Türk halkbilimi araştırmalarını güçleştiren başlıca etkenler nedir? T ürkiye’nin cemiyet yapısı Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, son altmı...
Türk halkbilimi araştırmalarını güçleştiren başlıca etkenler nedir?
T
ürkiye’nin cemiyet yapısı Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, son altmış senelik sulh döneminde büyük değişmelere uğramıştır. Nüfus, yılda averaj yarım milyonluk bir artışla, on milyondan kırk beş milyona çıkmış; bir taraftan bu demografik sebeple, bir taraftan da, yurdun bir takım bölgelerinde de olsa, “tarımın makineleşmesi ve uzmanlaşması sonucu, köy nüfusunun fazlası şehirlere akın etmiş; şehirlerde, yozlaşmış bir köy yaşamı ile benimsenememiş, sindirilememiş bir kent yaşamı ortasında kalan topluluklar (gece-kondu toplulukları) meydana gelmiştir
Sanayi gelişmesi sonunda, eski cemiyet şartlarının yaşattığı üretim teknikleri ve onlarla ilgili gelenekler yitip gitmiş, buna karşılık gezim endüstrisi halk zanaatlarına, el sanatlarına hatta söz ve müzik sanatlarına- bunların kendi tabiî şartlarına aykırı, iğreti, yapmacık bir dirilme olanağı elde etmiştir.
gezim endüstrisi
Halk biliminin mevzusu olan töreler, kuruluşlar, sanat yaratmaları, toplumun sanayi öncesi yaşam şartları içinde düzgüsel oluşum ve gelişimlerini yürütürler; onlar üstüne en doğru, en sağlam bilgiler, kendi tabiî şartlrı içinde yaşarken elde edilenlerdir. Türk halkbilimi, geleneklerin o çağına yetişemedi.
Halk biliminin mevzusu olan
Türk halkbilimi
Bugün ise onları ya birer hatıra olarak, belleklerinde ne kaldı ise, anlatanlardan öğreneceğiz, ya da hâlâ sığınıp yaşama olanağı buldukları yerlerde inceleyeceğiz. Adım başlangıcında karşımıza çıkan folklor gösterilerinin, köylü işi diye çarşıda pazarda turistlere yığınla sürülen eşyaların etiketlerine kanmamak gerekir.
folklor gösterilerinin
Somut örneklerle düşüncelerimizi açıklayalım. Türk halk dansları çeşitlenmeleri incelenirken, hanım dansları, adam dansları ve kadın-erkek karışık oynananlar diye üç büyük küme belirir. Türkiye’de ve Avrupa şehirlerinde türlü vesilelerle düzenlenen halk dansları festivallerinde (şimdi bunlara folk dansları diyorlar) bu kümeleme ayrımları yitip gitmiştir; dansların derhal hepsi kadınlı erkekli oynanan oyunlar olmuştur. Bir tek bir festival gösterisi, bir okul müsameresi söz mevzusu olunca bu yolun seçilmesine bir diyeceğimiz yok; içlerinde çok başarıya ulaşmış, çok güzelleri de vardır bunların. Ama, halk danslarının yapılarının, yerli niteliklerinin, işlevlerinin, törenlerle ilişkilerinin incelenmesi söz mevzusu olduğunda, bunlardan biride sağlam belge kıymeti beklenemez; Behçet Kemal Çağlar’m, Ankaralı Âşık Ömer ismi ile yazdığı şiirlerin, çağımızın âşık şiirine örnek olamayacağı benzer biçimde. – Türlü Anadolu bölgelerinden derlenmiş halk türküleri de radyo yayınlarına geçerken aynı akıbete uğruyorlar. Türkü, dinlediğimiz ezgisi ile, sözleri ile nerenindir? ezgisine, yerli gelenekte hangi âlet koşulur? Bir şahıs ile mi, toplu mu söylenir? Sözleri olduğu benzer biçimde kalmış mıdır? kestiremezsiniz. Transistorlar yardımıyla radyonun günümüzde yurdun en ücra köşelerine kadar ulaşmış olduğu düşünülürse, halk türküleri incelemelerinin iyi mi çapraşık sorunlarla karşılaşacağı anlaşılır.
Yeni toplumluk şartlar yerli ve bölgelik nitelikleri ortadan kaldıran yep yeni gelenekler yaratıyor. Bu tür durumlar, halkbiliminin sınırını aşan, toplumbilim araştırmalarma mevzu olacak olgulardır. Üç yıl ilkin İzmir’in bir köyünden iki gencin düğünleri iki ayrı törenle kutlandı: biri köyün içinde, eski geleneklere uygun olarak, diğeri, oğlan ve kız evlerinin şehirli tanıdıkları için, İzmir’de kiraladıkları bir salonda, çalgılı, danslı bir davet şeklinde. Günümüzde köy düğünlerinin de çoğunda otomobil, cip, traktör römorku, eski geleneklerdeki at ve arabanın yerini
alıyor; atlı, arabalı gelin alaylarına özgü pek çok töreler de böylelikle yitmiş oluyor.
Büyük bir emek ve özveriyle hazırlanan internet sitemizden yararlandıysanız. Bir cümlelik bir yorumu da çok görmeyin.
YORUMLAR