçin olabilir. Varisli (toplardamarların bölgesel genişlemeleri) bacaklarda aniden oluşan trombozlar, bacağı bir yere çarpmak benzer biçimde kolay sebeplerin sonucu olabilir.

İkincil toplardamar trombozları daha sık görülür. Burada gene evvelde geçirilen bir hastalık, ya da damarın herhangi bir nedenle zedelenmesinin görevi vardır. Bu mevzuda en fazlaca ameliyat sonrası trombozları önemlidir. Hanımlarda erkeklere oranla daha çok görülür. Bunun sebebi bayanların leğen bölgesi organlarında daha çok sayıda ameliyat geçirmeleri olabilir. Bununla beraber, ameliyat sonrasında hastanın erken ayağa kaldırılması olanakları, ameliyat sonrası trombozlarının oranını çok düşürmüştür.

Doğumdan sonrasında görülen toplardamar trombozları oldukça sıktır. Bilhassa doğum güç olmuşsa, ya da herhangi bir terslik olmuşsa tromboz olasılığı artar. Gebelik esnasında toplardamar trombozu enderdir.

Bulaşıcı hastalıklardan sonrasında yan tesir olarak da toplardamar trombozu görülebilir. Tifo, verem, çocuk felci, beynimiz yangısı benzer biçimde virüs ve bakteri hastalıkları bu duruma niçin olabilir. Uzun devam eden kalp hastalıkları, bilhassa, toplardamar trombozuna, tromboz da ölüme niçin olabilecek akciğer amboluslarına yol açabilir.

Kanserle toplardamar trombozları içinde garip bir ilişki vardır. İlerlemiş kanser hastalarının son zamanlarında toplardamar trombozları görülebilir. Bununla birlikte kanser ameliyatı geçirmiş hastalarda da ameliyat sonrasında söz konusu trombozlar olağandır. Toplardamar trombozları, kimi zaman pankreas ve akciğer kanserlerinin etken belirtileridir. Kanser ve emareleri bu durumdan çok sonrasında ortaya çıkar. Hatta metastaz denilen ikincil kanser odakları oluştuktan sonrasında bu emareler görülebilir. Bu yüzden orta yaşlı bir kişide beklenmedik bir toplardamar Kimi zaman de baldır kaslarında yumuşama ve bacağı yukarı kaldırıp bükme esnasında ağrı-sancı görülür.

Toplardamar trombozlarında en fazlaca korkulan netice akciğer ambolusudur. Fakat akciğer ambolusunun devamlı ölümle sonuçlanmayacağı, üstelik bu şekilde bir durumla karşı karşıya gelme tehlikesinde olan hastalara bu açıdan itina gösterilmesiyle ambolus tehdidinin azaldığını söylemek yerinde olur. Akciğerde oluşan ambolus akciğerin bir kısmının ya da tamamının kanla beslenmesini engeller. Akciğer amboluslarının bir bölümü vücudun müdafa sisteminin etkisiyle çabucak ve kendi kendine erir. Akciğer ambolusunun emareleri, göğüste hafiften çok şiddetliye kadar farklılık gösteren ağrı-sancı, soluma güçlüğü, gerilim düşmesi, süratli fakat kuvvetsiz nabız ve ateştir.

Toplardamar trombozlarının tedavisi daha çok önleme çabalarına dayanır. Bu tür durumlar ameliyat sonrasında hastayı acele ayağa kaldırıp yürütmek, kan, pıhtılaşmasını önleyen ilaçların kullanılması ve oluşmuş bir trombusun ameliyat yöntemleriyle alınmasıdır. Uzun süre yatakta kalması lüzumlu hastalar, bilhassa bir toplardamar dolaşım bozukluğu ya da varis hastalığı var ise, yatakta esnek çorap (varis çorabı benzer biçimde) giyerek yatmalıdırlar.

Son yıllarda ağızdan alınan doğum denetim hapları ile tromboz ve tromboambolus içinde bir ilişki olduğu kanısı doğmuştur. 1967'de meydana getirilen bir incelemede bu şekilde bir birlikteliğin var olabileceği açıklanmıştır. Hapların yapısında bulunan östrojenin bu duruma yol açmış olduğu anlaşılmıştır. 1961'de kalp ve beynimiz damarları hastalıklarında bu madde bolca olarak kullanılmış ve tromboambolus olaylarının artmasına yol açmıştır.

İstatistikler yüksek dozlarda östrojen bulunan hapları almış olan hanımlarda troboambolusun daha çok görüldüğünü göstermektedir. Yetkililer bu ilaçları alan on hanımdan birinde tromboambolus görüldüğünü belirtmektedirler. Bu yüzden yüksek dozda östrojen içeren haplar tehlikeli olduğundan 50 mikrogramdan fazla östrojen içeren doğum denetim hapları kullanılmamalıdır.





  • Vitiligo Hastalığı (ALA) ve Vitiligo Hastalığı Tedavisi


  • Perthes Hastalığı


  • Ankilozan Spondilit (Bechterew Hastalığı / Marie Struempell Hastalığı)


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Tromboz Hastalığı
Tromboz Hastalığı
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/tromboz-hastalg.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/tromboz-hastalg.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content