Vermek Nedir?

VERMEK g. f. 1. (Bir kimseye) bir şey (somut) vermek, onu, bir kimseye iletmek, ona uzatmak, almasını ya da yararlanmasını sağlamak:...

VERMEK g. f.

1. (Bir kimseye) bir şey (somut) vermek, onu, bir kimseye iletmek, ona uzatmak, almasını ya da yararlanmasını sağlamak: Bu zarfı size vermemi söylediler. Tuzu verir misin?

2. (Bir kimseye) bir şey (somut) vermek, kendine ait olan ya da bu amaçla satın alınan bir şeyi, karşılığında bir şey istemeden ve geri almamak üzere o kimseye sunmak, bağışlamak, armağan etmek: Ölmeden evini kızına verdi. Bunu size salmıyorum, öyle veriyorum. Doğum günümde bana bir inci kolye verdi




3. (Bir kimseye) [bir şey için, bir şey karşılığında] bir şey vermek, o şeyin bedelini ödemek ya da yaptığından dolayı o kimseyi bir şeyle ödüllendir Televizyonun son taksidini verdiniz Aybaşında bakkala olan borcumu vereceğim. Yaptığın iş için sana ne kadar ve o Uslu durursan sana çikolata veri.

4. (Bir kimseye) bir şey (soyut) vermek, istediği ya da arzuladığı bir şeyi ona sağlamak; tanımak: Bir memura üç günlük izin vermek. Başarılı olmam

için bana hiçbir fırsat vermediniz. Soruları cevaplayacak zaman vermediler. Bu işi yapmanız için, size bir saat veriyorum. Talih bana onunla karşılaşma şansını vermedi.

5. (Bir kimseye, bir topluluğa) bir şey (somut ya da soyut) vermek, sahip kılmak: Diploma vermek. Bir kimseye yetki vermek.

6. (Bir kimseye) bir şey (soyul) vermek, o kimseyi o şeyden sorumlu kılmak, onun sorumluluğuna bırakmak: Bir kimseye iş vermek, görev vermek.

7. (Bir kimseye, bir topluluğa) bir şey (duygu, izlenim) vermek, belli bir duygu, bir izlenim uyandırmak, bir duruma yol açmak: Karşısındakine güven vermek.

8. (Bir kimseye, bir topluluğa) bir şey (bilgi) vermek, söylemek, iletmek, bildirmek, öğrenmelerini, ondan yararlanmalarını sağlamak: Bana adınızı, soyadınızı, telefon numaranızı verin. Buyruk, haber vermek. Bu kitap konuyla ilgili değerli bilgiler veriyor. Ders vermek. Öğüt vermek. Fikir vermek.

9. Bir kimseye, bir şeye bir şey (soyut) vermek, yöneltmek, bağışlamak, adamak, feda etmek: Tüm sevgisini çocuğuna vermek. Bütün dikkatini işine vermek. Bu kuruluş için kendinden çok şey verdi. Vatanı için canını verdi.

10. Bir kimseye, bir şeye, bir şey vermek, görünümlerini, durumlarını, renklerini, biçimlerini değiştirmek, belli bir eylemle üzerlerinde bir etki bırakmak; sahip olmadıkları bir niteliği, özelliği kazandırmak ya da sahipmiş gibi görünmelerini sağlamak: Biraz allık size canlılık verecek. Bu elbise, ona gizemli bir hava vermiş.

11. Bir kimseye, bir şeye, bir şey (sahip olmadığı) vermek, onda öyle bir şey bulmak, ya da öyle olduğunu düşünmek: Bir yazara, bir diğerinden daha fazla değer vermek. Saçma sapan sözlere önem vermek. Bir sözcüğe taşımadığı bir anlam vermek.

12. (Bir kimseye) ilaç, oksijen, kan vb. vermek, tıbbi bir amaçla onu, kullandırtmak, tüketmesini sağlamak: Doktor üç tertip ilaç verdi.

13. (Bir kimseye) not, puan, ceza vb. vermek, bir kimsenin ortaya koyduklarını ya da yaptıklarını bir not, bir puan, bir ceza vb. ile değerlendirmek: Öğretmen bana 5 vermiş. Jüri bu yarışmacıya yüksek puan verdi. Yargıç ona 10 yıl hapis verdi.

14. Bir kimseyi (kadın) birine vermek, evlendirmek: Kızını o adama vermek istemiyor.

15. Bir kimseyi bir yere vermek, onu oraya göndermek, kaydettirmek: Çocuğunu, özel bir okula verdi.

16. Bir şeyi (somut) vermek, satmak: Koskoca evi çok ucuza vermişler.

17. Bir şeyi, bir şeye vermek, nedeninin o olduğunu düşünmek; ona mal etmek; yormak, atfetmek: Baş ağrısını akşam içtiği şaraba verdi. Onun bu davranışlarını cahilliğine veriyorum.

18. Bir şeyi bir şeye vermek, onu o şeye döndürmek, çevirmek, yöneltmek ya da dayamak: Geminin burnunu kuzeye vermek. Sırtını duvara vermek.

19. Bir şey (ürün, yapıt) vermek, üretmek, ortaya koymak: Nefis üzüm veren bir bağ. Bire bin veren toprak.

20. Bir şey (soyut) vermek, herhangi bir şey ortaya çıkarmak, bir şeyle sonuçlanmak: Müdahaleniz nasıl bir sonuç verdi? Bu girişim hiçbir şey vermedi, iki işlem de aynı toplamı veriyor.

21. Yemek, parti, resepsiyon vb. vermek, düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak: Arkadaşlarına yemek vermek. Büyükelçi bu vesileyle bir ziyafet verecek.

22. Konser, resital vb. vermek, topluluk önünde sanatını ortaya koymak, icra etmek.

23. Bir kimseye bir şey (randevu) vermek, belirlemek, saptamak: Bir kimseye randevu vermek, gün vermek.

24. (Bir yere) bir- şey vermek, yaymak, saçmak, ya da herhangi bir duruma sokmak: Işık vermek. Ses vermek

25. Bir yeri bir şeye vermek, bütünüyle onun etkisi altında kalmasına yol açmak ya da bunu sağlamak: Ortalığı ateşe vermek, telaşa vermek.

26. Kiraya, icraya vb. vermek, (onunla ilgili) işlemlerin yapılmasını sağlamak.

27. Kendine bir şey vermek, kendine o şeyi kullanma, ona sahip olma hakkını tanımak: Bugün çalışmıyorum, kendime izin verdim.

28. Kendini bir erkeğe vermek, bir kadın sözkonusuysa, onunla cinsel ilişkide bulunmak.

29. Ver elini şu ya da bu yer, gidilecek bir yerin yolunu istek ve kararlılıkla tutmayı anlatır: İşlerimizi bitirince ver elini İstanbul dedik. || Ver etmek, sürekli bir biçimde atmak, yağdırmak: Gelenlerin üzerine ver ediyordu taşları. || Ver yiyeyim, ört yatayım, bekle canım çıkmasın, çalışmadığı halde sürekli olarak başkalarından hizmet bekleyen asalak kimselerin durumunu vurgulamak için söylenir || (Birine) verip veriştirmek, o kimseye kırıcı, ağır sözler söylemek.


II. 1. Nesne olan eylem adlarıyla birlikte o eyleme eşdeğerdir: Öğüt vermek («öğütlemek). Yanıt vermek («yanıtlamak). Sıkıntı vermek (=sıkmak).

2. Ettirgen bir anlam taşıyan deyimler oluşturur: istek vermek («isteklendirmek). iştah vermek («iştahlandırmak). Cesaret vermek («cesaretlendirmek). Tiksinti vermek («tiksindirmek). ümit vermek («ümitlendirmek).


III. Fiil kökleri ya da gövdeleri sonuna -ı (-İ) alan bağfiillerle birleşerek tezlik, ivedilik belirten ya da bir isteği incelikle dile getirmeye yarayan bileşik fiiller oluşturur: Gelivermek. Bakıvermek. Ne olur şunu yapıver.


*Fels. Kant'ta, bir nesneyi bir deneye bağlı olarak tasarlamak. (Kant şöyle der: "Bir nesne dolaylı bir biçimde düşünülmekle kalmayıp, doğrudan doğruya sezgiye de sunulmuşsa, bu anlamda, bir nesneyi vermek, onunla ilgili tasarımı gerçek ya da olabilir deneyime aktarmaktan başka bir şey değildir' ' [Salt aklın eleştirisi (Kritik der reinen Vernunft), 1, 1, 2].)


*Matbaac. Kâğıt vermek, baskı yapılacak kâğıdı, baskı kalıbına uygun bir biçimde, elle ya da mekanik bir yolla yerleştirmek ya da göndermek.


*Zootekn. Yeşil yem vermek, hayvanları yeşil yembitkileriyle beslemek.


* verdirmek ettirg. f.

1. Bir kimseye bir şey verdirmek, o kimseyi aracı olarak kullanıp onun, başka bir kimseye bir şey vermesini sağlamak: Hademeyi gönderip zarfı müdüre verdirelim.

2. Bir kimseye bir şey verdirmek, o kimse üzerinde etkili olup ona ait olan ya da onda bulunan bir şeyi birisine vermesini sağlamak: Siz hiç merak etmeyin, onlarla konuşup, kiranızı ay başında verdiririm.

3. Bir kimseye bir şey verdirmek, o kimsenin bir şey vermesini kabul etmek, izin vermek: Köpeğini bana hediye edecekti ama babası verdirmedi.


* verilmek edilg. f.

1. (Bir kimseye) bir şey (soyut) verilmek, o kimseye, o şey iletilmek, yararına sunulmak, bağışlanmak, ödenmek ya da satılmak: Yolladığınız paket sahibine verildi. Yaş gününde ona güzel armağanlar verildi. Haziranda mezun olanların diploması bugün veriliyor. Bu ev vakfa verilecek. Kiranız ay başında verilmişti. Araba çok ucuza verilmiş.

2. (Bir kimseye, bir şeye) bir şey (soyut) verilmek, o şey sağlanmak, tanınmak, bağışlanmak ya da sorumluluğuna bırakılmak: Başarılı olması için ona hiçbir fırsat verilmedi. Polise verilen yetkiler. Bu görev bana verildi.

3. Bir yere verilmek, bir kimse sözkonusuysa, bir yere gönderilmek: Çocukların yatılı okula verilmesi onlarda sevilmedikleri duygusunu doğurabilir.

4. Bir yere verilmek, bir şey sözkonusuysa, o yöne döndürülmek: Geminin burnu açıklara verildi.

5. Bir özellik vb. sözkonusuysa, bir kimseye, bir şeye kazandırılmak ya da onlarda var olduğu sanılmak: Biraz çabayla bu elbiseye yeni bir görünüm veri lebilir. O sıradan filme neden bu kadar önem verildiğini anlamıyorum.

6. Bilgi vb. sözkonusuysa, iletilmek, bildirilmek, öğretilmek: Bu kitapta konuyla ilgili değerli bilgiler veriliyor.

7. ilaç, oksijen, kan vb, sözkonusuysa, hasta tarafından tüketilmesi sağlanmak: Kanaması olan kadına kan verilecek.

8. Not, puan, ceza vb. sözkonusuysa, bir kimsenin yaptığının karşılığı olarak layık görülmek: En yüksek puanlar bu yarışmacıya verildi.

9. Yemek, parti, davet vb. sözkonusuysa, düzenlenmek: Yeni büyükelçi onuruna bir davet verildi.

10. Konser resital vb. sözkonusuysa, topluluk önünde ortaya konmak; icra edilmek.

11 .(Bir yere) ışık, ses vb. verilmek, o yer ışıklandırılmak, seslendirilmek: Sahneye değişik bir yöntemle ışık veriliyor.

12. Verilmiş sadakası olmak, hiçbir zarar görmeden atlatılan büyük bir tehlike ya da kaza karşısında söylenir: Verilmiş sadakamız varmış, ufak sıyrıklarla atlattık kazayı.

Kaynak: Büyük Larousse








 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Vermek Nedir?
Vermek Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/vermek-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/vermek-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content