ilk demiryolu tarihi ülkemizde İlk Demiryolu hakkında Türk Demiryolu Tarihi, 1856 yılında başlar. İlk demiryolu hattı olan 130 km...
ilk demiryolu tarihi
ülkemizde İlk Demiryolu hakkında
Türk Demiryolu Tarihi, 1856 yılında başlar. İlk demiryolu hattı olan 130 km'lik İzmir - Aydın hattına ilk kazma bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla bu yılda vurulmuştu. Bu hattın seçimi nedensiz değildi. İzmir-Aydın yöresi diğer yörelere göre nüfus bakımından kalabalık, ticari potansiyeli yüksek, İngiliz pazarı olmaya elverişli etnik unsurların yaşadığı, İngiliz sanayisinin gereksinim duydugu ham maddeye kolay ulasilabilecek bir yöreydi. Ayrica Ortadoğu'nun kontrol altına alınarak Hindistan yollarının denetimi alınması bakımında da stratejik bir öneme sahipti. Osmanlı Devletinde demiryolu imtiyazi verilen İngiliz, Fransız ve Almanların ayrı ayrı etki alanları oluştu. Fransa; Kuzey Yunanistan, Batı ve Güney Anadolu ile Suriye'de, İngiltere; Romanya, Batı Anadolu, Irak ve Basra Körfezinde, Almanya; Trakya, İç Anadolu ve Mezopotamya'da etki alanları oluşturdu. Batılı sermayedarlar, sanayi devrimi ile çok önemli ve stratejik bir ulaşım yolu olan demiryolunu tekstil sanayinin hammaddesi olan tarım ürünlerini ve önemli madenleri en hızlı biçimde limanlara, oradan da kendi ülkelerine ulaştırmak için inşa ettiler. üstelik, km başına kar güvencesi, demiryolunun 20 km çevresindeki maden ocaklarının işletilmesi vb. imtiyazlar alarak demiryolu insaatlarını yaygınlaştırdılar. Dolayısıyla Osmanlı Topraklarında yapılan demiryolu hatları, geçtiği güzergahlar bu ülkelerin iktisadi ve siyasi amaçlarına göre biçimlendirildi.
1876'dan 1909'a kadar tam 33 yıl Osmanlı Padişahı olan Sultan II. Abdülhamid hatıralarında şunları ifade ediyor; "Bütün kuvvetimle Anadolu Demiryollarının inşasına hız verdim. Bu yolun gayesi Mezopotamya ve Bağdat'ı, Anadolu'ya bağlamak, İran Körfezine kadar ulaşmaktır. Alman yardımı sayesinde bu başarılmıştır. Eskiden tarlalarda çürüyen hububat şimdi iyi sürüm bulmaktadır, madenlerimiz dünya piyasasina arzedilmektedir. Anadolu için iyi bir istikbal hazırlanmıştır. İmparatorluğumuz dahilindeki demiryollarının inşatı mevzuunda büyük devletler arasındaki rekabet çok garip ve şüphe davet edicidir. Her ne kadar büyük devletler itiraf etmek istemiyorlarsa da bu demiryollarının ehemmiyeti yalnızca iktisadi değil, ayni zamanda siyasidir."
İlk mabet, ilk ezan, ilk cami hakkında bilgi verir misiniz?
ülkemizde geçen yaz mevsimi hakkında bilgi verir misiniz?
ülkemizde asker uğurlama törenleri hakkında bilgi verir misiniz?
Osmanlı'nın ilk kez borç aldığı 1854 yılından ödeme güçlüğü durumuna düştüğü 1870 (Düyun-u Umumi) yıllarına kadar olan dönemde, çeşitli İngiliz ve Avusturya şirketleri geleceğini parlak olarak gördükleri demiryolları inşaatlarına girişmişler. Kahire - İskenderiye, İzmir - Aydın, Beyrut, Halep, Bursa, Mudanya, Köstence-Çernavoda, İzmir - Kasaba demiryolları 1850-60 yılları arasında farklı İngiliz şirketlerince yapılıyor. Yabancılar bizden para falan istemeden (biraz da 1980'lerde Özal'ın yeniden icat ettiği "yap işlet devret" formülüne benzer şekilde) işe girişiyorlar. 1871-1883 Şark Rumeli hattı Avusturyalı Baron Hirsch ile bir Fransız şirketine, İzmir-Ankara hattı yapım işi 1888 tarihli fermanla Alfred Kautla'ya 99 yıl süreyle ve kilometre garantisi ile veriliyor. Düzenli ulaşım böylece 19. yüzyılın sonunda Osmanlı ülkesinin ana merkezleri arasında büyük ölçüde başlamış oluyor.
Ancak kısa bir süre sonra Birinci Dünya Savaşı çıkıyor. Bu şirketler savaş sırasında karşımızda kalan ülkelerin insanlarına ait olması dolayısıyla demiryolu hatlarının çoğuna el konulmuş. Kasım 1918'de İstanbul işgal ediliyor, Ekim 1923'de ise İstanbul düşman (İngiliz) işgalinden kurtarılıyor. Cumhuriyet hükumeti hızla eksik kalan demiryollarının inşasına başlamış. Kamulaştırmalara rağmen 1929'da yabancı şirketlerin imtiyazında kalmış olan yollar, Devlet Demiryolları Müdüriyeti Umumiyesi imtiyazındaki yollar kadar. (Yani yerli ve yabancı işletme yaklaşık eşit kilometre sayısına sahip). Cumhuriyetin "10'uncu yıl marşında" söylenen "yurdu demir ağlarla örme" hadisesi de aslında yabancılar tarafından başlatılan o çalışmaların aynı altyapıya göre sürdürülmesi hadisesidir. 1941 de yabancı işletme ancak % 8 kadar kalıyor, 1948 de ise tümü devletleştiriliyor. Tümünün devletleştirilmiş olduğu 1948 yılından hızlı tren hattına başlandığı 21nci yüzyıla kadar geçen yarım yüzyılda demir yollarımızda önemli herhangi bir gelişme olduğunu söyleyemeyiz.
Ancak kısa bir süre sonra Birinci Dünya Savaşı çıkıyor. Bu şirketler savaş sırasında karşımızda kalan ülkelerin insanlarına ait olması dolayısıyla demiryolu hatlarının çoğuna el konulmuş. Kasım 1918'de İstanbul işgal ediliyor, Ekim 1923'de ise İstanbul düşman (İngiliz) işgalinden kurtarılıyor. Cumhuriyet hükumeti hızla eksik kalan demiryollarının inşasına başlamış. Kamulaştırmalara rağmen 1929'da yabancı şirketlerin imtiyazında kalmış olan yollar, Devlet Demiryolları Müdüriyeti Umumiyesi imtiyazındaki yollar kadar. (Yani yerli ve yabancı işletme yaklaşık eşit kilometre sayısına sahip). Cumhuriyetin "10'uncu yıl marşında" söylenen "yurdu demir ağlarla örme" hadisesi de aslında yabancılar tarafından başlatılan o çalışmaların aynı altyapıya göre sürdürülmesi hadisesidir. 1941 de yabancı işletme ancak % 8 kadar kalıyor, 1948 de ise tümü devletleştiriliyor. Tümünün devletleştirilmiş olduğu 1948 yılından hızlı tren hattına başlandığı 21nci yüzyıla kadar geçen yarım yüzyılda demir yollarımızda önemli herhangi bir gelişme olduğunu söyleyemeyiz.
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Türk Demiryolu Tarihi, 1856 yılında başlar. İlk demiryolu hattı olan 130 km'lik İzmir - Aydın hattına ilk kazma bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla bu yılda vurulmuştu. Bu hattın seçimi nedensiz değildi. İzmir-Aydın yöresi diğer yörelere göre nüfus bakımından kalabalık, ticari potansiyeli yüksek, İngiliz pazarı olmaya elverişli etnik unsurların yaşadığı, İngiliz sanayisinin gereksinim duydugu ham maddeye kolay ulasilabilecek bir yöreydi. Ayrica Ortadoğu'nun kontrol altına alınarak Hindistan yollarının denetimi alınması bakımında da stratejik bir öneme sahipti. Osmanlı Devletinde demiryolu imtiyazi verilen İngiliz, Fransız ve Almanların ayrı ayrı etki alanları oluştu. Fransa; Kuzey Yunanistan, Batı ve Güney Anadolu ile Suriye'de, İngiltere; Romanya, Batı Anadolu, Irak ve Basra Körfezinde, Almanya; Trakya, İç Anadolu ve Mezopotamya'da etki alanları oluşturdu. Batılı sermayedarlar, sanayi devrimi ile çok önemli ve stratejik bir ulaşım yolu olan demiryolunu tekstil sanayinin hammaddesi olan tarım ürünlerini ve önemli madenleri en hızlı biçimde limanlara, oradan da kendi ülkelerine ulaştırmak için inşa ettiler. üstelik, km başına kar güvencesi, demiryolunun 20 km çevresindeki maden ocaklarının işletilmesi vb. imtiyazlar alarak demiryolu insaatlarını yaygınlaştırdılar. Dolayısıyla Osmanlı Topraklarında yapılan demiryolu hatları, geçtiği güzergahlar bu ülkelerin iktisadi ve siyasi amaçlarına göre biçimlendirildi.
1876'dan 1909'a kadar tam 33 yıl Osmanlı Padişahı olan Sultan II. Abdülhamid hatıralarında şunları ifade ediyor; "Bütün kuvvetimle Anadolu Demiryollarının inşasına hız verdim. Bu yolun gayesi Mezopotamya ve Bağdat'ı, Anadolu'ya bağlamak, İran Körfezine kadar ulaşmaktır. Alman yardımı sayesinde bu başarılmıştır. Eskiden tarlalarda çürüyen hububat şimdi iyi sürüm bulmaktadır, madenlerimiz dünya piyasasina arzedilmektedir. Anadolu için iyi bir istikbal hazırlanmıştır. İmparatorluğumuz dahilindeki demiryollarının inşatı mevzuunda büyük devletler arasındaki rekabet çok garip ve şüphe davet edicidir. Her ne kadar büyük devletler itiraf etmek istemiyorlarsa da bu demiryollarının ehemmiyeti yalnızca iktisadi değil, ayni zamanda siyasidir."
Boyut: 238.7 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
İlk mabet, ilk ezan, ilk cami hakkında bilgi verir misiniz?
ülkemizde geçen yaz mevsimi hakkında bilgi verir misiniz?
ülkemizde asker uğurlama törenleri hakkında bilgi verir misiniz?
YORUMLAR