VEZARET, -tl a. (ar. vezâref). Esk. Vezirin görevi ve makamı; vezirlik. *Kur. tar. Müslüman devletlerde vezirlik aşama ve payesine...
VEZARET, -tl a. (ar. vezâref). Esk. Vezirin görevi ve makamı; vezirlik.
*Kur. tar. Müslüman devletlerde vezirlik aşama ve payesine verilen isim. || Vezaret beratı, Osmanlılar'da bu rütbenin verilmesine ilişkin berat. (Buna vezaret fermanı ya da vezaret menşuru da denir, verilen belgede vezaretin geliri, vergisi, vezirin ismi, görevi ve belgenin veriliş sebebi belirtilirdi.) || Vezareti sohbe, padişah sefere çıktığında kendisine vekâlet eden vezir üs -sohbe'nin makamına verilen isim. || Vezareti tefviz, Abbasiler'de bir vezeret. (Bu göreve getirilen vezir, halifenin yetki alanı haricinde kalan her mevzuda bağımsız davranıp karar verebilirdi.) || Vezareti uzma, Osmanlılar'da en üst düzeydeki devlet görevi olan sadrazamlık makamının unvanlarından birisi.
*Kur. tar. Müslüman devletlerde vezirlik aşama ve payesine verilen isim. || Vezaret beratı, Osmanlılar'da bu rütbenin verilmesine ilişkin berat. (Buna vezaret fermanı ya da vezaret menşuru da denir, verilen belgede vezaretin geliri, vergisi, vezirin ismi, görevi ve belgenin veriliş sebebi belirtilirdi.) || Vezareti sohbe, padişah sefere çıktığında kendisine vekâlet eden vezir üs -sohbe'nin makamına verilen isim. || Vezareti tefviz, Abbasiler'de bir vezeret. (Bu göreve getirilen vezir, halifenin yetki alanı haricinde kalan her mevzuda bağımsız davranıp karar verebilirdi.) || Vezareti uzma, Osmanlılar'da en üst düzeydeki devlet görevi olan sadrazamlık makamının unvanlarından birisi.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR