Türkşeker - Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.

Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi (Türkiye, Türkşeker diye de anılır) Türkiye'de, tüzel kişilikl...

Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi




(Türkiye, Türkşeker diye de anılır) Türkiye'de, tüzel kişilikli, çalışmalarında özerk, sorumluluğu sermayesiyle sınırı olan iktisadî devlet teşekkülü. 1935'te, Türkiye İş Bankası, Ziraat Bankası ve Sümerbank'ın eşit hisseleriyle şeker üretmek, şeker üretiminde kullanılan ürünleri ürettirmek ya da üretmek suretiyle kuruldu. Daha evvel kurulmuş olan Alpullu, Uşak ve Eskişehir şeker fabrikalarını devralan kuruluşun Türkiye'nin bir çok yerinde şeker ve alkoloit fabrikaları, tohum üretme çiftlikleri, alkoloit, ispirto ve gübre fabrikaları vardır; pek çok anonim firmanın ve kooperatifin iştirakidir.

Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.


Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (özetlemek gerekirse Türkşeker), ana etkenlik alanı kristal şeker üretimi olan ve bünyesinde 25 şeker fabrikası, 5 makina fabrikası, 4 alkol fabrikası, 1 tohum işleme fabrikası, 1 emaf, 1 araştırma enstitüsü barındıran büyük bir kittir. Ortadoğu şeker pazarının %65'ine hakim olan Türkşeker, şekeri şeker pancarından elde etmektedir. Yan ürün küspe hayvancılığın gelişmesini teşvik eder. Başka yan ürün melas ise maya, yem ve alkol sanayisinin en temel hammaddesidir.

Tarihçe


Türkiye'de şeker üretimi ile ilgili emek harcamaları 19. yüzyılın başlarına kadar geri götürmek mümkündür. Bu mevzuda ilk girişim 1839'da Necip Paşa'nın bizzat ilgilenmesi neticesinde bir yapınak kurulması için Almanya'dan makine ve teçhizat getirtmesiyle yapılmış, fakat kendisinin vefat etmesiyle bu etkenlik gerçekleşememiştir. 1840 senesinde Arnavutköylü Dimitri Efendi tarafınca bir başka teşebbüste bulunulmuştur. Bundan sonrasında sırasıyla 1867 senesinde Davutoğlu Karabet'in, 1979 senesinde Fenerler İdaresi Müdürü Michel Paşa'nın, 1890 tarihinde Yusuf Bey'in, asrın sonlarına doğru da Rauf Paşa'nın teşebbüsleri vardır. Bu teşebbüslerden sonrasında, bir takım müteşebbislerin Akşehir civarlarında, Birinci Dünya Savaşı sıralarında da yabancılar tarafınca Adapazarı ve Karacabey havalisinde yapınak etütleri yapmış olduğu görülmüştür. Ankara, Kastamonu, Bursa, Çanakkale, Sivas ve Elâzığ'da meydana getirilen etütler ve nihayet 1917 senesinde kurulan Zenit Şirketi'nin teşebbüsleri de ötekileri şeklinde neticesiz kalmıştır.



Türkiye, gerek Birinci Dünya Savaşı, gerekse Kurtuluş Savaşı esnasında çok büyük şeker sıkıntısı çekmiştir. Bu sıkıntıyı gidermek amacıyla Türkiye'de ulusal özellikte şeker sanayiini kurma girişimleri Cumhuriyet döneminde olmuştur. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması'nın getirmiş olduğu geniş olanaklar şeker sanayiin kurulmasına neden olan ilk hareketlere zemin hazırlamıştır. Pek çok müteşebbisin katılımıyla 19 Nisan 1923 senesinde "Uşak Terakkii Ziraat T.A.Ş." kurulmuştur. 1925 senesinde çıkarılan 601 numaralı kanunla; şeker fabrikası kurulması teşvik edilmiş, şeker fabrikası oluşturmak isteyen hususi girişimcilere ayrıcalıklar tanınmış, şeker ithalatı zorlaştırılmıştır. Böylelikle Lozan Antlaşması'nın hükümleri, devletin gümrük tarifeleri serbestisini kullanmasını ve bu nedenle şeker ithalat vergisini artırmasını beş yıl için kısıtlarken çıkarılan bu kanunla şeker üretimini desteklemek için türlü ayrıcalıklar getirmiştir. Ulaştırma ve ziraat sektörlerini de canlandıracak olan şeker üretiminin devlet tarafınca böylelikle desteklenmesi şüphesiz ki rastlantı değildir. Nitekim Hükümet tarafınca Büyük Millet Meclisi'ne sunulan lüzumlu sebepler layihası ve Tecim - Kavanini Maliye ve Muvazene-i Maliye Encümenleri'nin mazbatalarında şeker üretiminin ülke ekonomisi için fikredilen yarar ve gayeleri son aşama önemlidir.



5 Nisan 1925 tarih ve 601 sayılı kanunla şeker fabrikaları, tanınan ayrıcalık ve muafiyetlerle devlet himayesine alınınca 6 Aralık 1925 senesinde Uşaklı Molla Ömerzade Nuri öncülüğünde Uşak Şeker Fabrikası'nın temelleri atıldı. Bu tarihten kısa bir süre sonrasında başka bir müteşebbis kurul tarafınca kurulan "İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş." tarafınca 22 Ocak 1925'de Alpullu Şeker Fabrikası'nın temelleri atıldı. 26 Kasım 1926'da Alpulu Şeker Fabrikası'nın, 17 Aralık 1926'da da Uşak Şeker Fabrikası'nın açılış törenleri yapılmış oldu. 1926 senesinde açılan bu iki fabrikadan 7 yıl sonrasında 1 Şubat 1933'de Eskişehir Şeker Fabrikası'nın temeli atılarak, 5 Aralık 1933'te açılışı yapılmıştır. Eskişehir Şeker Fabrikası'nın montajı devam ederken 7 Ekim 1933'de Turhal Şeker Fabrikası'nın temeli atılmış, 19 Ekim 1935'te de açılış töreni yapılmıştır. Bu dört şeker fabrikası 1935 senesinde "Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş." adıyla bileştirildi.










  • Hangi meyve ve sebze Türkiye'nin neresinde yetiştirilir, fabrikaları nerededir?


  • Şeker-şeker çözeltisinin, süzme yöntemiyle ayrılmamasının sebebi nedir?


  • Şişecam - Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.



TüRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş.
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi




1935 senesinde, 440 sayılı yasayla kurulan, Endüstri ve Tecim Bakanlığı'na bağlı iktisadî devlet teşekkülü. Her tür şeker fabrikası oluşturmak, bunlarla ilgili yan sanayileri geliştirmek, şeker sanayiinin gerektirdiği ziraat işleriyle uğraşmak ve bu alanda çalışanlara yardım olmak amacıyla kurulmuştur. Genel müdürlüğü Ankara'dadır. Kuruluşun başlangıcında bir genel müdür ve üç yardımcısı vardır. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., kuruluşundan derhal sonrasında, Uşak, Alpullu, Eskişehir ve Turhal şeker fabrikalarını devraldı. 1950'den sonrasında yeni şeker fabrikaları kurma girişiminde bulundu ve on yıl içinde sekiz şeker fabrikası kurdu. Bu tür durumlar Ankara, Burdur, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Kastamonu, Malatya ve Susurluk şeker fabrikalarıdır. Bir süre sonra hususi Adapazarı, Amasya, Kayseri, Konya ve Kütahya şeker fabrikalarının kuruluşuna katıldı ve bunların yönetimini üstlendi.


KURULUŞ ve TARİHÇE

Türkiye'de Şeker Fabrikaları kurulması amacıyla Osmanlı İmparatorluğu zamanında (1840-1899) ve ondan sonraki yıllarda bir takım teşebbüsler olmuştur. Ama bu teşebbüslerden hiçbirisi uygulama alanına konulamamış ve bir talep olmaktan ileri gidememiştir.


Şeker Fabrikaları kurma teşebbüslerinin gerçekleşebilmesi fakat, Büyük Önderimiz ATATüRK'ün kurduğu Cumhuriyet periyodunun sağlamış olduğu geniş imkanlar yardımıyla olabilmiştir. Bu istikametteki ilk samimi girişim Uşak'lı Molla Ömeroğlu Nuri (Şeker) isminde bir ziraatçi tarafınca başlatılmıştır.

Uşak'ta yerel pek çok müteşebbisin iştiraki ile 19.4.1923 tarihinde 600.000 TL ana para ile kurulan ' Uşak Terakki Ziraat T.A.Ş. ' 6.11.1925 tarihinde ilk Şeker Fabrikasının temelini atmış ve yapınak 17.12.1926 tarihinde işletmeye açılmıştır.


Uşak'ta Şeker Fabrikası kurma emek harcamaları devam ederken gene aynı yıllarda İstanbul'da da hususi şahısların ve bir takım ulusal bankaların iştiraki ile 14.6.1925 'de 500.000 TL sermayeli "İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş." kurulmuştur. 22.Aralık.1925 tarihinde Alpullu Şeker Fabrikasının temeli atılarak onbir ayda fabrikanın montajı bitirilmiş ve 26.11.1926 tarihinde yapınak işletmeye açılarak ilk Türk şekerini üretmiştir.

usak1



1933 yılına kadar ülkemizin şeker ihtiyacı bu iki fabrikanın üretimi ile kısmen karşılanmıştır. Bu iki yapınak ile pancar tarımında ve şeker fabrikası işletmesinde fazlaca tecrübeler edinilmiş olduğundan yeni şeker fabrikaları kurulması lüzumlu görülmüştür.


Ulusal bankalarımızdan bazılarının ortaklığı ile iki şirket teşekkül ettirilmiş ve ekranda görülen pencereden "Anadolu Şeker Fabrikaları T.A.Ş." 5.12.1933 tarihinde Eskişehir Şeker Fabrikasını işletmeye açmıştır.

Başka bir şirket olan " Turhal Şeker Fabrikası T.A.Ş. " de 19.10.1934 tarihinde Turhal Şeker Fabrikasını işletmeye açmıştır.


Tarımsal , teknik ve yönetimsel çalışmaların koordine edilmesi, ana para larının birleştirilmesi amacıyla ayrı firmalar halindeki dört şeker fabrikası, üç ulusal bankamızın eşit paylarla ortak oldukları tek bir şirket çatısı altında toplanmıştır.22 milyon TL sermayeli TüRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. olarak dört ayrı yapınak bu şirket tarafınca devralınmıştır.


Şeker üretim faaliyetleri 1950 yılına kadar bazen tevsi edilen dört şeker fabrikası ile yürütülmüştür . Her yıl artan şeker ihtiyacının tamamen yerli üretimle karşılanabilmesi için 1951 senesinde hazırlanan " Şeker Sanayii'nin Tevsi Programı" ile yeni şeker fabrikaları kurulması dönemine girilmiştir. Başka taraftan da pancar ekicilerinin teşkilatlandırılması amacıyla ziraat kesiminde toplumsal dayanışmanın bir örneği olan kooperatifleşme hareketi başlatılmıştır.


1951-1956 yıllarını kapsayan dönemde toplam onbir yeni şeker fabrikasıinşa edilerek , 1956 senesinde yapınak sayısı onbeşe ulaşmıştır. 1962 senesinde Ankara Şeker Fabrikası ve 1963 senesinde da Kastamonu Şeker Fabrikası, sanayiimizin geliştirilen bir makina fabrikası ile iki atölyede %65'i yapım edilerek işletmeye alınmışlardır. ülkemizin nüfus artışına paralel olarak artan şeker ihtiyacını temin etmek amacıyla yeni şeker fabrikaları kurulması öngörülerek 1977'de Afyon, 1982'de Muş ve Ilgın , 1983'de Bor, 1984'de Ağrı-sancı ve 1985 senesinde da Elbistan Şeker Fabrikalarının %95'e varan makina ve tesisleri mevcut beş makina fabrikasında yapım edilerek işletmeye alınmışlardır.


Bir süre sonra sırasıyla 1989 senesinde Erciş, Ereğli ve Çarşamba Şeker Fabrikaları, 1991 senesinde Çorum, 1993 yılnda Kars, 1998 senesinde Yozgat ve 2001 senesinde ise Kırşehir Şeker Fabrikaları işletmeye açılmıştır.


Cumhuriyet Periyodu Türkiye'de Pancar Şekeri üretimi ve Teknolojileri


Özet

İlk şeker fabrikası, - Osmanlı İmparatorluğundaki teşebbüslerden ayrı olarak - Büyük Zaferin kazanılması üstünden hemen hemen altı ay geçmiş iken Uşak'ta Nuri Şeker'in öncülüğünde başlamış olan faaliyetler sonucunda 17.12.1926 da açılmıştır. Eşzamanlı olarak başlamış olan bir girişim ise Alpullu'da daha erken bir tarihte sonuca ulaşmış ve yapınak 26.11.1926 da işletmeye açılarak ilk Türk şekerini üretmiştir.30'lu yılların başına kadar bu iki yapınak ülke gereksinimini kısmen karşılamıştır.Eskişehir ve Turhal Şeker Fabrikaları bu zamanda kurulur. 1950 sonrası açılan fabrikalarla sayı onbeşe ulaşır. Bugün otuz Şeker Fabrikası etkenlik göstermektedir.

Giriş

Şeker, yetiştirilmesi ve hasatı oldukça zahmetli “şeker pancarı†bitkisinin kök gövdesinden elde edilmektedir. Şeker pancarı, gene, yetiştirilmesi kadar zahmetli olan, yapınış basamaklarından geçirilerek “beyaz şeker†olarak çuvala girmektedir.

Bütün ülkelerde şeker üretiminden ana başlıklar

Sigismund Marggraf 1747'de pancar şekerini ilk elde eden şahıs olmasına karşın bu konuyu sanayiye tatbik eden talebesi Franz Karl Achard olmuştur(1796).


Avrupa'da 1830'daki şeker sanayiinin kalkınmasına paralel olarak devletimizde 1840'lı yıllarda ilk şeker fabrikası kurulması girişimi biliniyor. Bu tarihte Arnavutköylü Dimitri Efendi, İstanbul yakınında bir şeker fabrikası oluşturmak için faaliyete geçmiş. Hatta 11. Mart 1840 tarihindeki bir tutanak ile Nafıa Nezareti tarafınca Dimitri Efendiye Rumeli ve Anadolu'da şeker pancarı yetiştirmek ve bundan şeker yapmak için on senelik bir ayrıcalık bilinmektedir. İkinci girişimin 1867'de Davudoğlu Karabet tarafınca yapıldığı bilinmekle birlikte buna dair belge bulunamamıştır; bir tek dokuz maddelik bir şartname mevcuttur. Şartnamenin maddeleri içinde o zamanki inanışlarımıza ışık tutan garip hususlar vardır: Mesela şerbet arıtımında kullarnılacak akmtif kömürün sığır ya da koyun kemiğinden yapılabileceği, başka hayvanların kullanılamayacağı koşul koşulmuştur. Zira domuz kemiği konulursa şeker dinen mekruh olurdu.


Bu vaziyet aynı zamanda şerbet süzme işlemlerinde günümüzde kullanılan “kizelgurâ€un yerine o zamanlar etken karbon kullanıldığı anlamına gelmektedir. Şeker sanayinin bünyesinde kizelgur üretimi de yapılıyordu fakat bu gün şeker endüstri dışından temin edilmekte olan “perlit†süzme işlemlerinde yerini almıştır.


PANCAR ŞEKERİ FABRİKASYONU

Şekerin Hammaddesi

Şeker üretimi ilk kez şeker kamışı (saccarum officinarum) bitkisinden Cenup Asya'da yapılmış ve oradan dünyaya yayılmıştır. Yurdumuzun iklim koşulları şeker kamışı bitkisini ekonomik olarak yetiştirilmesine elverişli değildir. Dünyanın ılıman ve serin olan şimal yarım küresi şeker pancarının (beta vulgaris) alanıdır. Büyük araştırma ve bilimsel çalışmalarla ekonomik kıymet kazardırılan şeker pancarı iki senelik bir bitkidir. Birninci yılda büyükçe bir kazık kök oluşturan nebat ikinci yılda dallanır çiçek açarak tohum verir.


Şeker pancarı yüzyıllarca sebze olarak kullanılmışkan 1747 senesinde Berlinli Marggraf pancarı islah ederek şeker üretimi oluşumlarına başladığı süre pancar kökünde bir tek % 0.5-1,5 oranında şeker vardı. Günümüze kadar devamlı çalışmalarla şeker pancarı türlerinde şeker oranı % 14-25'e kadar yükseltilmiştir. Şeker pancarı bitkisinin bir takım yabani türlerinin menşei Anadolu olduğundan yurdumuz şeker pancarı tarımına çok elverişlidir.


Pancarın Fabrikaya Ulaştırılması
Şekerin fabrikasyonu süreci tarladan hasadı meydana getirilen pancarın fabrikaya getirilmesinden sonrasıdır: Yapınak sahasına ulaşan pancar, ilkin silolanır, sonrasında destek tesisler vesilesiyle pancar yüzdürme kanalına sevk edilir. Pancarın silolardan fabrikaya ulaştırılması için kendi ağırlığının minimum sekiz-on katı kadar su harcanır. Pancarın su ile sevk edilmesi esnasında pancar bununla birlikte üstündeki kum ve toprağın bir kısmından da kurutulur.


Silolarla yapınak içinde; pancar akımını ayarlamaya yarayan “pancar ayar çarkıâ€, fabrikaya pancarla gelen taşları ve otları ayıklayan bir “taş tutucu†ve bir “ot tutucu†mevcuttur.


Pancarın kıyılması
Fabrikaya ulaşan pancar bir pancar pompası ile “yıkama teknesine†alınır, yıkama teknesinin çıkış ucuna ulaşan pancar bir elevatörle “ pancar bunkerâ€ine göç eder. Bunkerin alt kısmındaki bıçaklardan “pancar kıyımı†olarak çıkar. Kıyım haline gelmiş pancar üstünde otomatikman tartıldığı kıyım bandı ile difüzöre (difüzyon kulesi) doğru gider.

Şerbet üretimi
Pancar kıyımı difüzöre girmeden ilkin difüzyon sıcaklığına yaklaşması için haşlama teknesinde ilkin “ham şerbet†ile işlem edilir. Şeker fabrikalarında pancar kıyımındaki şekerin sıcak su aracılığı ile alınmasını elde eden tesislere difüzyon aleti ismi verilir. Difüzyon cihazlarında 73-75 C lerindeki sıcak su ile temasa gelen pancar kıyımındaki şeker difüzyon vakası gereğince konsantrasyonu yüksek olan ortamdan, yüksek ısı sebebiyle denature olmuş hücrelerden, konyantrasyonu az olan ortama, şu demek oluyor ki sıcak suya geçer.


Son yıllarda çok türlü difüzör tipleri geliştirilmiştir. Tüm difüzyon cihazları ters akım prensibine bakılırsa çalışır. Pancar kıyımı difüzor içinde aşağıdan yukarı helezon ile taşınırken ters yönden gelen sıcak su ile karşılaşır ve şekerini suya bırakır. Yeterince şekersizlendirilmiş olarak difüzyon cihazını terk eden pancar kıyımı küspe preslerinden geçirilerek bünyesindeki suyun fazlasından kurtarılır. Sıkılmış küspe ya hayvan yemi olarak direkt çiftçiye verilir ya da uzun solukta yararlanılacak şekle getirilmek suretiyle küspe kurutma tesisine iletilir.


Şerbet arıtımı
Difüzyon aletinden çekilen ham şerbet gri-siyah renkli, oldukça viskoz , % 12-17 içinde çözülmüş madde ve pancar kırıntıları ve doku parçacıkları kapsayan , duru olmayan bir şeker çözeltisidir. Ham şerbet, ilkin pancar kırıntılarıyla doku parçacıklarından temizlenmek suretiyle çok ince metal süzgeçlerden geçirilir, buna “mekanik arıtım†denilir. Aslolan arıtım kimyasal usullerle meydana getirilen arıtımdır. Şerbet arıtımı ile ulaşılmak istenen başlıca gaye ham şerbette bulunan şeker dışı maddeleri(şdm) şerbetten ayırmak ve bu surette arılık derecesi olabildiğince yüksek bir şerbet elde etmektir.

Şeker teknolojisinde, “arılık derecesi†deyimi, bir şeker çözeltisini kapsadığı tüm kuru madde içindeki şekerin yüzde payıdır.


Ham şerbetin arıtımı kireçle yapılır. Bu hususta şimdiye kadar çok türlü maddeler denenmişse de sonunda kirecin hem iktisat hem de teknoloji açısından en elverişli seçenek olduğu anlaşılmıştır. Her şeker fabrikasında kirecin taze olarak hazırlanması için kireç ocakları vardır. Bu ocaklar çağdaş ve otomatik tesislerdir. Ocağa üst taraftan verilen kireç taşı (CaCO3) -kok ( C ) karışımı ocağın yanma bölgesinde hava akımı ile yanar ve bu tepki sonunda kireç (CaO) ve karbon dioksit (CO2) meydana gelir. Elde edilmiş kireç otomatik aygıtlarda söndürülerek kireç sütü ( Ca(OH)2) haline getirilir ve ham şerbetin arıtımında kullanılmak suretiyle fabrikadaki kireçleme istasyonuna iletilir. Kireç ocağında, yanma esnasında açığa çıkan karbondioksit gazı dışarı atılmaz, hususi pompalarla emilir, yıkanır ve fabrikada satürasyon (karbonatlama) istasyonuna iletilir.


Kireçleme işlemi iki aşama olarak yapılır. Kireçlemenin gayesi ham şerbetteki kolloidleri pıhtılaştırmak ve organik asitleri çözünmeyen kireç tuzları haline getirerek çökeltmektir.


Ham şerbete ilave edilen kireçten reaksiyona katılmayan kısmın şerbetten yine uzaklaştırılması gerekir. Bu da tabii olarak süzme yöntemiyle sağlanır. Ama iyi ve rahat bir süzme işlemi için şerbetteki kireç fazlasının karbondioksit yardımıyla kalsiyum karbonat haline getirilmesi gerekir. Karbonatlama ismi verilen bu işlem, satürasyon istasyonunda, dikey kazanlar içinde yapılır. Bu karbonatlama işlemi de daha iyi netice alabilmek amacıyla iki kademede yapılır. Birinci karbonatlama işlemi sonucu elde edilen çamurlu şerbet balçık preslerinden ya da döner süzgeçlerden geçirilmek suretiyle, pıhtılaşmış kolloidleri organik asitlerin kalsiyum tuzlarını ve ham şerbet içindeki mikroorganizmaları da beraber sürüklemiş olan kireç çamurundan ayrılır. Daha uygun bir şekilde yürütülen ikinci karbonatlama sonunda elde edilmiş şerbet, süzüldükten sonrasında “sulu şerbet†ismini alır.


Sulu Şerbetin Buharlaştırılması

Sulu şerbet, %12-15 oranlarında kuru madde kapsayan açık sarı renkli, duru bir şeker çözeltisidir. Çok seyreltik olması sebebiyle, sulu şerbet, direkt doğruya pişirme istasyonunda işlenmeye elverişli değildir. Bu yüzden sulu şerbet hususi buharlaştırma istasyonunda kaynatılmak suretiyle, % 60-65 ve hatta bir takım hallerde % 70 oranında kuru madde kapsayan bir çözelti haline gelinceye kadar buharlaştırılır. Bu suretle ele geçen yüksek derişimli şeker çözeltisine “ koyu şerbet†ismi verilir.

Şekerin Kristallendirilmesi
Kristalizasyon, kimya sanayinde devamlı kullanılan bir fizyolojik arıtım şeklidir. Belirgin bir arılık derecesindeki bir şeker çözeltisinden - mesela koyu şerbetten- kristalizasyon yöntemiyle elde edilmiş şekerin arılığı, orijinal çözeltinin (koyu şerbetin) arılığından daha yüksektir. Buna karşılık kristalizasyondan, orijinal şeker çözeltisine - şu demek oluyor ki koyu şerbete- oranla daha az bir arılık derecesinde olan bir ana şurup kalır. Bu ana şurupla meydana getirilen ikinci bir kristalizasyon sonunda elde edilmiş ikinci ana şurup ya da duruma bakılırsa, üçüncü kristalizasyon sonunda elde edilen üçüncü ana şurup geriye kalan yüksek oranda şeker kapsayan bir çözelti olmasına karşın, kristalizasyona elverişli olmayan, az arılık derecesinde bir çözeltidir. Şeker sanayinde buna son şurup ya da “melas†denilir.

Şeker sanayinde kristalizasyon işlemi vakum altında çalışan ve bir buğu kamarası aracılığı ile ısıtılan dikey kazanlarda yapılır. Yüksek konsantrosyonlu (derişik) bir şeker çözeltisi düzgüsel tazyik altında, 100 C'- den yüksek sıcaklıkta fakat kaynayabilir. Oysa bu şekilde yüksek bir sıcaklıkta kaynatılan şeker çözeltisinde şeker, sıcaklığın etkisiyle parçalanır. Bu konuyu önlemek ise fakat kaynatma işleminin az sıcaklıklarda şu demek oluyor ki vakum altında yapılmasıyla mümkündür. Bu yüzden şekerin kristallendirilmesine yarayan bu kazanlara “vakum kazanları†da denir. Uygulamada devamlı bir hareket altında yürütülen bu kristallendirme işine “pişirim†ismi verilmiştir. Pişirim sonunda elde edilen çok koyu, kristalli kütleye ise “lapa†denir. Vakum cihazlarında pişirimi tamamlanan lapa yatık silindir şeklindeki dinlendirme kaplarına boşaltılır. Dinlendirme kapları, lapayı devamlı hareket halinde tutan bir karıştırma tertibatı ile donatılmıştır. Dinlendirmenin gayesi lapanın sıcaklığının düşürülmesi ve bununla birlikte kristalizasyonun geliştirilmesidir. Kristalizasyonu tamamlanmış olan lapa yüksek devirli santrüfüjlerden geçirilir ve bu surette ana şurupla kristal hacmi birisi birinden ayrılır. Arılık derecesi bu suretle oldukça yükseltilmiş bulunmasına karşın bu şeker ürünü, gene de tüketime elverişli özellikte değilidir. Şeker teknolojisinde bu şekilde ara ürünlere “ham şeker†ismi verilir. Bu ara ürünler yine suda çözülerek “ Klere†ismi verilen arılık dereceleri yüksek şeker çözeltileri hazırlanmış olur. Yarı yarıya (ya da küçük çapta daha değişik oranlarda) koyu şerbet ve klere karışımının pişirilmesiyle elde edilmiş ürüne “beyaz şeker †denilir. Fabrikalarımızda üretilen krislal şeker aslen, ak şekerdir.


Tamamen klereden elde edilmiş ürüne ise “rafine şeker†denir. Fabrikalarımızın üretimi olan küp şeker ise rafine şekerdir.


Santrifüjü oldukça ıslak olarak terkeden kristal şeker ilkin çağdaş aygıtlarda kurutulur, elenir ve tartıldıktan sonrasında ambalajlanır.


Santrifüjden gene ıslak olarak ayrılan rafine şeker preslerden geçirilmek suretiyle minik ve muntazam parçalar halinde kalıplanır, kurutulur ve çağdaş ve otomatik aygıtlarda minik kutular içinde ambalajlanır.


Kalite ve İşletme Denetim
Bir şeker fabrikasında tertipli ve verimli bir çalışmanın sağlanması ve sürdürülmesi için tüm faaliyetlerin ve şeker fabrikasyonunun hem maliyet hem üretim ve zayiat açısından devamlı ve dikkatli bir denetim altında tutulması gerekir. Fabrikalarda, yapınış esnasında yapılması ihtiyaç duyulan denetim görevi laboratuvara verilmiştir. Her türlü çağdaş denetim ve çözümleme cihazlarıyla donatılmış bulunan laboratuvar, tüm kampanya süresince fabrikasyonun her kademesini devamlı bir denetim altında tutmak suretiyle normalin üstünde olan herhangi bir şeker kaybını saptar ve bunun önlenmesi olanağını sağlar.

Şeker Fabrikalarının Tekno-kültürel Tesirleri

Yurdumuzda şeker pancarı tarımı Cumhuriyetle adım atmıştır. Müessese yıllarında devletimizde ziraat tekniği çok geri ve pancar verimleri çok düşüktü. Türkiye Şeker Sanayini seneler süresince kontrollu bir teknik ziraat sistemini uygulaması ve çifitçimizin bu sitemi benimsemesi sonucu bugün pancar verimi Avrupa düzeyine ulaşmıştır.Yurdumuzda hiçbir kültür bitkisinde bu kadar verim artışı sağlanamadığı bir gerçektir. Sanayinin yapınak dışındaki üretim süreçlerine ve ziraata bu kadar pozitif yönde tesir ve katkısı Türk Şeker Sanayinin özenle vurgulanması ihtiyaç duyulan bir yönüdür.


Bu şartları ziraat yaşamının sosyo-kültürel yönünü bölgesel kalkınma, istihdam, ev ekonomisine katkılar, eğitim ve spor etkinlik ve kuruluşları yöntemiyle etkilemiştir. Şeker fabrikalarının kuruluşundaki ana hedef, yalnız ülkenin şeker gereksinimini karşılamak değildir, tarımı ve bu nedenle ziraatçiyi kalkındırmak olmuştur.


Şeker sanayii kuruluşundan itibaren araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ehemmiyet vermiştir. Şeker Enstitüsü hem ziraat hem de teknoloji araştırmalarını sürdürmektedir.


Şeker Endüstri bir makina imalat endüstrisini bizzat geliştirme yönünü seçmiştir. Kendi bünyesindeki makina imalatı, şeker fabrikalarının yedek parça gereksinimlerini karşılamak amacıyla başlatılmıştır. Bu maksatla ülkenin pancar tarımına elverişli ve genel olarak endüstri merkezlerinden uzak bölgelerinde bulunan şeker fabrikaları ile beraber minik çapta onarım atölyesi durumunda kurulmuştur. Nüfus ve ulusal gelir artışına paralel olarak büyüyen şeker gereksiniminin tamamen ülke içinde karşılanması için, yeni fabrikaların kurulmasına ve mevcut fabrikaların ise tevsi ve modernizasyonuna gereksinim duyulmuştur.

Bugün mevcut beş makina fabrikasında, topyekün şeker fabrikası anahtar teslimi olarak yapılabilmektedir. Sanayinin başka kollarına da katkı sağlanmaktadır.



Uşak Şeker Fabrikası




Uşak eşrafından Mehmet HACIM ve arkadaşları tarafınca bir Anonim Şirket olarak kurulan şeker fabrikasıdır. Türkiye'nin ilk şeker fabrikası olarak bilinir. Cumhuriyet'in kurulması ve gelişmesi döneminde mühim bir kilometre taşıdır. Tüm Uşak halkı kurulmasına katkıda bulunmuştur. Ekonomik gücü olan her Uşaklı bu girişime katkıda bulunmuştur. Yapınak, etkinliğini günümüzde de sürdürmektedir.


Fabrikanın ismi bir süre sonrasında "Nuri Şeker" olarak değiştirilmiştir. Müessese çalışmalarının izlenmesi amacıyla Ankara'ya gönderilen Şeker, sonraları fabrikanın kurucusu olarak anılmaya adım atmıştır. Tüm Uşaklıların katkılarıyla kurulmuş olan ve Kurtuluş Savaşı sonrası dayanışmanın bir ürünü olarak ortaya çıkan fabrikanın en büyük ortağı Mehmet HACIM'dır. CHP döneminde devletleştirilen yapınak Uşak'ın en mühim kurumlarından birisi olma hususi durumunu korumaktadır.



Sebep: düzenlendi.






  • Hangi meyve ve sebze Türkiye'nin neresinde yetiştirilir, fabrikaları nerededir?


  • Şeker-şeker çözeltisinin, süzme yöntemiyle ayrılmamasının sebebi nedir?


  • Şişecam - Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.


Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Türkşeker - Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.
Türkşeker - Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/usak1.gif
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/turkseker-turkiye-seker-fabrikalar-as.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/turkseker-turkiye-seker-fabrikalar-as.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content