yapışık sıfat 1 . Bir yere yapışmış olan. 2 . Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan: "Yapışık hemşireler gibi dün...
yapışık
sıfat
1 . Bir yere yapışmış olan.
2 . Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan:
"Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi."- H. C. Yalçın.
3 . Dokunan, değen:
"Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu."- Ç. Altan.
Birleşik Sözler
yapışık çeneliler
sıfat
1 . Bir yere yapışmış olan.
2 . Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan:
"Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi."- H. C. Yalçın.
3 . Dokunan, değen:
"Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu."- Ç. Altan.
Birleşik Sözler
yapışık çeneliler
YAPIŞICI sıf. Yapışan, yapışma özelliği olan.
Kaynak: Büyük Larousse
YAPIŞIK sıf.
1. Bir şeye, bir yere ya da birbirine yapışmış olan: Duvarlara yapışık afişler
2. Bir yere, bir şeye, birbirine yapışmış gibi değen, tutunan, saran.
3. Fizyolojik yönden birbirine yapışmış olarak doğan: Yapışık ikizler.
—Bot. Akışmaz bir maddeyle birbirine kaynamış ya da sadece yapışmış benzer organlara denir. || Değişik yapıdaki başka bir organa kaynamış herhangi bir organa denir (örneğin erkekorganlar taçyapraklara yapışık olabilir.)
1. Bir şeye, bir yere ya da birbirine yapışmış olan: Duvarlara yapışık afişler
2. Bir yere, bir şeye, birbirine yapışmış gibi değen, tutunan, saran.
3. Fizyolojik yönden birbirine yapışmış olarak doğan: Yapışık ikizler.
—Bot. Akışmaz bir maddeyle birbirine kaynamış ya da sadece yapışmış benzer organlara denir. || Değişik yapıdaki başka bir organa kaynamış herhangi bir organa denir (örneğin erkekorganlar taçyapraklara yapışık olabilir.)
Kaynak: Büyük Larousse
YAPIŞIKLIK a. Yapışık olma durumu.
—Bot. Özellikle çiçeHerde iki çevremin ya da yakın organların tamamen ya da kısmen birbirine kaynaması.
—Hematol. Hücre yapışıklığı, HüCRE YAPİŞM/Şİ nın eşanlamlısı.
—Patol. iki organ ya da dokunun birbirine kaynaması. (Bir normal fizyolojik yapışıklıklar vardır [örneğin bazı periton yapraklarının yapışıklığı] bir de doğuştan ya da edinsel patolojik yapışıklıklar vardır ki, ağrılara, delinmelere, tıkanmalara neden olabilir [örneğin peritonit ya da ameliyat sonucu oluşan bir yapışıklığın yaptığı tıkanma].)
—Bot. Özellikle çiçeHerde iki çevremin ya da yakın organların tamamen ya da kısmen birbirine kaynaması.
—Hematol. Hücre yapışıklığı, HüCRE YAPİŞM/Şİ nın eşanlamlısı.
—Patol. iki organ ya da dokunun birbirine kaynaması. (Bir normal fizyolojik yapışıklıklar vardır [örneğin bazı periton yapraklarının yapışıklığı] bir de doğuştan ya da edinsel patolojik yapışıklıklar vardır ki, ağrılara, delinmelere, tıkanmalara neden olabilir [örneğin peritonit ya da ameliyat sonucu oluşan bir yapışıklığın yaptığı tıkanma].)
Kaynak: Büyük Larousse
YAPIŞ YAPIŞ sıf.
1. Yapışkan bir maddeye bulanmış olan şey için kullanılır: Elleri yapış yapıştı.
2. Çok nemli ve sıcak olduğu için aşırı ölçüde terleten bunaltıcı hava için kullanılır.
1. Yapışkan bir maddeye bulanmış olan şey için kullanılır: Elleri yapış yapıştı.
2. Çok nemli ve sıcak olduğu için aşırı ölçüde terleten bunaltıcı hava için kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse
yapışık ingilizcesi
- adherent, attached, coherent, cohesive, conjoint
yapışıklık ingilizcesi
- cohesiveness
YORUMLAR