TIRIS a. 1. Bine. SüRATLİ'nin eşanlamlısı. 2. Tırıs gitmek, hızlı hızlı, koşarcasına yürümek. || Tırıs tırıs, hızlıca; utanmış, ...
TIRIS a.
1. Bine. SüRATLİ'nin eşanlamlısı.
2. Tırıs gitmek, hızlı hızlı, koşarcasına yürümek. || Tırıs tırıs, hızlıca; utanmış, mahcup bir biçimde: Bu.sözler üzerine tırıs tırıs köşesine çekildi. j| Tırısa kalkmak, at sözkonusuysa, tırıs gitmeye başlamak.
*Nalbantl. Tirıs nalı, tırıs koşu hayvanlarına çakılan hafif nal; ön nal oluklu, ince ve geniş kolludur; art nala hayvanın öne kaymasını önlemek için mahmuz takılmıştır. Tırnağın sünbüğe denk gelen bölümü uzun bırakılarak adımın uzaması sağlanır.
1. Bine. SüRATLİ'nin eşanlamlısı.
2. Tırıs gitmek, hızlı hızlı, koşarcasına yürümek. || Tırıs tırıs, hızlıca; utanmış, mahcup bir biçimde: Bu.sözler üzerine tırıs tırıs köşesine çekildi. j| Tırısa kalkmak, at sözkonusuysa, tırıs gitmeye başlamak.
*Nalbantl. Tirıs nalı, tırıs koşu hayvanlarına çakılan hafif nal; ön nal oluklu, ince ve geniş kolludur; art nala hayvanın öne kaymasını önlemek için mahmuz takılmıştır. Tırnağın sünbüğe denk gelen bölümü uzun bırakılarak adımın uzaması sağlanır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR