üFüRMEK 1. Nefesi hızla dışarı vermek, üflemek: Sigarasının dumanını yüzüme üfürdü. 2. Bir hava akımı, bir esintiyle yerinden uzak...
üFüRMEK
1. Nefesi hızla dışarı vermek, üflemek: Sigarasının dumanını yüzüme üfürdü.
2. Bir hava akımı, bir esintiyle yerinden uzaklaştırmak: Rüzgar yerden kaldırdığı tozları açık kalan pencereden içeri ûfûrüyordu.
Bir esintiden söz ederken, esmek, açık bir yerden içeri girmek; Bütün immrelerden rüzgâr üfürüyor.
1. Nefesi hızla dışarı vermek, üflemek: Sigarasının dumanını yüzüme üfürdü.
2. Bir hava akımı, bir esintiyle yerinden uzaklaştırmak: Rüzgar yerden kaldırdığı tozları açık kalan pencereden içeri ûfûrüyordu.
Bir esintiden söz ederken, esmek, açık bir yerden içeri girmek; Bütün immrelerden rüzgâr üfürüyor.
Kaynak: Büyük Larousse
Sebep: Yazım yanlışı!
YORUMLAR