Asıl adı naftakinondur. Doğada K-1 ve K-2 olarak iki şekilde bulunur. K-1 vitamini bitkilerde olan, iki form halinde, filokinon ve f...
K Vitaminin Etkileri
- II. Faktör veya protrombin
- VII. Faktör
- IX. Faktör
- X. Faktör
K Vitamini Eksikliği
K Vitamini vücutta önemli miktarlarda depolanmaz. Zira günlük gereksinim diye bir miktar pek söz konusu değildir. Çünkü insan vücudu normalde kanamaz, ancak bir neden sonucu kanama olur ve ihtiyaç miktarı o zaman ortaya çıkar. K-2 vitamini barsaklardaki bazı bakteriler tarafından üretilebilmektedir. Ancak barsakları ilgilendiren kolit, ileit, spru, çöliak, gibi hastalıklar ve bazı ameliyatlar, genetik ve edinsel karaciğer hastalıkları buna yol açabilir.
- Bu vitaminin eksikliğinde net olarak kanamaya eğilim artmakta ve kişiler kolaylıkla kanama sorunu ile karşılaşırlar.
- Pıhtılaşma süresi de doğal olarak uzamaktadır.
Yeni doğan bebeklerde göbek kanaması bu nedenle oluşur. Bunun önüne geçmek için doğumdan hemen sonra K Vitamini iğnesi yapılması gerekir. Daha sonra barsakları flora dediğimiz bakterilerine kavuşunca bu durum kendiliğinden çözümlenir. Anne sütü K vitamini açısından fakirdir.
- Antibiyotikler barsakta K Vitamini üreten bakterilerin de ölmesine yol açarlar.
- Ayrıca salisilat gibi bazı ilaçlar (Çocuklarda kullanımı çok nadir, daha ziyade erişkinlerde) K vitaminin etkisinin tam tersi etki gösterirler. Bunların etkisiyle K vitamini eksikliği oluşur.
- Eksikliği göbek kanaması dışında, burun kanaması, idrar ve dışkıda kan bulunması, küçük darbelerde bile morarma ve kanamalar olması, kanayan bir dokuda kanamanın durmaması ve kabuk oluşamaması gibi belirtilerle anlaşılır.
- Ayrıca beyin ve diğer iç organ kanmaları ile rahim içi kanama sonucu düşükler de meydana gelebilir.
K Vitamini Fazlalığı
Fazlalık doğal K vitamini ile oluşmaz. Yiyecekler ile alınan K-1 ve barsaklarda üretilen K-2 Vitaminlerin fazlası kolaylıkla atılabilir. Fakat sentetik ve suda eriyen anolog (benzeri) menadion, konakion gibi K-3 tipindeki sorunlara yol açabilir.
Bu vitaminin fazlalığı da eksikliğinin tam tersi etki yapacaktır.
- Aşırı pıhtılaşma ve bunun da sonucunda damarlarda tıkanmalar meydana gelir.
- Karaciğer fonksiyonlarında bozulmalar oluşur.
- Kandaki alyuvarların parçalanmalarına yol açılır.
- Kızarma, terleme ve göğüs sıkışması meydana gelir.
- Yeni doğan bebeklerde sarılık ve safra boyalarının (Pigmentlerin) beyin ve omurilikte birikmesine neden olur.
K Vitamini Gereksinimi
Bu gün için alınması gerekli günlük miktarı ilan edilmemiştir. Ortalama bir beslenme ile günde asgari 75 - 150 mikrogram alınmaktadır. Günlük 300 mik.gr yeterlidir. Önerilen kilo başına 2 mik.gr.dır. Yeni doğan bebeklere 10 miligr. Lık tek bir enjeksiyon, gerektiğinde kg. başına 1 - 2 mg. la devam edilir. Bu miktarlar onların özel durumu ve ihtiyaçlarının farklı olmasındandır. Bir çok vitamin reçetesiz satılmasına karşın yurt dışında K Vitamini reçetesiz satılmamaktadır.
K Vitaminin Doğal ları
En çok karaciğer, peynir, tereyağı, marul, lahana gibi besinlerde bulunur. En zengin yeşil çay ( 100 gr.da 700 mikrogr. ) iken siyah çayda 0 dır. Çiçek yağı, patates, ekmek gibi besinlerde yok denebilecek kadar azdır.
Vitaminler - B3 Vitamini (Nikotinamid, Niasin, PP Vitamini)
Vitaminler - B6 Vitamini (Piridoxin)
Vitaminler - P Vitamini (Rutin)
K Vitamini
lipofilik ve hidrofobik bir vitaminler grubuna verilen addır. K vitamini 1920'lerin sonlarında Danimarkalı bilim adamı Henrik Dam'ın kolesterol hakkındaki çeşitli araştırmaları sonucu keşfedilmiş, kan pıhtılaşması ile ilişkili olduğu saptandığı için de önceleri koagülasyon vitamini (yani pıhtılaşma vitamini) olarak adlandırılmıştır. K harfini almasının sebebi vitamine dair ilk keşiflerin Almanca bir jurnalde yayımlanması ve bu yazınlarda vitaminin Koagulationsvitamin şeklinde yer almasından gelir.
K vitaminlerine bazı proteinlerin posttranslasyonal değişimi, özellikle de koagülasyon yani kan pıhtılaşması, için gereksinim duyulur. Kimyasal olarak bunlar 2-metil-1,4-naftokinon türevleridirler ve genel kanıya göre etkinliklerinin temel sebebi kimyasal yapılarındaki naftokinon halkasıdır. Buradan hareketle genel olarak tüm K vitaminlerinin etki mekanizmaları benzerdir. Yine de bağısaktaki emilimi, taşınması ve doku dağılımı ile ilişkili olarak önemli farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Isıya oldukça dayanıklı olan K vitaminleri, bahsi geçen kimyasal özellikleri hasebiyle suda çözünmezler. İnsan vücudu K vitaminini depolayabildiği için günlük K vitamini katkısına ihtiyaç duymaz.
K2 vitamini (menakinon) normalde bağırsaklardaki bakteriler tarafından üretilirler ve yetersizliği, bağırsaklar ağır bir şekilde zarar görmemişse, oldukça nadirdir.
Fizyoloji
K vitaminleri proteinlerdeki belirli glutamat kalıntılarının karboksilasyonunda görev alarak gamma-karboksiglutamat kalıntılarının (bunlara kısacas Gla-kalıntıları da denir) oluşumuna sebep olurlar. Gla-kalıntıları bilinen tüm Gla-proteinlerinin biyolojik aktiviteleri için gereklidirler. Günümüzde 14 insan Gla-proteini keşfedilebilmiştir ve bunlar üç fizyolojik sürecin kontrolü (regülasyonu) için çok önemlidirler:
- koagülasyon yani kan pıhtılaşması (Protrombin (faktör II), faktör VII, faktör IX, faktör X, protein C ve protein Z)
- kemik metabolizması (osteokalsin, ve matriks gla protein -MGP-).
- vasküler biyoloji.
Eksiklik belirtileri
Kontrolsuz kanamalara neden olan K vitamini eksikliği malabsorbsiyon (emilim bozukluğu) hastaları hariç ender görülür. Doğumdan sonraki ilk 3-5 gün içerisinde bağırsak florası henüz tam gelişmemiş olduğundan K vitamini eksikliği vardır.
Kanınızın pıhtılaşması için K vitamini
K Vitamini yağda eriyen vitaminlerdendir. Genellikle vücutta barsak bakterileri tarafından sentezlenir.
Kan pıhtılaşmasında önemli rol oynar. Bazı çalışmalar özellikle yaşlılarda kemkleri güçlendirdiğini göstermektedir.
Hangi besinlerde bulunur?
Lahana, karnıbahar, ıspanak ve diğer yeşil sebzelerde, soya fasülyesi ve tahıllarda bulunur.
Günlük ihtiyacınız nedir?
Genellikle sebzelerle alınan günlük 60-85 mg. herhangi bir eklemeye gerek kalmadan yeterli olmaktadır.
Eksikliği nelere yol açar?
Kontrolsuz kanamalara neden olan K vitamini eksikliği malabsorbsiyon hastaları hariç ender görülür. Doğumdan sonraki ilk 3-5 gün içerisinde barsak florası henüz tam gelişmemiş olduğundan K vitamini eksikliği vardır.
Çocuklardaki eksikliği
Nomal durumlarda barsaklardaki bakteriler tarafından yapılır. Pıhtılaşma faktörlerinin sentezi için gereklidir. Eksikliğinde kanamalarda artış (dişeti, yaralar, burun, mide- barsak sistemi kanamaları vs.)
Fazlasının Zararları
Çeşitli nedenlerle kanının sulandırılması gereken hastalarda fazla dozlar zararlıdır.
Vit K (Fillokinon)
(2-metil,1-4-naftokinon)
Fonksiyonlar
- Kanın pıhtılaşması
- Kemik oluşumu
Vit K-Onemi
- Karaciğerde protrombin ve diğer bir çok kan pıhtılaşma faktörlerinin yapımında gereklidir.
- İsmini koagülasyondan alır
- Antihemorajik vitamindir.
- Kimyasal olarak yapısı kinondur,
- Elektron transferinde görev alır,
Vit K-Yetersizlik belirtileri
- Kanın pıhtılaşma süresi uzar,
- Kanamalı hastalıklar meydana gelir.
- Kuşlar bu vitamine oldukça duyarlıdır
Pıhtılaşma faktörlerinin:
- Aktive plateletler
- Endotel hücreleri gibi fosfolipid yüzeylere kalsiyum bağımlı etkileşimini güçlendirir.
K vitamini eksikliği
- K vitamini eksikliğine bağlı kanama her yaşta olabilir.
- Bebeklerde daha yaygındır.
- Yenidoğan döneminde K vitaminine bağımlı pıhtılaşma faktörleri ve protein C ve protein S fizyolojik olarak daha düşük düzeylerdedir (normal yetişkin düzeyinin yaklaşık yarısı).
- Yaklaşık 3. günde en düşük düzeylere inerler.
- Protein C dışındaki faktörler yaklaşık 6 ayda erişkin düzeyine ulaşır.
- K vitamininin plasentadan geçişi yetersiz.
- Doğumda K vitamini deposu az.
- Anne sütünde K vitamini düzeyi düşük (anne sütündeki K vitamini miktarı 1.5 pg/dl, inek sütündeki miktarı yaklaşık 6 pg/dl düzeyinde).
- Yetersiz anne sütü alımı.
- Yenidoğan bebekte bağırsakta bakteriyel K vitamini sentezi az / yok (steril bağırsak).
- Yenidoğan döneminde günlük K vitamini ihtiyacı 1-5 yg/kg.
- Hepatosit immatüritesi nedeniyle Vitamin K redüktaz aktivitesinde eksiklik (pıhtılaşma faktörlerinde yetersiz Y -karboksilasyon)
- Doğumda K vitamini profilaksisi alan ve rölatif K vitamini eksikliği düzeltilen bebeklerde bile VK bağımlı faktörlerin düzeyi yetişkin düzeyinden önemli derecede daha düşük
K vitamini eksikliği için risk altında olan çocuklar
- Prematür bebekler
- Anne sütüyle beslenen yenidoğanlar
- Besinlerle yeterli K vitamini alamayan kronik olarak hasta çocuklar
- K vitamini emilimini bozan hastalığı olan çocuklar:
- Kistik fibrozis,
- Biliyer atrezi,
- Celiak hastalığı,
- İshal,
- Alfa -1- antitripsin eksikliği
- Geniş spektrumlu antibiyotik kullanırken iyi beslenemeyen çocuklar
- Tedavi amacıyla kullanılan ilaçlar (fenitoin, warfarin).
- Annenin kullandığı ilaçlar:
- Antitüberküloz ilaçlar,
- Antiepileptikler: fenitoin, fenobarbital, valproat, karbamezapin.
- Kaza ile warfarin etkisi olan maddelerin alınması
- İlaç antagonizmi
- Karaciğer fonksiyon bozukluğu
- Yağ emilim bozukluğu
- İştahsızlık
- Yetersiz alım
- Bunların kombinasyonları
K VİTAMİNİ
K vitamini eksikliğine nadir rastlandığı için genellikle ihmal edilen bir vitamindir. K vitamininin en çok bilinen görevi, pıhtılaşma faktörleri yapımında rol almasıdır. Yeni yapılan çalışmalar ise K vitamininin sağlıklı kemik yapımında ve osteoporozun önlenmesi ve tedavisinde de rolü olduğunu göstermiştir.
K vitaminin üç ana formu vardır.K1 vitamini bitkilerde bulunan doğal formudur. K2 vitamini barsakta bakteriler tarafından oluşturulur. K3 vitamini sentetik bir türevdir.
BESİN KAYNAKLARI
Brokoli, marul, lahana, ıspanak, yeşil çay gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler K vitamininden zengindir. Kuşkonmaz, buğday, yulaf, taze yeşil bezelye de iyi birer K vitamini kaynağıdır. K vitamini için günlük önerilen miktarlpg/kg'dır.
EKSİKLİK SEMPTOM ve BULGULARI
Barsaktaki bakteriler K2 vitaminini sentezleyebildikleri için K vitamini eksikliği pek bulgu vermez. Genellikle kumadin, varfarin gibi antikoagülanlar veya uzun süre antibiyotik kullanımı sonucu K vitamini eksikliği gelişir. Yenidoğanlar barsaklarında yeterince bakteri olmadığı için, K vitamini eksikliğine daha yatkındırlar. Bu yüzden yenidoğanlara hemorojik anemiden korumak için K vitamini intramusküler olarak yapılır. Bununla beraber, gebelere K1 vitamini verip, doğumdan sonra bebeklere K1 vitamini ağızdan başlanabilir.
Önerilen Günlük K Vitamini Dozları
YARARLI ETKİLERİ
K vitamininin asıl görevi protrombin (F- II), Faktör VII, IX ve X'un oluşumunda rol almasıdır. Bu faktörler karaciğerde inaktif olarak sentezlenir. Aktif hale gelmeleri için K vitamini gereklidir. Her üç K vitamininin de kan pıhtılaşmasındaki görevi aynıdır. Diğer olaylarda K1 vitamini daha etkindir. Mesela K1 vitamini kemik proteinlerini, inaktif formdan aktif forma çevirmede sorumlu olduğu için kemik sağlığında önemli bir yeri vardır. 
Osteokalsin kemikte bulunan önemli bir non-kollajen proteindir. K vitamini osteokalsin'in kalsiyumla birleşmesine izin verir ve kalsiyumu kemik içinde tutar.
K VİTAMİNİNİN KULLANILABİLİR FORMLARI
K1, K2, K3 vitamininden tercih edileni K1 vitaminidir. Zengin K1 vitamini larından biri yağda çözünen klorofildir. Klorofil bitki hücrelerindeki kloroplastta bulunan yeşil renkli pigmenttir. Kloroplastta fotosentez yoluyla elektromanyetik enerji (ışık) kimyasal enerjiye çevrilir. Klorofil bu reaksiyon için mutlaka gereklidir.
Doğal klorofil yağda çözünür. Suda çözünen klorofil ürünleri marketlerde satılmaktadır. Suda çözünen klorofil, gastrointestinal sistemden emilmediği için deriye sürülerek kullanılabilinir ve ciltteki ülseratif lezyonlarda emilimi azalır. Damarları büzücü etkisi, yarada birleştirici etkisi sayesinde, yara iyileşmesinde oldukça faydalıdır. Bu etki cilt yaralarında deriye sürülen suda eriyen formunda da mevcuttur. Suda eriyen klorofil, vücut, idrar ve gaita kokularını kontrol etmede de kullanılır.
Suda çözünen form elde edilebilmesi için doğal klorofil molekülü kimyasal olarak değişmelidir. Doğal form, taze meyvelerde bulunur ve suda çözünene göre daha faydalıdır. Bu klorofilin, hemoglobin ve eritrosit üretimini arttırıp ve menstrual kan kaybını azaltma yeteneğiyle ilgilidir. Klorofil hemoglobinin hem kısmına yapıca benzemektedir.
Vücudumuz yağda çözünen klorofili oldukça iyi emebilmektedir. Ayrıca yağda eriyen form sağlığımıza katkı sağlayan diğer kloroplast (beta-karoten ve K1 vitamini gibi) bileşiklerini de içermektedir. Bitkilerdeki diğer pigmentler gibi klorofil de antioksidan ve kanser koruyucu etkiye sahiptir. Suda eriyen klorofil bu ek faydaları sağlamaz.
TEMEL KULANIM ALANLARI
K1 vitamini ve yağda eriyen klorofil bileşikleri, osteoporoz, artmış adet kanaması ve yeni doğan hemolitik anemilerinin önlenmesi ve tedavisinde kullanılmaktadır.
K1 vitamini eksikliği, osteokalsin seviyesinde azalmaya yol açtığı için, kemik mineralizasyonunda bozulmaya yol açar. Osteoporoza bağlı kemik kırıkları gelişenlerde düşük K vitamini seviyelerine rastlanır. Kırığın şiddeti K vitamini miktarı ile oldukça ilişkilidir. Düşük K vitamini seviyesinde daha büyük kırıklar görülür. K1 vitamininin yeşil yapraklı sebzelerde bulunması vejetaryenleri osteoporozdan koruyan faktörlerden birisidir.
Menoraji (adet kanamasının fazla olması) bayanlarda sık görülen bir sorundur. Menorajide pıhtılaşma zamanı normal olsa da (K vitamini eksikliği yokken) K vitamini verilmesini önerenler var.
1961'den beri Amerika'da yeni doğan hemolitik anemisinden korunmak için yeni doğanlara K1 vitamini verilmesi önerilmektedir. Bebek steril bir barsak ile doğar. K vitamininin (K2) ana kaynağı barsaktaki bakteriler olduğu için anne sütünde yeterince K1 vitamini bulunmaz. Bebek kendi barsak florası K vitamini sentezleyene kadar, plasentasından gönderilenle idare etmek zorundadır.
Bebeklere 1 mg i.m K1 yapmak, yenidoğan hemorojik anemisinden koruma sağlar. K2 vitamini verilmez çünkü K2 vitamini bebeklerde eritrosit yıkımına (hemoliz), kansızlığa ve karaciğer hasarına yol açar. K1 i.m enjeksiyonu kadar ağızdan K1 vermek de başarı sağlamıştır. Oral K1 vitamini doğumdan sonraki üç ay boyunca haftada iki kez 5 mg. dozunda verilir.
En iyisi yeşil yapraklı bitkilerle günde 150-500 gg K1 vitamini almaktır.
K1 vitamini alımına bağlı yan etki ve toksisite bilinmiyor.
ETKİLEŞİMLERİ
K vitamini varfarin ve kumadin gibi antikoagülanların etkisini zayıflatabilir. Bu antikoagülanlar, K vitamininin protrombini aktive etmesini önleyerek pıhtı oluşumundan korur. Aspirin, antibiyotikler, dilantin ve yüksek doz E vitamini K vitamininin etkisini azaltır.
: Ankalab
K Vitamini ( Naftakinon )
Adını koagülasyon (pıhtılaşma) kelimesinin baş harfinden almıştır. Bu vitaminin Kı, K2 ve K 3 formları bulunur. Yeşil bitkilerden ayrıştırılanına K1 vitamini, balıktan elde edilene K2 vitamini, K vitamini etkinliği gösteren yağda çözünen diğer bileşiğe de K 3 vitamini adı verilmiştir. K 3 vitamini sentetik ( yapay ) olarak da elde edilebilmektedir. Yapay olarak elde edilen K vitamininin suda eriyen çeşitleri de vardır.
Antihemorajik vitamin de denir. K vitaminleri esas olarak naftokinon türevleridir. Yapısında naftakinon halkası ve bir alifatik yan zincir (fitil grubu) içerir. 
Doğada Kı vitamini, K2 vitamini olmak üzere iki şekilde bulunur. Kıve K2 vitaminlerinin yan zincirlerinde farklılık vardır.
- K1 (Filokinon) vitaminin iki formu vardır ve bitkilerde bulunur.
- K2 (Menakinon) ise birçok çeşidi bulunan, vücuttaki bazı bakteriler tarafından da üretilen bir menakinon bileşenidir.
K Vitamininin Özellikleri
- Yağda ve yağ çözücülerde çözünür. Yapay olarak üretilen K3 vitamininin suda eriyebilen türevleri de vardır.
- Isı, ışık ve O2'ne dayanıklı; asit ve alkalilere dayanıksızdır.
- UV ışınları molekülde değişimler yapar.
K Vitamininin Vücuttaki Görevleri
K vitamini kanın pıhtılaşmasında etkili bir vitamindir. Adını koagülasyon (pıhtılaşma) kelimesinin baş harfinden almıştır.
K vitamini glutamik asit kalıntılarından kanın pıhtılaşması için gerekli olan protrombinin sentezlenmesini ve bazı pıhtılaşma etmenlerinin aktive olmasını sağlar.
Karaciğerde K vitamini yardımıyla protrombin sentezlendikten sonra kalsiyum iyonlarının etkisiyle trombin oluşur. Trombin yardımıyla fibrinojen proteini pıhtı şeklindeki fibrine dönüşür.
K Vitamini Kaynakları
- Karaciğer, peynir, tereyağı, ıspanak, maydanoz, yonca, marul, lahana, yeşil çay gibi yeşil yapraklı sebzeler ve otlar; kuru baklagiller, kahve ve tahıllar K vitamini larıdır.
- K2 vitamini vücutta bağırsakta yaşayan bakteriler tarafından da üretilir.
- Siyah çayda K vitamini yoktur. Hayvansal gıdalar, çiçek yağı, ekmek gibi gıdalarda çok az Kı vitamini bulunur.
Gereksinimi, yetersizliği ve fazlalığında görülen bozukluklar
Bu vitamin bağırsaklarda bakteriler tarafından sentezlenir. Yetişkinlerde günlük gereksinim ipg/kg'dır.
K vitamini bitkisel ve hayvansal besinlerde yaygındır. En iyi ları yeşil yapraklı sebzeler ve karaciğerdir. Yeşil çay, karnabahar, marul, lahana, ıspanak ve sığır karaciğeri en iyi larındandır.
K vitamini yetersizliğine insanlarda pek rastlanmaz. Ancak ameliyat, doğum, yaralanmalar gibi aşırı kanamalı durumlarda ve bağırsak florasını değiştiren antibiyotik türü ilaçların fazla kullanılması sonucunda yetersizlik belirtileri görülebilir. Bu belirtilerin en önemli özelliği kanayan bir dokudan kan kaybının önlenmesi için pıhtılaşmanın oluşmaması ve kanamanın durdurulamamasıdır. Böyle durumlarda doktor kontrolünde vitamin takviyesi yapılmalıdır. Ayrıca yeni doğan bebeklerde K vitamini eksikliği sonucu kanamalar olabilir.Bu durumu önlemek için doğumdan önce anneye, doğumdan sonra bebeğe K vitamini doktor kontrolünde enjekte edilmelidir.
Normal beslenmede fazlalık görülmez. Ancak ilaç olarak çok alınırsa, aşırı pıhtılaşma sonucunda damarlarda tıkanmalar görülür.
: Gıda Teknolojisi
Vitaminler - B3 Vitamini (Nikotinamid, Niasin, PP Vitamini)
Vitaminler - B6 Vitamini (Piridoxin)
Vitaminler - P Vitamini (Rutin)
YORUMLAR