Ulus ne demektir, nasıl tanımlanır? Ulus kavramı hangi anlamlarda kullanılır? Ulus (Millet) Ulus ya da Millet, çoğunlukla aynı t...
Ulus ne demektir, nasıl tanımlanır?
Ulus kavramı hangi anlamlarda kullanılır?
Ulus kavramı hangi anlamlarda kullanılır?
Ulus (Millet)
Ulus ya da Millet, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk.
Bir topluluğun "ulus" olarak adlandırılabilmesi için;
- Toplulukta ortak bir dilin konuşulması,
- Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması,
- Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması,
- Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması,
- Toplulukta kültürel ortaklık bulunması
Milletlerin Oluşumuna Dair Tezler
Millet'in oluşumuna dair tezler kabaca iki ana yaklaşım altında toplanır:
- Özcü yaklaşım
- İnşaacı yaklaşım
İnşaacı yaklaşıma göre, milletler tarihsel sürecin görece daha geç döneminde ortaya çıkmış bir olgudur; ayrıca kapitalizmin ortaya çıkışı, sömürgecilik, modern devletin yapılanması ile yakından ilgisi vardır. Başka bir deyişle, milletin oluşumu insan toplumunun ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıkmış bir olgu değildir. Toplumsal gelişimin belli bir safhasında meydana gelmiş bir üründür. Herşeyden önce bir milletin oluşumundan önce bir milliyetçilik akımının ortaya çıkmış olması gereklidir.
Atatürk'ün Millet Anlayışı
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. (Gazi Mustafa Kemal)
Türk milleti
Atatürk'e göre, Türk milletinin teessüsünde müessir olduğu görülen tabiî ve tarihî vâkıalar şunlardır:
a) Siyasî varlıkta birlik
b) Dil birliği
c) Yurt birliği
d) Irk ve menşe birliği
e) Tarihî karabet
f) Ahlâkî karabet
Milletin Umumî Tarifi
Atatürk'e göre, her millete uyabilecek bir tarifi şunlardır:
a) Zengin bir hâtıra mirasına sahip bulunan;
b) Beraber yaşamak hususunda müşterek arzu ve muvafakatte samimî olan;
c) Ve sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda iradeleri müşterek olan insanların birleşmesinden vücuda gelen cemiyete millet namı verilir.
Sebep: İç başlık düzeni!!
Ulus (Millet) Nedir?
Ulus 29 - Istanbul
Ulus Devlet Nedir?
ULUS NEDİR?
Ulus, ne ırka, ne kavme, ne coğrafyaya, ne siyasete ne de kişisel isteğe bağlı, bir topluluk değildir. Ulus, dilce, dince ahlâkça güzel sanatlarca ortak olan, yani aynı eğitimi almış bireylerden birleşik bulunan bir topluluktur. Türk köylüsü onu "dili dilime, dini dinime uyan" diyerek tanımlar. Nitekim bir adam kanca ortak bulunduğu insanlardan çok, dilde ve dinde ortak bulunduğu kişiliğimiz bedenimizde değil, ruhumuzdadır.
Maddi değerlerimiz ırkımızdan geliyorsa, manevi değerlerimiz de eğitimini aldığımız toplumdan geliyor. Büyük Iskender diyor ki: "Benim gerçek babam Filip değil, Aristo'dur. Çünkü birincisi dış varlığımın, ikincisi iç varlığımın oluşumuna sebep olmuştur". İnsan için iç varlık, dış varlıktan öncedir. Bu bakımdan, ulusçulukta "şecere" aranmaz, yalnız eğitimin ve ülkünün ulusal olması aranır.
Normal bir insan hangi ulusun eğitimini almışsa, ancak onun ülküsüne çalışır. Çünkü ülkü bir duygu coşkunluğu kaynağı olduğu içindir ki, aranır. Oysa, eğitimiyle büyümüş bulunmadığımız bir toplumun ülküsü ruhumuza hiçbir zaman duygu coşkunluğu veremez, tersine eğitimini almış olduğumuz toplumun ülküsü ruhumuzu coşkulara boğarak mutlu yaşamamızı sağlar. Bundan dolayıdır ki, insan, eğitimiyle büyüdüğü toplumun uğruna hayatını feda edebilir, oysa, kafaca kendisini bağlı gördüğü yabancı bır toplum uğruna ufak bir çıkarını bile feda etmez. Sözün kısası, insan eğitimce ortak bulunmadığı bir toplumun içinde yaşarsa mutsuz olur. Bu görüşlerden çıkaracağımız uygulanabilir sonuç şudur:
Memleketimizde vaktiyle dedeleri Arnavutluk'tan, yahut Arabistan'dan gelmiş ulusdaşlarımız vardır. Bunları, Türk eğitimi ile büyümüş ve Türk ülküsüne çalışmayı alışkanlık haline getirmiş görürsek başka ulusdaşlarımızdan hiç ayırt etmemeliyiz. Yalnız mutluluk zamanında değil, kara gün zamanında da bizden ayrılmayanları nasıl Ulusumuzun dışında sayabiliriz?
Özellikle, bunlar arasında ulusumuza karşı büyük fedakârlıklar yapmış, Türklüğe büyük emeller vermiş olanlar varsa, nasıl olur da bu fedakâr insanlara "Siz Türk değilsiniz" diyebiliriz? Gerçi, atalarda soyağacı aramak gereklidir. Çünkü, bütün değerleri içgüdüye dayanan ve soya çekimden gelen hayvanlarda ırkın büyük bir önemi vardır. İnsanlarda ise, ırkın toplumsal değerlere hiçbir etkisi olmadığı için, soyağacı aramak doğru değildir.
Bunun tersini meslek edinirsek, memleketimizdeki aydınların ve savaş erlerinin bir çoğunu feda etmek gerekecektir. Bu hal doğru olmadığından "Türküm" diyen her kişiyi Türk tanımaktan, yalnız Türklüğe hainliği görülenler varsa, cezalandırmaktan başka çıkar yol yoktur.
Ulus, ne ırka, ne kavme, ne coğrafyaya, ne siyasete ne de kişisel isteğe bağlı, bir topluluk değildir. Ulus, dilce, dince ahlâkça güzel sanatlarca ortak olan, yani aynı eğitimi almış bireylerden birleşik bulunan bir topluluktur. Türk köylüsü onu "dili dilime, dini dinime uyan" diyerek tanımlar. Nitekim bir adam kanca ortak bulunduğu insanlardan çok, dilde ve dinde ortak bulunduğu kişiliğimiz bedenimizde değil, ruhumuzdadır.
Maddi değerlerimiz ırkımızdan geliyorsa, manevi değerlerimiz de eğitimini aldığımız toplumdan geliyor. Büyük Iskender diyor ki: "Benim gerçek babam Filip değil, Aristo'dur. Çünkü birincisi dış varlığımın, ikincisi iç varlığımın oluşumuna sebep olmuştur". İnsan için iç varlık, dış varlıktan öncedir. Bu bakımdan, ulusçulukta "şecere" aranmaz, yalnız eğitimin ve ülkünün ulusal olması aranır.
Normal bir insan hangi ulusun eğitimini almışsa, ancak onun ülküsüne çalışır. Çünkü ülkü bir duygu coşkunluğu kaynağı olduğu içindir ki, aranır. Oysa, eğitimiyle büyümüş bulunmadığımız bir toplumun ülküsü ruhumuza hiçbir zaman duygu coşkunluğu veremez, tersine eğitimini almış olduğumuz toplumun ülküsü ruhumuzu coşkulara boğarak mutlu yaşamamızı sağlar. Bundan dolayıdır ki, insan, eğitimiyle büyüdüğü toplumun uğruna hayatını feda edebilir, oysa, kafaca kendisini bağlı gördüğü yabancı bır toplum uğruna ufak bir çıkarını bile feda etmez. Sözün kısası, insan eğitimce ortak bulunmadığı bir toplumun içinde yaşarsa mutsuz olur. Bu görüşlerden çıkaracağımız uygulanabilir sonuç şudur:
Memleketimizde vaktiyle dedeleri Arnavutluk'tan, yahut Arabistan'dan gelmiş ulusdaşlarımız vardır. Bunları, Türk eğitimi ile büyümüş ve Türk ülküsüne çalışmayı alışkanlık haline getirmiş görürsek başka ulusdaşlarımızdan hiç ayırt etmemeliyiz. Yalnız mutluluk zamanında değil, kara gün zamanında da bizden ayrılmayanları nasıl Ulusumuzun dışında sayabiliriz?
Özellikle, bunlar arasında ulusumuza karşı büyük fedakârlıklar yapmış, Türklüğe büyük emeller vermiş olanlar varsa, nasıl olur da bu fedakâr insanlara "Siz Türk değilsiniz" diyebiliriz? Gerçi, atalarda soyağacı aramak gereklidir. Çünkü, bütün değerleri içgüdüye dayanan ve soya çekimden gelen hayvanlarda ırkın büyük bir önemi vardır. İnsanlarda ise, ırkın toplumsal değerlere hiçbir etkisi olmadığı için, soyağacı aramak doğru değildir.
Bunun tersini meslek edinirsek, memleketimizdeki aydınların ve savaş erlerinin bir çoğunu feda etmek gerekecektir. Bu hal doğru olmadığından "Türküm" diyen her kişiyi Türk tanımaktan, yalnız Türklüğe hainliği görülenler varsa, cezalandırmaktan başka çıkar yol yoktur.
Ziya GÖKALP
Sebep: Yazım yanlışı / Mesaj düzeni!
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Ulus ya da Millet, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk.
Bir topluluğun "ulus" olarak adlandırılabilmesi için;
- Toplulukta ortak bir dilin konuşulması,
- Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması,
- Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması,
- Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması,
- Toplulukta kültürel ortaklık bulunması
Milletlerin Oluşumuna Dair Tezler
Millet'in oluşumuna dair tezler kabaca iki ana yaklaşım altında toplanır:
- Özcü yaklaşım
- İnşaacı yaklaşım
İnşaacı yaklaşıma göre, milletler tarihsel sürecin görece daha geç döneminde ortaya çıkmış bir olgudur; ayrıca kapitalizmin ortaya çıkışı, sömürgecilik, modern devletin yapılanması ile yakından ilgisi vardır. Başka bir deyişle, milletin oluşumu insan toplumunun ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıkmış bir olgu değildir. Toplumsal gelişimin belli bir safhasında meydana gelmiş bir üründür. Herşeyden önce bir milletin oluşumundan önce bir milliyetçilik akımının ortaya çıkmış olması gereklidir.
Atatürk'ün Millet Anlayışı
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. (Gazi Mustafa Kemal)
Türk milleti
Atatürk'e göre, Türk milletinin teessüsünde müessir olduğu görülen tabiî ve tarihî vâkıalar şunlardır:
a) Siyasî varlıkta birlik
b) Dil birliği
c) Yurt birliği
d) Irk ve menşe birliği
e) Tarihî karabet
f) Ahlâkî karabet
Milletin Umumî Tarifi
Atatürk'e göre, her millete uyabilecek bir tarifi şunlardır:
a) Zengin bir hâtıra mirasına sahip bulunan;
b) Beraber yaşamak hususunda müşterek arzu ve muvafakatte samimî olan;
c) Ve sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda iradeleri müşterek olan insanların birleşmesinden vücuda gelen cemiyete millet namı verilir.
Sebep: Alıntı soru kaldırıldı!
ULUS
1. Aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı kökten gelen, tarihleri, kültürleri, gelenekleri ortak olan, çoğu kez de aynı dili konuşan insan topluluğu. (Eşanlamlısı MİLLET.)
2. Kendisini oluşturan bireylerden ayrı, kolektif ve bölünmez bir bütün olan, egemenlik sahibi soyut varlık.
Eğitimde, Ulus Okulları, MİLLET MEKTEPLERİ.
Kurtuluş tarihinde, Türkler'de ve Moğollar'da oymakların birleşmesinden oluşan topluluk.
Ulus ümerası, Moğollar'ın Türkleşip Müslümanlaştıktan sonra kurdukları devletlerde genel Valilerin ünvanı. (Ulus ümerası, geniş yetkilerle donatılmış olduğundan, merkez yönetimi önemli devlet işleri konusunda karar vermeden önce, mutlaka ulus ümerasının görüş ve düşüncelerini alır, durumu buna göre değerlendirirdi.)
Ulus kavramının ortaya koyduğu en önemli sorun, ulusun devletle olan ilişkilerinde ortaya çıkar. Genellikle ulusla devlet arasındaki bağların sıkılığı bir ulus devlet'in oluşmasını sağlar. Ama kimi zaman devlet ulustan önce doğar (sömürgelikten kurtulan ülkelerin durumunda olduğu gibi); ayrıca çok uluslu devletler olduğu gibi, birden çok devlete bölünmüş uluslar da vardır.
Ulus, Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin 1934'ten sonraki adı. Ankara'da günlük olarak çıkarılan gazete, hükümetin ve CHP'nin görüşlerini yansıtıyordu. Yazı İşleri Müdürlüğü'nü Hakkı Naşit Uluğ'un yaptığı gazetenin başyazarı Falih Rıfkı Atay, dış politika yazarı Ahmet Şükrü Esmer'di. Daha sonra başyazarlığını Hüseyin Cahit Yalçın ve sonra da Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yaptığı Ulus gazetesinde Nurullah Ataç, Nasuhi Baydar, Yaşar Nabi Nayır, Neşet Halil Atay, Burhan Belge, Nurettin Artam, Cemal Kutay vb. imzalar da sürekli yazarlar kadrosunu oluşturuyordu. 1953'te DP iktidarınca çıkarılan bir yasayla CHP mallarına el konulması üzerine bir süre kapalı kalan Ulus, daha sonra Nihat Erim'in yönetiminde Yeni Ulus adıyla yayımlandı. Aynı yıl Halkçı, 1955'te yeniden Ulus adıyla yayınını sürdüren gazete, 1971'de Yaşar Aysev'le Vedat Dolakay tarafından satın alındı, adı da Barış oldu.
1. Aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı kökten gelen, tarihleri, kültürleri, gelenekleri ortak olan, çoğu kez de aynı dili konuşan insan topluluğu. (Eşanlamlısı MİLLET.)
2. Kendisini oluşturan bireylerden ayrı, kolektif ve bölünmez bir bütün olan, egemenlik sahibi soyut varlık.
Eğitimde, Ulus Okulları, MİLLET MEKTEPLERİ.
Kurtuluş tarihinde, Türkler'de ve Moğollar'da oymakların birleşmesinden oluşan topluluk.
Ulus ümerası, Moğollar'ın Türkleşip Müslümanlaştıktan sonra kurdukları devletlerde genel Valilerin ünvanı. (Ulus ümerası, geniş yetkilerle donatılmış olduğundan, merkez yönetimi önemli devlet işleri konusunda karar vermeden önce, mutlaka ulus ümerasının görüş ve düşüncelerini alır, durumu buna göre değerlendirirdi.)
Ulus kavramının ortaya koyduğu en önemli sorun, ulusun devletle olan ilişkilerinde ortaya çıkar. Genellikle ulusla devlet arasındaki bağların sıkılığı bir ulus devlet'in oluşmasını sağlar. Ama kimi zaman devlet ulustan önce doğar (sömürgelikten kurtulan ülkelerin durumunda olduğu gibi); ayrıca çok uluslu devletler olduğu gibi, birden çok devlete bölünmüş uluslar da vardır.
Ulus, Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin 1934'ten sonraki adı. Ankara'da günlük olarak çıkarılan gazete, hükümetin ve CHP'nin görüşlerini yansıtıyordu. Yazı İşleri Müdürlüğü'nü Hakkı Naşit Uluğ'un yaptığı gazetenin başyazarı Falih Rıfkı Atay, dış politika yazarı Ahmet Şükrü Esmer'di. Daha sonra başyazarlığını Hüseyin Cahit Yalçın ve sonra da Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yaptığı Ulus gazetesinde Nurullah Ataç, Nasuhi Baydar, Yaşar Nabi Nayır, Neşet Halil Atay, Burhan Belge, Nurettin Artam, Cemal Kutay vb. imzalar da sürekli yazarlar kadrosunu oluşturuyordu. 1953'te DP iktidarınca çıkarılan bir yasayla CHP mallarına el konulması üzerine bir süre kapalı kalan Ulus, daha sonra Nihat Erim'in yönetiminde Yeni Ulus adıyla yayımlandı. Aynı yıl Halkçı, 1955'te yeniden Ulus adıyla yayınını sürdüren gazete, 1971'de Yaşar Aysev'le Vedat Dolakay tarafından satın alındı, adı da Barış oldu.
Kaynak: Büyük Larousse
Sebep: Yazım yanlışı / Mesaj düzeni!
Ulus (Millet) Nedir?
Ulus 29 - Istanbul
Ulus Devlet Nedir?
YORUMLAR